Çocuk cerrahisinde periferik total parenteral beslenmenin yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
52 ÖZET Total parenteral beslenme, son 20 yıl içerisinde gerek yeni kateterizasyon teknikleri ve ekipmanın geliştirilmesi, gerekse komplikasyonları asgariye indiren yeni ürünlerin, başta kristalize amino asit solüsyonları ve lipit emülsiyonlarının, sağlanabilmesi ile daha geniş bir endikasyon alanı ile yaygın kullanıma girmiştir. TPB çocuk cerrahisi alanında da, özellikle konjenital gastrointestinal sistem anomalilerinde, ağızdan beslenmenin mümkün olmadığı durumlarda, destekleyici tedavi yöntemi olarak giderek daha sık kullanılır olmuştur. TPB uygulaması ile ilgili tecrübeler arttıkça daha sık kullanılan santral ven kateteri yolu ile yapılan TPB'de katetere bağlı mekanik ve septik komplikasyonların yoğunluğu dikkat çekmiş ve lipit emülsiyonlarının üretimi ile etkili bir biçimde uygulanabilen periferik ven yolu ile TPB alternatif yöntem olarak ilgi toplamıştır. Bu çalışma, 1987 - 1991 yılları arasında, İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı'nda cerrahi tedavi gören ve değişik nedenlerle oral yolla beslenemeyen 100 hastada, periferik TPB uygulama yöntemini, tedavinin etkinliğini ve komplikasyonlarını araştırmak amacı ile prospektif olarak yapılmıştır. Yaklaşık %60'ı yenidoğan döneminde olan 100 hastaya periferik ven yolu ile kristalize amino asit solüsyonu (2 - 3 g/kg/gün protein), dekstroz solüsyonu (15-25 g/kg/gün dekstroz), lipit emülsiyonu (1 - 4 g/kg/gün yağ - total enerjinin yaklaşık %40'ını karşılayacak şekilde) ve gerekli oranlarda elektrolit ve vitaminler verilmek suretiyle 3 - 74 gün süreyle (ortalama 13.9 gün) TPB uygulanmıştır. Bu süre sonunda hastaların %93'ünde başlangıç vücut ağırlığının %5 ile 10'u arasında tartı alımı53 sağlanmıştır. 7 hastada sıvı kısıtlamasına gidilmesi gerektiğinden yeterli tartı alımı sağlanamamıştır. 4 hastada hipoglisemi, 4 hastada ise kolestatik heaptoselüler yetmezlik karşılaşılan en önemli komplikasyonlar olup bu komplikasyonlar esas hastalığın prognozunu olumsuz yönde etkilememiştir. Periferik venler ile ilgili damar yolu bulmak gibi teknik veya trombofilebit gibi septik herhangi bir komplikasyon ile karşılaşılmamıştır. Hastaların %36'sında septisemi gözlenmiştir. Septisemi ile TPB arasında doğrudan ilişki saptanmamakla beraber septik hastalarda %84'lük mortalite TPB'nin sepsis ile mücadelede önemli bir fayda sağlamadığını düşündürmektedir. Sonuç olarak periferik TPB çocuk cerrahisinde, özellikle kısa süreli (1 ay civarında) hiperalimentasyonda, santral TPB protokollerine göre komplikasyonu düşük, uygulaması kolay ve efektif bir destekleyici tedavi yöntemi olarak değerlendirilmiştir.
Collections