Medeni Yargılama Hukukunda adalete erişim
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Adalete erişim, tanımlanması kolay olmayan bir kavramdır. Adalete erişimin tanımlanmasında çoğunlukla izlenen yol, erişim kavramına odaklanarak engellerin kaldırılması ise de, erişilenin ne olduğu da büyük önem taşımaktadır. Zira, erişilenin ?adalet? olmadığı durumlarda, erişmenin anlamı kalmaz. Bu nedenle adaletin anlamının ve tarihsel süreç içerisinde geçirdiği değişimin gözlenmesi gerekmektedir. Adaletin, toplumun zaman içinde değişme ve gelişmesine paralel olarak değişken bir yapıya sahip olduğu görülse de, aynı zamanda toplumda asgari müşterekler belirlenerek de ortak bir adalet anlayışının benimsenmesi mümkündür.Adalete erişim kaynağını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen ?adil yargılanma hakkı?nda bulur, Türk Hukuku bakımından ise, Anayasamızın her şeyden önce sosyal bir hukuk devleti olduğunu vurgulayan, 2. maddesi ile 5., 9., 10., 36. ve 141/4. maddeleri ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 77. maddesinde adalete erişimi destekleyen temel düzenlemelere yer verildiği görülmüştür. En temelde, hak arama özgürlüğünün gerçekleştirilmesi ve medeni yargılama hukukunda günümüzde yaşanana sorunlarının çözümünde göz önüne alınması büyük önem taşıyan usul ekonomisi ilkesinin uygulamada medeni yargılama hukukunda hakim ilke haline gelmesi sayesinde adalete erişiminin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.Medeni yargılama hukukunda günümüzde adalete erişim bakımından üç ana engel karşımıza çıkmaktadır. Buna göre, fiziki engeller, mahkemelerin konumu ve yapısal koşulları ile ilgili engellerdir. Engellerden bir diğeri, objektif engellerdir be bunlar da masraf, gecikme ve karmaşıklıktır. Son olarak sübjektif engeller gelmektedir. Sübjektif engeller ile kastedilen ise, kişilerin kendilerinden kaynaklanan, psikolojik veya kültürel koşullarıdır. Adalete erişimin önündeki engellerin sosyal devlet eliyle ortadan kaldırılması ve olumsuz koşulların düzeltilmesi gerekliliği, adalete erişimin günümüzde bir insan hakkı olarak tanınması ve devlete pozitif görevler yükleyen sosyal bir hak olarak ortaya çıkmasının bir sonucudur. Günümüzde, adalete erişim hakkı, en temel insan haklarından biri olarak uluslar üstü bir nitelik kazanmıştır. It is not an easy task to define access to justice in civil procedural law. Most common aim in defining access to justice, is to focus on ?access?, but the importance that ?justice? deserves, should be given to the concept. For, if it is not justice you?ve reached, having ?access? for it would be meaningless. For this reason, meaning of justice should be studied and it should also be examined relating to its historical background and its changes that happened during history. Even if justice has a unstable and uncertain characteristic due to its close relations with society, analyzing its evolution can lead individuals to find a common point in defining justice.Access to justice has its foundations on European Convention on Human Rights article 6 on ?Fair Trial?, and in Turkish law, Article 2, 5, 9, 10, 36 and 141/4 are the most basic regulations along with Article 77 of Turkish Civil Procedure Law. In order to grant access to justice, basic human rights and procedural economy should be implemented strongly.Barriers to access to justice can be defined under three categories, which are, physical, objective and subjective barriers. Welfare state should be responsible on taking actions to eliminate the barriers on access to justice and granting the right of access to justice, which is a fundamental human right and one of the most basic social rights.
Collections