Akut lenfoblastik lösemi, akut miyeloid lösemi ve Non Hodking lenfoma olgularında tümör liziz sendromu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları A.B.D., Hematoloji Bilim Dalında 1993-1995 yılları arasında sırasıyla 21 ALL, 15 AML ve 16 NHL tanısı konan olgular ileriye yönelik değerlendirildi. Olgularımızda tedavi ile gelişen tümör liziz sıklığı, metabolik değişiklikler ve LDH ile metabolik parametreler arasındaki bağıntılar araştırıldı. İlk kez tanıları konan olgulara tedavileri klasik bilgiler doğrultusunda yapıldı. 29-30,31 Olguların tedavi öncesi ve sonrası metabolik durumları ikişer kez serum örnekleri alınarak üre, kreatinin, ürik asit, fosfor, kalsiyum, potasyum ve LDH ölçümleri ile takip edildi. öncesinde hastalığına yönelik tedavi gören, ayaktan takip edilen ve ali trans-retinoik asit tedavisi uygulanan AML M3 olguları çalışma dışı bırakıldı. Allopurinol kullanmamız sebebi ile gruplarımızda tedaviyle serum ürik asit düzeylerinde anlamlı farklılık görülmedi. NHL grubumuzda LDH ve ürik asit düzeyleri arasında allopurinol kullanımına rağmen zayıf bağıntı saptandı (r=0.43). TLS'a ait metabolik değişiklikler en belirgin olarak serum fosfor düzeylerinde ölçüldü. Tedavi öncesi 9 (%17) olgunun serum fosfor düzeyi yüksekken, bu sayı tedavi sonrası 15 (%29) olguya yükseldi. Özellikle ALL grubunda görülen serum fosfor düzeyi artışı, diğer iki gruba göre de anlamlı 29farklı oldu (p<0.05). ALL olgularında yüksek lökosit sayısıyla serum fosforu artışı arasında zayıf bağıntı belirlendi (r=0.36). NHL olgularında serum LDH'sının yükselmesi ile serum fosforunun artışı arasında orta derecede bağıntı saptandı (r=0.65). Hiperfosfatemiyi takiben yine ALL ve NHL olgularında serum kalsiyum düzeylerinde azalma ölçüldü (p<0.05). Tedavi sonrası olgularımızın 21 'inde (%40) serum üre düzeyi artmasına rağmen, sadece 5 (%10) olgunun serum kreatinin düzeyi ve 4 (%8) olgunun serum potasyum düzeyi normal sınırları aştı. Her üç grubumuzda da tedavi ile üre yükselmesi anlamlı oldu (p<0.05). Ürenin yükselmesine rağmen bu düzeyde kreatininin yükselmemesi öncelikle prerenal nedenleri düşündürdü. Serum ürik asit, potasyum, fosfor ve kalsiyum düzeylerinde olan herhangi bir metabolik değişiklik 25 (% 48) olgumuzda görülmesine rağmen, yalnız 3 (%5.8) olguda klinik bulgular veren TLS gözlendi. Bunların ikisi ALL ve biri AML olgusuydu. TLS olgularının grup dağılımında anlamlı farklılık saptanmadı. Serimizde TLS ait metabolik değişiklikler sıklık sırasına göre ALL, NHL ve AML olgularında görüldü. En sık değişiklik serum fosfor ve kalsiyum düzeylerinde ölçüldü. Fosfor yüksekliğine bağlı klinik bulgu görülmezken, iki olgumuzda hipokalsemiye bağlı tetani, bir olgumuzda hiperpotasemi ve hipokalsemiye bağlı aritmi gelişti. Yine bir hastamız akut böbrek yetmezliği ile eks oldu. 30Sonuç olarak yüksek LDH düzeyi olan NHL olgularında, lökositozu olan ALL olgularında ve tedavi süresince yeterli sıvı replasmanı yapılmayan olgularda serum fosfor, kalsiyum, ürik asit ve üre düzeylerinde anlamlı değişim görüldü. 31
Collections