Hashimoto tiroiditinde beyin perfüzyonunun değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Yapılan çalışmalarda hipotiroidizm ve depresyon arasında ilişki saptanmış, L- tiroksin tedavisinin depresyon tedavisinde faydalı olduğu, özellikle bipolar depresyonda episodların daha hafif geçirilmesinde ve episod aralıklarının uzamasında etkili olduğu gösterilmiştir. Bu çalışmadaki amacımız; değişik antiTPO antikor ve TSH düzeylerindeki Hashimoto tiroiditli hastalarda depresyon ve bölgesel beyin perfüzyon bozukluğu ile Hashimoto tiroiditinin ilişkisini ve L-tiroksin tedavisine verilen yanıtı SPECT yöntemiyle araştırmaktır. » Çalışma, 16 kadın hastada yapıldı. Hastalar antiTPO antikor düzeylerine göre iki grupta incelendi; birinci grup, anti TPO antikor seviyesi 100 lU/ml altında olan 6 hastadan (ortalama yaş: 43,17), ikinci grup antiTPO antikor seviyesi 100 lU/ml üzerinde olan 10 hastadan (ortalama yaş: 42.3) oluşturuldu. L-tiroksin tedavisi öncesi ve sonrasında her ıkı hasta grubunda TSH, antiTPO antikor düzeylerine bakıldı. Hastaların psikiyatrik durumlarını değerlendirmede Hamilton Depresyon Skalası (HAMDS) kullanıldı. Tedavi öncesi ve sonrasında tüm hastalara Tc99m-HMPAO SPECT çalışması uygulandı. Elde edilen imajlardan orbitomeatal (OM) çizgiye paralel olarak 6 mm kalınlığında 3 adet transvers kesit elde edildi. Bu kesitler, OM +33mm(1), OM+49mm(2), OM+66mm(3) üzerinden alındı. Transvers kesitlerden bölgesel ilgi alanları (BİA) oluşturuldu. BİA' larının piksel sayım oranları serebellum piksel sayım oranlarına bölünerek perfüzyon indeksleri (PI=BİA/SER) hesaplandı. Sol/Sağ indeks (L/Rl), karşılıklı bölgelerin sayım oranlarıyla, Asimetrik Indeks=(Sağ-Sol/ Sağ+Sol)x100 (Aİ=[R- L/R+L]x100) formülüyle hesaplandı. BİA larından elde edilen piksel sayım ortalamaları, kendi simetriğiyle karşılaştırıldı. Daha sonra tedavi öncesi ve tedavi sonrası değerler her grubun kendi içinde karşılaştırıldı ve L-tiroksin tedavisine verilen yanıt değerlendirildi. Daha sonra iki grup verilerinin kıyası yapıldı. Birinci grupta TSH düzeyi ortalaması tedavi öncesi 5,12 n-IU/ml (N:0,27-4,20), antiTPO antikor ortalaması: 41.7 lU/ml (>50 pozitif) bulundu. Tedavi sonrasında ise TSH düzeyi ortalaması 0.85 uJU/ml. antiTPO antikor ortalaması 33,67 lU/ml idi. Antikor seviyesi yüksek olan ikinci grupta ise TSH ortalama değeri 32.09 xU/ml, antiTPO antikor ortalaması 1154 IU/mPdi. İkinci grupta tedavi sonrası değerler ise TSH düzeyi ortalaması 0.91 /ı//J/m/, antiTPO antikor ortalaması 387 lU/ml idi. değerlerinde tedavi öncesi ve sonrasında belirgin düzelme saptandı (p<0,05). HAMDS ile yapılan psikiyatrik değerlendirmede tedavi öncesinde birinci grupta 392 hasta, ikinci grupta 1 hasta hafif derecede depresyonda kabul edildi. Her iki grupta TSH, antiTPO antikor, HAMDS düzeyleri karşılaştırıldı, tedaviye verilen yanıt anlamlı bulundu. AntiTPO antikorunun düşük olduğu grupta sol fronto-temporal, sağ temporal, sol paryetal, sol frontal bölgelerde hipoperfüzyon, prefrontal ve frontal bölgelerde de asimetri saptanmıştır. AntiTPO antikorun yüksek olduğu ikinci grupta ise sağ paryetaldeki hipoperfüzyon ve temporal bölgedeki asimetri dikkati çekmektedir. Bu durum göstermektedir ki tedaviye yanıtlı perfüzyon defektleri antikor seviyesinin yüksek oluşundan etkilenmeden ortaya çıkmakta ve antikor seviyesinin düşük olduğu grupta daha geniş bir alanda izlenmektedir. Çalışmamızda otoimmun tiroiditli hastalarda beyin perfüzyonunun bozulduğu ve perfüzyon defektlerin genişliğinin antikor seviyesinin yüksekliği ile ilgili olmadığı ve bu defektlerin L-tiroksin tedavisine yanıt verdiği görülmüştür. Çalışmamızda vardığımız bir başka sonuç ise TSH seviyesi 2 -5 U/ml olan hastaların da duygu durumlarında ve beyin perfüzyonlarında düzelme olduğudur. Birinci grupta tedaviye verilen yanıt daha iyi derecededir. Bu da antikor seviyesinin yüksek oluşunun tedaviye yanıtta direnç yarattığını gösterebilir. Ayrıca Hashimoto tiroiditinde hastaların pisişik fonksiyon bozukluklarının tedaviyle düzelebildiği gözlenmiştir. 40
Collections