Akut anterior miyokard infarktüsünde sol ön inen koroner arterdeki tıkanıklık yerinin saptanmasında EKG`nin değeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, akut anterior miyokard infarktüsü ile Koroner Bakım Ünitesi 'ne başvuran hastaların çekilen EKG'lerinde sıklıkla rastlanılan inferior derivasyonlardaki ST segment çökmesinin önemini belirleyebilmek amacı ile yapılmıştır. Sol ön inen koroner arterdeki lezyonun yeri ile ST segment çökmesi arasındaki ilişki saptanmaya çalışılmış ve yine inferior derivasyonlardaki ST segment deviasyonlarının, anterolateral derivasyonlardaki ST segment amplitüdlerinden ne kadar etkilendiği irdelenmiştir* Lezyon yerinin sol ön inen koroner arterin proksimal bölümünde olması, kalitatif ve kantitatif olarak daha fazla hasara uğramış miyokard kitlesini yansıttığı için, bu durumun tespiti takip ve tedavi protokolünü etkileyebilmektedir. Akut dönemde altın standard olan koroner arteriografi yapılamadığı için, EKG 'in bu konuda yardımcı olabilmesi, pratik bir önem taşımaktadır* 1990-1995 yılları arasındaki hastalardan retrospektif olarak değerlendirilerek kriterlere uyan 23 hasta; 1995-1996 yılları arasında başvuran hastalardan ise prospektif olarak 5 tanesi çalışmaya dahil edilmiştir. Tüm hastaların koroner arteriografileri ortalama 30 gün içerisinde yapılmıştır.-36- Başlangıç EKG' sindeki ST segment amplitüdleri her derivasyon için J noktasından 0.08 sn sonra tek tek hesaplanarak kaydedilmiştir. Sol ön inen koroner arterdeki lezyon yerine göre de gruplar} proksimal lezyonlular (n=15) ve distal lezyonlular (n=13) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Gruplar arasında yaş, koroner arter iografi olana kadar geçen süre, SKZ (Streptokinaz) uygulanımı ve tutulan ek damar sayısı arasında herhangi bir fark kaydedilmemiştir. Proksimal lezyonlu grupta; D2, D3, AVF der ivasyonl arında > 1 mm ST segment depresyonu gösteren vaka sayısı sırasıyla 6, 8, 11 iken distal lezyonlu grupta bu rakamlar sırasıyla 2,3 ve 3 olmuştur. Proksimal lezyonlu grupta; D2,D3 ve AVF derivasyonlarındaki ST segmentinde distal lezyonlu gruba göre anlamlı çökme izlenmiştir. (D2, D3, AVF için `p` değerleri sırasıyla 0.017, 0.02 ve 0.0067). Lojistik regresyon testi ile incelendiği zaman ise D2, D3, AVF derivasyonlarındaki çökmelerin proksimal lezyonu belirlemedeki pozitif prediktif değerleri sırasıyla %75, %72, %79 olarak bulunmuştur. Lineer regresyon modeli ile incelendiği zaman da, D3 ve AVF 'deki ST amplitüdünün özellikle AVL ve Dİ ' den etkilendiği kaydedilmiştir.?37- Prekordiyal derivasyonların etkisinin ise Dİ ve AVL'e göre daha az olduğu izlenmiştir. Sonuç olarak, inferior derivasyonlardaki ST segment çökmesinin yüksek anterolateral bölgeye resiprok olarak oluştuğu ve bunun da sol ön inen koroner arterin I. diagonal öncesinde tıkandığı durumlarda ortaya çıkabileceği saptanmıştır.
Collections