Akut lenfoblastik lösemilerde ve lenfomalarda kranial radyoterapi ve kemoterapinin endokrin sistemi üzerine olan etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
60 ÖZET Bu çalışma ile İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Hematoloji-Onkoloji Bilim dalında tanı konulan ve tedavileri tamamlanan, halen şifa halinde bulunan 15 ALL'li ve 17 Lenfoma'lı olmak üzere 32 olgu değerlendirildi. Bu olgularda kemoterapinin ve profilaktik dozda uygulanan kranial radyoterapinin GH, T4, TSH, FSH, LH, Prolaktin, Testesteron ve Kortizol hormonu üzerine olan etkileri ve bu hastaların somatik gelişimi araştırıldı. Araştırma tedavi başlangıcından ortalama 5.3 yıl (En erken 1.5 en geç 11.08 yıl) sonra yapıldı. r Olguların 16'sına kranial radyoterapi uygulandı. Bu hastaların radyoterapi uygulandığı dönemdeki yaş ortalaması (7.3412.67 yıl) idi. Diğer 16 hastaya kranial radyoterapi uygulanmadı. Kranial radyoterapi uygulanan hastaların tedavi öncesi boy SDS ortalaması: (0.17±0.73) olup, tedavi sonrası boy SDS değeri: (-0.19±0.64) bulundu. Başlangıç ve tedavi sonrası boy SDS değerleri arasıdaki fark anlamlı değildi (p>0.05). Kranial radyoterapi uygulanmayan hastaların tedavi öncesi boy SDS değeri: (-0.49±0.96) olup, tedavi sonrası boy SDS değeri: (-0.38±0.74) bulundu. Tedavi öncesi ve sonrası boy SDS değerleri arasıdaki fark anlamlı değildi(p>0.05). Bu bulgular hastalarımızda kranial radyoterapinin somatik geliş meyi olumsuz yönde etkilemediğini göstermektedir. Hastalara GH uyarı testi olarak L.Dopa ve/veya Arginin uygulan dı. T4, TSH, Prolaktin, Testesteron ve Kortizol hormonları için uyarı testi yapılmadı. Bu hormonların sadece bazal düzeyleri değerlendirildi.61 Kranial radyoterapi uygulanan hastaların uyarı testine GH peak cevap ortalaması: (17.36±12.18 ng/ml) bulundu. Radyoterapi uygulanma yan hastaların uyarı testine GH peak cevap ortalaması: (16.31±9.85 ng/ml) bulundu. Kranial radyoterapi uygulanan ve uygulanmayan hastaların GH peak değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenme di (p>0.05). Somatik gelişme ve GH salgısının normal bulunmasını hastaların tanı konulduğu dönemdeki kronolojik yaşının ileri olması (ort: 7.34±2.67) ve uygulanan kranial radyoterapi dozunun düşük olması (1800 rad) ile açıklamak mümkündür. Kranial radyoterapi uygulanmış olan hastalardan pubertede bulunanların GH peak değeri: (11.36±5.73 ng/ml) bulundu. Kranial radyoterapi uygulanmış ve pubertesi başlamamış olan hastaların GH peak değer orta laması: (22.03 + 0.5 ng/ml) bulundu. Prepuberte ve pubertede bulunan hastaların GH peak değer orta laması arasında istatistiksel yönden fark bulunmasa bile (t: 2.07 ve p>0.05) kranial radyoterapi uygulanan hastalarda puberte döneminde GH salgılanmasında azalma olabileceği dikkati çekmektedir. Kranial radyoterapi uygulanan hastaların bazal TSH ortalama sı: (3.31 + 2.67 mikro IU/ml), bazal T4 ortalaması (7.73±3.08 mikrogr/dl) bulundu. Kranial radyoterapi uygulanmayan hastaların bazal TSH ortalaması (2.0311.32 mikro IU/ml) ve bazal T4 ortalaması: (8.2711.99 mik rogr/dl) bulundu. Kranial radyoterapi uygulanan ve uygulanamyan hastaların hem bazal TSH hem de bazal T4 ortalamaları arasında fark bulunmadı (p>0.05) Tiroid fonksiyonlarının normal bulunmasını hastaların özellikle boyun bölgesine radyoterapi uygulanmamış olması ile açıklamak mümkün dür. Olguların hepsinde bazal FSH, LH, Testesteron değerleri hastaların yaş ve cinsiyetine uyan normal sınırlar içinde bulundu 2 olguda prolaktin düzeyi normalden yüksek bulundu. 6 olguda bazal kortizol düzeyi normalden yüksek bulundu. Bu hastaların araştırılan diğer hormonları (GH, T4, TSH, FSH, LH, Prolaktin ve Testesteron) normal sınırlar içinde bulundu. Olgulardaki kortizol yüksekliğini stres ile açıklamak mümkün olacaktır. Olgularımızda kranial radyoterapinin somatik gelişim ve endokrin sistem üzerinde belirgin yan etkiye yol açmadığı görülmektedir. Bunun nedeni uygulanan radyasyon dozunun düşük olması ve radyoterapi uygulandığı dönemde hastaların kronolojik yaşının ileri olmasına bağlıdır.
Collections