Uyku apne hastalarının tanısında negatif ekspiratuar basınçla (nep) akım kısıtlılığı tayinin yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS) hava yolu kollapsına ve/veya daralmasına bağlı tekrarlayan hava akımı kısıtlılığı (hipopne) veya durması (apne) ile karakterize bir hastalıktır. Tekrarlayan solunum durmaları akut gaz değişim anormalliklerine (desatürasyonlara) ve uyku bölünmelerine neden olarak nöro-davranışsal ve kardiyak sonuçlar doğurmaktadır. Üst solunum yollarında obstrüksiyon ve kollapsın gelişiminde 3 önemli faktör vardır. Bunlar; üst solunum yollarının anatomisi, inspirasyon sırasında oluşan negatif basınç ve farengeal hava yolunu dilate eden adalelerde aktivite kaybıdır. Çalışmamızda OUAS tanısında negatif ekspiratuar basmç (NEP) tekniğinin yerinin tayini amaçlanmıştır. NEP tekniği ile saptanan akım kısıtlılığını (AK) ile başta hava yolu rezistansı (Raw) olmak üzere tüm solunum fonksiyon testleri (SFT) ile polisomnografi (PSG) ile saptanan apne- hipopne indeksi (AHİ) ve desatürasyon indeksi (DI) arasındaki korelasyon araştırılmıştır. İki ayrı üniversite (İ.Ü İstanbul Tıp Fakültesi ve İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi) göğüs hastalıkları kliniğinde uyku laboratuarlarına başvuran 46 klinik olarak OUAS olan hastalar tüm gsce boyunca polisomnografik incelemeye alınarak tanılan doğrulanmıştır. NEP ile intratorasik £ kısıtlılığı yaratabilecek hastalıklara sahip olanlar çalışmaya dahil edilmemişlerdir. Vücut pletismograf ile SFT (spirometri, difüzyon testleri, akciğer volümleri, solunum kas fonksiyonları v 3 hava yolu direnci (Raw) ölçümleri), NEP cihazı ile oturur ve yatar pozisyonlarda alam kısıtlılığı tayini yapılmıştır. Ortalama AHİ 31±22 olan hastalardan ikisi (%4,3) AHI<5 saptanarak basit horlama olarak kabul edilmiştir. 10 kişi (%21,7) hafif, 14 kişi (%30,4) orta derece, 20 kişi (%43,5) is e ağır derecede uyku apne sendromu tanısı almıştır. AHİ ile spesifik hava yolu direnci (sRaw) değeri ve yüzdesi arasında zayıf korelasyon (r =0,42) aynı şekilde Raw total ve yüzdesi ile de zayıf korelasyon (r =0,46) saptanmıştır. Di ile sRaw (r =0,43) ve Raw değerleri arasında (r =0,44) yine zayıf korelasyon görülmüştür. Hastaların otururken % 15. 2' sinde (7 hastada) AK varken yatar pozisyonda %45.7'sinde (21 hastada) AK saptanmıştır. NEP'in oturur pozisyonda OUAS olan hastayı saptamadaki duyarlılığı % 15,9, seçiciliği %100 ve pozitif prediktif değeri [(+)PD] de %100'dür. Yatar pozisyonda ise duyarlılığı % 45,5, seçiciliği % 50,0 ve (+)PD %95,2'dir. AK olan vs olmayan olgular arasında hiçbir uyku parametresi açısından istatistiksel fark saptanmamıştır. AHİ açısından ne oturur pozisyonda (p=0.59) ne de yatar pozisyonda (p=0,61) AK olanlarla o mayanlar arasında istatistiksel bir fark gösterilememiştir. AHI'ne göre gruplar arasında AK y İzde farkına bakıldığında sadece oturur pozisyonda AHİ 15-30 arasında olan grupta anlamlı ola-rak AK daha yüksek bulunmuştur (p=0,048). AK olmayanlarda BMI (p=0,022), FVC yüzdesi (İ)=0,010), FEV yüzdesi (p=0,012), FEF25-75 (p=0,046), VC yüzdesi (p=0,033) ve TLC yüzdesi (p=0,038) daha yüksek iken; sRaw ve yüzdesi (p=0,016), Raw total ve yüzdesi (p=0,002), DLco/VA ve yüzdesi (p=0,022) ve RV/TLC (p=0,024) AK olanlarda daha yüksek bulunmuştur. Bu sonuçlar bize intratorasik kısıtlılık yapıcı herhangi bir hastalığı olmayan ve OUAS'dan şüphelendiğimiz kişilerde oturur ve yatar pozisyonda meydana gelen AK'nın OUAS hastalarında ÜSY kapanabilirliğini yansıttığım ettiğini göstermektedir. AK olan olguların tamamında OUAS tanısının olması ve AK olan olgularda Raw değerlerinin yüksek olması intratorasik obstrüksiyonun dışlandığı bu vakalarda NEP'in OUAS tanısında basit, non-invazif bir yöntem olarak kullanılabilirliğini desteklemektedir. SUMMARY; Obstructive sleep apnoea syndrome (OSAS) is characterized by recurrent decrease or cessation of airflow during sleep. Repeated cessation of flow and arousals causes acute changes in arteriel blood pressures and neurobehavioral and cardiac complications. Three different factors are suggested that contributes to the obstruction in the upper airways. These are; anatomy of the upper airways, negative pressure during inspiration and the loss of activity in pharyngeal muscles. The aim of this study is to detect the place of importance of negative expiratory pressure in diagnosis of OSAS. We investigated the correlations between the airflow limitations (AL) and pulmonary function tests (PFT), particularly the airway resistans and apnoea-hypopnoea index (AHI) and desaturation index (DI) derived from polysomnography (PSG). Forthy-six OSAS patients with mean AHI of 3 1±22 who were diagnosed by full night PSG at two different sleep laboratories were enrolled. The patients who have disease that can cause limitation in NEP technique were excluded from the study. PFTs [spirometry, diffusion, lung volumes, respiratory muscle tests and airflow resistans (Raw)] were measured by body plethysmograph and AL were detected by NEP technique both in seated and supine position. Two patients (4,3%) were diagnosed as primary snoring with AHK5. Ten patients (21,7%) were diagnosed as mild, 14 patients (30,4%) as moderate and 20 patients (43,5%) as severe OSAS. There was a poor correlation between Raw value and both AHI (r =0,46) and DI (r =0,44). The 15.2% of the patients had an AL when seated whereas 45.7% of them limited when supine. The sensitivity, specivity and positive predictive value [(+)PD] of NEP technique when seated in the diagnosis of OSAS were 15,9%, 100% and 100%, respectively. The values were 45,5%, 50,0 % and 95,2% when patients were in supine position. There were no statistical difference in the sleep parameters between the patients who had and who did not have any AL. Body mass index (BMI) (p=0,022), FYC % (p=0,010), FEVi % (p=0,012), FEF25-75 (p=0,046), VC % (p=0,033) and TLC % (p=0,038) were statistically higher in patients with no AL. sRaw ve sRaw% (p=0,016), Raw and Raw% (t>=0,002), DLco/VA and DLco/VA % (p=0,022) and RV/TLC (p=0,024) were statistically higher ir. patients with AL. Present results suggest that upper airway collapsibility can be detected by NEP technique in OSAS patients during wakefulness when intrathoracic airway obstruction is excluded by PFTs. In conclusion, negative expiratory pressure application during expiration appears to be a useful, noninvasive method for the evaluation of subjects with sleep-disordered breathing. 40
Collections