Çekal ligasyon ve ponksiyon yöntemi ile oluşturulan sepsiste granülosit koloni stimülan faktör (GCSF-Filgastrim) ve Seftriaksion`un karaciğer ve böbrek üzerine etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Amaç: Ratlarda çekal ligasyon ve ponksiyon yöntemi ile oluşturulan septik peritonit modelinde Granülosit Coloni Stimulating Faktör (GCSF) ve geniş spektrumlu bir antibiyotiğin (seftriakson) hem ayrı ayrı hem de birlikte karaciğer ve böbrek dokusu üzerine olan etkileri karşılaştırmalı araştırılması. Materyal-Metod: Wistar -Albino ratlarda çekal ligasyon ve ponksiyon yöntemi ile septik peritonit oluşturdum. 40 adet rat kullanarak kontrol sepsis, GCSF, seftriakson ve GCSF+Seftriakson grubu olarak 10'arlı 4 grup oluşturuldu. Ratlar 48 saat standart şartlarda yaşatıldı ve 48 saat sonunda aşırı dozda eter ile sakrifiye edildi. Steril şartlarda kalpten kan, 0. 5-1 cc periton materyali ve böbrek, karaciğerden örnekler alınarak mikrobiyolojik, patolojik ve biyokimyasal olarak incelemeler yapıldı. Bulgular:48 saatlik takip süresince grupların hiçbirinde ölüm görülmedi, ancak sepsis kontrol grubunda 4 adet denekte hemokültür, karaciğer ve böbrek kültüründe üreme olup sepsis gelişirken, sadece antibiyotik verilen grupta yalnız 1 denekte hemokültür, karaciğer ve böbrek kültüründe üreme oldu. Antibiyotik+GCSF verilen grubta ise 1 denekte hemokültür ve karaciğer kültüründe üreme olurken, 1 denekte ise sadece hemokültürde üreme oldu. Sepsis kontrol grubunda yapılan gözlemlerde ratların çevreyle ilgilenmeleri, yemek yemeleri ve su içmeleri hareketleri azalırken, bir araya gelme istekleri, gözlerde soluklaşma ve eksüda arttı. Antibiyotik grubunda bu gözlemleri hiçbiri görülmezken, antibiyotik+GCSF verilen grupta ise bu sepsis belirtilerine çok az rastlandı. Sepsis kontrol grubunda mikrobiyolojik olarak kantitatif olarak sayılan bakteri kolonizasyonu (++++) gibi yüksek oranlarda bulunurken sadece seftriakson verilen ve seftriakson+GCSF verilen grupta hiç böyle yüksek değerlere ulaşmadı. Sepsis kontrol grubunda ve sadece GCSF verilen grupta sepsis ana patojeni E. coli iken seftriakson verilen grupta ise Enterokok sepsis ana etkeni olarak karşımıza çıkmıştır. Karaciğer ve böbrek üzerine yapılan patolojik incelemede sepsis kontrol grubunda sepsis gelişen hayvanların karaciğer parankiminde fokal nekroz, portal alanlarda iltihabi hücre infiltrasyonu kapsül altında eksüda ve nötrofıl 37eksüdasyonu görüldü. Böbrek patolojilerinde kaliks epiteli altında mikst iltihabi infiltrasyon, ve yağlı dokuda iltihabi infiltrasyon görülürken sadece seftriakson verilen deneklerin 4 tanesinde karaciğer ve böbrekte patolojiye rastlanmadı. Bu grupta sepsis gelişen tek denekte karaciğerde parankimde fokal nekroz ve böbrekte mikst iltihabi reaksiyon görüldü. GCSF+Seftriakson verilen grup deneklerinin 4 tanesinde böbrek patolojisine rastlanmazken sepsis oluşan deneklerin birinde karaciğerde fokal nekroz ve iltihabi infiltrasyon görüldü. Diğer deneklerin karaciğerlerinde hafif iltihabi infiltrasyon görüldü. 4 grup içinde de ortalama grup ortalaması değerine göre sepsis gelişen ratlarda BUN (mg/dl) ve SGPT (U/L) değerleri, gelişmeyen ratlara göre yüksek bulundu. Gruplar arasındaki ortalama değerler ise istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0. 05) Yine grup içinde sepsis gelişmeyen deneklerin hem periferik yaymasındaki polimorfonükleeer lökosit %'leri, hem de peritoneal sıvıda ki polimorfonükleer lökosit %'leri sepsis gelişen deneklere göre yüksek bulunmasına rağmen gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0. 05) Sadece grupların sepsis gelişen deneklerine baktığımızda ise periferik yaymadaki polimorfonükleeer lökosit sayıları sepsis kontrol grubuna göre sadece seftriakson verilen ve GCSF+Seftriakson verilen grupta istatistiksel olarak anlamlı bulundu. (p<0. 05) Sonuç: Seftriakson (ya da benzer spektrumlu antibiyotikler ) sepsis tedavisinde vazgeçilmez ajanlardır. GCSF ise yardımcı bir ajan olarak tedaviye eklenebilir. 38
Collections