Üretra striktürlerinin ultrasonografi ve retrograd üretrografi ile değerlendirilmesi ve karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Üretra darlıklarının değerlendirilmesinde günümüze dek yaygın olarak kullanılan retrograd üretrografinin tanısal değerleri sınırlıdır. Ayrıca X-ışını içermesi, kontrast madde gerektirmesi, invasiv bir yöntem olması gibi bazı dezavantajları vardır. Son yıllarda özellikle anterior üretra darlıklarının değerlendirilmesinde ultrasonografi kullanılmaya başlanmıştır. Ultrasonografi non-invasiv, kolay tekrarlanabilen, dinamik, üç boyutlu bir inceleme olup X-ışını içermemektedir. Bu inceleme yöntemi ile darlık lokalizasyonunda üretra duvarı, komşuluğundaki korpus spongiozum ve periüretral fibrozis de değerlendirilebilmektedir. Bu çalışmada iki farklı radyolojik modalitenin etkinliği araştırılmıştır. Değişik etiyolojilere bağlı (enfeksiyon, travma, post-operatif ve sebebi bilinmeyen) üretra darlığı düşünülen 31 olguya önce ultrasonografi, sonra da retrograd üretrografi yapılmıştır. 20 olguda ultrasonografi, 17 olguda ise retrograd üretrografi ile anterior üretra darlığı, 11 olguda retrograd üretrografi ile posterior üretra darlığı saptandı. Anterior üretra darlığı olan olgularda, dar segment uzunluğu ultrasonografi ile retrograd üretrografiye göre daha uzun ve daha gerçeğe yakın saptandı. Ultrasonografinin, hastanın tedavi protokolünün belirlenmesinde çok önemli olan periüretral fibrozu saptamada üstün olduğu görülmüştür. Ultrasonografinin üretra darlığı düşünülen hastalarda anterior üretra darlıklarının saptanmasında tarama yöntemi olarak kullanılabileceği, retrograd üretrografide saptanan darlıklarda, periüretral fibrozisi değerlendirmek için mutlaka yapılması gerektiği sonucuna varıldı.
Collections