Çocukluk çağı ALL`sinde tedaviye bağlı endokrin geç yan etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
57 ÖZET: Son yıllarda ALL tedavisindeki gelişmeler ile erişkin yaşa ulaşan hastaların çoğalması, tedavi sonucu gelişen yan etkilerin görülme sıklığını artırmakta ve bunların içinde endokrin sisteme ait yan etkiler önemli yer tutmaktadır. Bu çalışmada Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji- Onkoloji Bilim Dalı'nda ALL nedeniyle tedavi edilmiş hastalarda, KT ve RT'nin metabolizma üzerine ve endokrin sistemden özellikle tiroid ile gonad fonksiyonları üzerine olan etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya alınan grubun 93'ü ALL tanılı, 50'si ise kontrol olgusu idi. Hasta grubundan (Grup 1) 93 olgunun 53'ü erkek, 40'ı kız olup, yaş ortalaması 15.59±5.29 (8-34) yaş, medianı 13.5 yaş idi. Olgular Tanner sınıflamasına göre püberte dönemlerine ayrılarak incelendi. Hasta ve kontrol grubunu oluşturan bireylerden tiroid fonksiyonlarını değerlendirmek için triiyodotronin (T3), tiroksin (T4), tiroid stimüle edici hormon (TSH), fT4 (fT4); metabolik durumlarını değerlendirmek için leptin, insülin ve glukoz; gonad fonksiyonlarını değerlendirmek için inhibin-B, SHBG, FSH, LH, prolaktin, östradiol (E2), testosteron (T), serbest testosteron (fT) düzeylerine bakıldı. Testis ve over boyutları ultrasonografi ile değerlendirildi. Çalışmamızda lösemi tedavisinin BMİ değerlerini etkilediği ve obeziteye eğilim oluşturduğu, ayrıca kız olgularda leptin düzeylerinin hem erkeklere hem de sağlıklı kız grubuna göre belirgin artmış olduğu gösterildi. Çalışmamız Tanner evrelemesine göre gonadotoksisitenin değerlendirildiği ilk çalışmadır. Kemoterapi ve /veya KRT almış olgularımızda gonadotoksisitenin bir göstergesi olarak inhibin-B düzeylerini düşük bulmamız, ilerideki fertilite için değerli bir erken gösterge olabilir. Ayrıca çalışmamızda, testislere uygulanan RT'nin kesin sterilite oluşturduğu, testislere RT almayanlarda testis volümleri etkilenmezken kızlarda over boyutlarının lösemi tedavisinden etkilendiği gösterildi. Dolayısı ile çalışmamız abdominal ya da pelvik bölgeye RT uygulanmamasına rağmen lösemi tedavisi sonrası over boyutlarının azaldığını gösteren ilk çalışma olup bu, daha önce literatürde olmayan yeni bir bulgudur. Sonuç olarak, çalışmamızda da gösterildiği gibi, lösemi tedavisi gören hastalarda geç dönemde klinik veya subklinik bazı bozukluklar ortaya çıkabilmektedir. Bu bozukluklar, hastanın sosyal ve fiziksel yaşamını yakından etkilemektedir. Bu58 nedenle bu hastaların takibinin iyi yapılması ve gerekli destek tedavinin sağlanması, sağlıklı bir sosyal yaşam için gereklidir.
Collections