Fokal epilepsili çocuklarda fonksiyonel ve anatomik görüntüleme sistemlerin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışma, parsiyei epilepsili çocuklarda yerel beyin kan akımı değişikliklerini incelemek ve bunları, EEG ve anatomik görüntüleme yöntemleri (BT-MRG) ile saptanan bulgularla karşılaştırmak için planlanmıştır. Ayrıca AEİ kullanımının yerel beyin perfüzyonuna etkisi ve tedavi sonunda primer epileptik odakta ortaya çıkan fonksiyonel değişiklikleri belirlenmesi amaçlanmıştır. Klinik ve/veya EEG özelliklerine göre parsiyei epilepsi tanısı konan 41 olgunun 17'si (gurup 1) 4.65 ± 3.80 (0.2-12) yıldır mono (karbamazepin) ya da politera- pi (karbamazepin + valproik asit, karbamazepin + valproik asit + barbakseklon veya karbamazepin + valproik asit + difenilhidantoin) şeklinde AEİ tedavisi alıyordu. Medikal tedavi almayan 24 olgunun (gurup 2) BT ve/veya MRG ile anomali belirlenmeyenlerinden 13'ü (gurup 2 A) çalışmanın izlemli gurubunu oluşturdu. 1 1 olgu ise 2B gurubuna dahil edildi. Yaş ortalaması 3.71 ± 2.30 (5-14) olan 7 sağlıklı çocuk, çalışmanın kontrol (grup 3) grubunu oluşturdu. Gurup 1 ve 2B'deki olgulara bir kez EEG, SPECT, BT ve /veya MRG çekildi. Gurup 2A'daki olgulara tedavi öncesi EEG, SPECT, BT ve/veya MRG ve 8.00 ± 2,23 (4-12) ay AEİ (1 1 olgu karbamazepin, 2 olgu difenilhi dantoin) kullandıktan sonra EEG ve SPECT 2. kez uygulandı. Sonuçta, 41 olgunun 3 Tinde (% 75) EEG, 33'ünde (% 80) görsel SPECT değerlendirmesiyle anomali saptandı. EEG ve SPECT fokal odağı belirlemede 21 (16'sı tek taraflı, 5'i iki taraflı) (% 51) olguda benzerlik gösterdi. Sayısal SPECT değerlendirmesi, 2 olguda daha fokal anomali belirleyerek görsel değerlendirmeye katkıda bulundu (% 56). 5 olguda iki değerlendirme uyumlu değildi. SPECT, EEG'si normal olan 8 (% 20) olguda, EEG ise perfüzyon defekti bulunmayan 6 (% 1 5) olguda anomali belirledi. BT % 7 (2/30), MRG % 4 (1/23) olguda yapısal anomali saptadı. SPECT bu olguların tümünde, EEG ise 1 'inde anatomik görüntüleme sistemleriyle uyumluydu. AEİ kullanan (gurup 1) ve kullanmayan (gurup 2A ilk ve gurup 2B) olgular arasında serebral kortikal alanlarda bölgesel kan akımı açısından anlamlı fark bulun- 72madı. Sayısal SPECT değerlendirmesiyle 7'si aynı taraf fokal kortikal odakla beraber olmak üzere 8 olguda hemisfer hipoperfüzyonu saptandı. EEG ise sadece 1 olgu da benzer patolojiyi gösterdi. Tüm olguların hemisfer perfüzyonları, kontrol olguların dan anlamlı farklı idi. İlaç kullanan ve kullanmayan olgular arasında anlamlı perfüzyon farkı bulunmadı. SPECT, 1 5 incelemede serebellar, 1 6 çalışmada subkortikal perfüzyon azalması belirledi. Kortikal lezyonlarla beraber ya da yalnız olabilen bu anomaliler, AEİ kullanımından bağımsızdı (p>0.05). İzlemli gurubun % 85 (11/13) olan EEG-SPECT (görsel) korelasyonu 2. değerlendirmede % 46'ya indi. EEG anomalisi 5, SPECT ise 6 olguda değişmeden kaldı. Sayısal SPECT değerlendirmesiyle % 70 (9/11) olan EEG-SPECT uyumu % 40'a (5/13) düştü. Sonuçta bu çalışmada SPECT'in, epileptik odağı belirlemede EEG'yi tamamlayıcı, BT ve MRG'den ise daha duyarlı bir yöntem olduğu gösterilmiştir. Parsiyel epilepside epileptojen odağa ait perfüzyon defekti, lokal kalmayıp serebral korteksin uzak bölümleri ve tüm hemisferin, subkortikal yapıların ve serebellar korteksin hemodi namiğini etkilemektedir; ayrıca primer odak ve ona bağlı olarak gelişen sekonder fonksiyonel değişiklikler zaman içinde yer değiştirebilir. Parsiyel epilepsideki fonksiyonel etkileşimin nöropsikiyatrik bulgular ve prognoz açısından önemi ve bu dinamik olaya ilaçların etkisi henüz tam açıklanamamış konulardır. 73
Collections