Meduller tiroid karsinomu vakalarının değerlendirilmesinde radyonüklid yöntemlerin yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Çalışmamızda 1981-1991 yıllan arasında izlenmiş olan 42 Meduller Tiroid Karsinomu (MTC) vak'asını retrospektif olarak değerlendirdik ve radyonüklid yöntemlerin değerini araştırdık. 15 (%35.71) hastanın 35 yaşın altında, 27 (%64. 29) 'sinin ise 35 yaşın üzerinde olduğu gözlendi. Hastalardan 27 (%69.29)'si bayan, 15 (%35.71)'i erkekti. İnce iğne aspirasyon biopsisi yapılan 15 hastanın 14 (%93.34)' ünde, açık biopsi veya lenfadenektomi yapılan 8 hastanın 7 (%87.5) 'sinde ve frozen-section yapılan 7 hastanın 6 (%85.71) 'sında true-pozitif sonuçlar alındı. İnce iğne aspirasyon biopsisi ve/veya açık biopsi sonucu patolojik bulunan hastaların toplam sayısı 20 (%14.29), bunlar arasında MTC kuşkulu olanların sayısı ise sadece 6 (%14.29) idi. İlk operasyon sırasında bilateral total tiroidektomi ve/veya boyun disseksiyonu uygulanan 12 hastada operasyon sonrası dönemde saptanan lokal veya uzağa metastaz oranı (%66.67, 8/12) bilateral subtotal veya parsiyel tiroidektomi uygulanan hastal ardaki nden (%54.54, 12/22) fazla bulundu. Histopatolojik raporlar ile klinik muayene bulguları değerlendirildiğinde 30 hastada (%71.43) yakın veya uzak dokulara yayılma olduğu saptandı. Bu hasta lardan 22 (%52.38)'sinde lenf ganglionu tutulması vardı (Tablo 2a). Yakın ve/veya uzak metastazla gelen 30 hastanın 8 (%26.67) 'inde ilk operasyon ile iyileşme sağlandı. 7'sı yakına ve/veya uzağa metastazla gelen vak'alarda olmak üzere toplam 8 hastaya reoperasyon uygulandı. Reoperasyon uygulanan toplam 8 hastanın sadece 1 (%12.5)'inde postoperatif dönemde iyi leşme saptandı. Reopere edilenler de dahil olmak üzere 42 hastalık bütün MTC grubu değerlendirildiğinde 26 (%61.90) hastanın serum kalsitonin değerleri yüksek, 7516 (%38. 10) hastanın ise normal düzeyde bulundu. 1-131 ile yapılan 24 saatlik tiroid uptake' i ölçümü 16 hastada (%38.10) %10`dan küçük, 26 hastada (%61.90) ise %10'dan büyük bulundu. 24 saatlik tiroid uptake' i %10'un altında olan hasta grubunda rezidüel tümör ve/veya metastaz (+) ve kalsitonin düzeyi yüksek olanlar; uptake 'i %10'un üzerinde olan hasta grubunda ise rezidüel tümör dokusu ve metastaz (-), serum kalsitonin düzeyi normal olanlar daha yüksek oranda bulundu (Tablo 3 a,b). Toplam 23 hastada (%54.76) serum tiroglobulin (Tg) düzeylerine göre değerlendirme yapıldı. Tg düzeyi 21 hastada (%91.30) normal, 2 hastada (%8.70) yükselmiş bulundu. Bu bulgularla serum Tg düzeyinin sadece follikü- ler komponente sahip olan mikst tipteki MTC vak'alarında metastatik ve prog- nostik gösterici olarak kullanılabileceği sonucuna varıldı (Tablo 5 a,b,c). Serum karsinoembriyonik antijen (CEA) düzeyleri değerlendirilen 12 (%28.57) vak'anın hemen hepsinde CEA düzeyinin remnant tiroid dokusundan bağımsız olduğu; buna karşılık rezidüel ve metastatik tümör varlığında, kalsitonin düzeylerine hemen hemen paralel bir yükselme gösterdiği dikkati çekti (Tablo 6 a,b,c). 1988 senesinden itibaren Tc-(V) DMSA tüm vücut sıntigrafisi çalışma ları, serum kalsitonin düzeyleri ve diğer laboratuar yöntemleri ile birlikte toplam 28 hastanın (%66.67) pre ve post op değerlendirmesinde kullanıldı. Tc-(V) DMSA ile tiroid ve tüm vücut sintigrafisi sonuçları bir hastanın (#23) dışında operasyon sonrası kalsitonin düzeyleri ile uyumlu bulundu (Tablo 4a). Sintigrafik olarak multipl metastaz odakları saptanan bir hastada (#23) bazal serum kalsitonin düzeyinin normal sınırlarda olması tümör dokusunda da kalsitonin ve amiloid miktarının azlığını; lezyonlardaki Tc-(V) DMSA akümülasyonu için belki amiloid birikimi dışında bir nedenin söz konusu 76olabileceğini akla getirdi. Retrospektif olarak yapılan histopatolojik değerlendirme tümör dokusunun küçük hücrelerden zengin ve amiloidden fakir olduğunu gösterdi. Hastalarımız Tc-(V) DMSA sintigrafisi ile değerlendirildiğinde, 11 (%39.29)'inde tiroid lojunda rezidüel tümör dokusu saptandı. 13 (%46. 43) 'ün de yakın, 14 (%50)'ünde uzak doku ve organlarda olmak üzere toplam 18 (%64.29) hastada metastatik tutulma gözlendi. 10 (%35.71) hastada normal serum kalsitonin düzeyleri ile uyumlu olmak üzere hiçbir patolojik birikim odağı saptanmadı. Bazı hastalarda Tc-99m MDP ile tüm vücut kemik ve Tc-99m Sn-kolloid ile karaciğer sintigrafileri yapıldı. Tc-99m MDP sintigrafisi ile iskelet sistemi dışında kalan yumuşak dokuya ait tümör odakları gösterilemedi. Kompüterize tomografi (CT), ultrasonografi (US) ve direkt grafilerle yapılan değerlendirmede Tc-(V) DMSA sintigrafisi ile patolojik birikim odağı saptanan 9 hastada radyolojik yöntemler bu bulguyu doğruladı. Yükselmiş bazal serum kalsitonin düzeyine sahip 3 hastada (# 1,2,24) kompüterize tomografi ile bile uzun süre saptanamayan lokal veya uzak tümör odakları Tc- (V) DMSA sintigrafisi ile başarılı bir şekilde gösterildi (Resim 2). Post op dönemde her üç tedavi şeklinin de ayrı ayrı veya kombine halde uygulandığı hastalar oldu. Toplam 9 (%21.43) hastaya radyoaktif iyot ile internal, 23 (%54.76) hastaya eksternal radyoterapi ve 8 (%19.05) hasta ya da kemoterapi uygulandı. 14 (%33.34) hastaya L-Tiroksin ile supresyon veya substitüsyon dışında hiçbir tedavi uygulanmadı. 4 hastada kombine halde (adriamisin, 5-fluorourasil ve cis-platin), 4 hastada ise tek bir kemotera- pötik ajan kullanılarak denenen tedaviye hastalardan hiçbirinin cevap verme diği gözlendi (Tablo 7c). 77
Collections