Yenice sıcak noktası: Ekolojisi ve sürdürülebilirliği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Batı Karadeniz Bölümünün en önemli doğal kaynaklarından biri şüphesiz ormanlardır. İnsanların doğal kaynaklar üzerinde oluşturduğu baskı neticesinde doğallığını koruyabilmiş alanlar gün geçtikçe daralmaktadır. Ağaç ve çalı toplulukları ile sınırlandırılamayacak olan ormanlar, içerisinde çok sayıda liken, mantar, yosun, ot ve hayvan türünü barındıran ortam, yaşam birliği özelliği taşımaktadır.Orman alanlarının coğrafi özellikleri; ormanlarda yaşayan tür ve orman topluluklarının çeşitliliği ile dağılışında doğrudan etkilidir. Orman ekosistemlerinin sürdürülebilirliği ise, doğal ortam özelliklerinin doğru saptanması ile planlamaların alanın asli elemanlarının ekolojik gereksinimleri göz önünde bulundurulduğu ölçüde başarıya ulaşacaktır. Doğal alanlarda yapılan hatalı uygulamalar, hassas türler, endemikler ve relikt türlerin ortamdan kaybolmasına sebep olabilmektedir. Bu durum biyolojik çeşitliliği azaltmaktadır.Araştırma yeri olarak Türkiyeʹnin 9 sıcak noktasından biri olan Yenice Ormanları seçilmiştir. Bu çalışmanın konusu ʹʹYenice Sıcak Noktası: Ekolojisi ve Sürdürülebilirliğiʹʹ olarak belirlenmiştir. Araştırma alanının ekolojik özelliklerinin belirlenmesi ve vejetasyonun dağılışını ortaya koyabilmek için iklim, topografya, ana materyal, toprak ve biyotik faktörler incelenmiş ve dağılışa etkileri açıklanmıştır. Araştırmanın kartografik unsurları ArcGIS 10.3 programı ile hazırlanmıştır. Arazi çalışmaları kapsamında farklı ilgi grupları ile yapılan ön görüşmelerde sahanın bütününü kapsayan yeni bir korunan alan planlamasına ihtiyaç duyulduğu saptanmıştır. Bu amaçla SWOT ve RWOT yöntemi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular şöyledir;Araştırma alanının topografik şartları ile vejetasyonun dağılışı arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Alanın yaklaşık %90ʹı ormanlardan oluşmaktadır. Ayrıca doğal yaşlı ormanlarının günümüze kadar ulaşması, topografya şartlarının doğal bir sonucu olduğu kanısına varılmıştır. Orman formasyonu içerisinde nemli ılıman koşullar altında kayın (Fagus orientalis) toplulukları alanın hâkim türünü oluşturmaktadır. Karışık ve saf meşcereler halinde nemli-soğuk şartlar altında göknarlarla (Abies bornmülleriana) birlik oluşturmaktadır. Nemli ılıman alanda kayınlarla (Fagus orientalis) adi gürgen (Carpinus betulus), doğu gürgeni (Carpinus orientalis), ıhlamur (Tillia tomentosa), dişbudak (Fraxinus excelsior) ile güneyli yamaçlarda saplı meşe (Quercus robur), sapsız meşe (Q. petraea), ıstranca meşesi (Q. hartwissiana), saçlı meşe (Q. cerris) ve ispir meşesi (Q. macranthera ssp. sypriensis) karışıma giren türlerdir. Ayrıca bu alanda özellikle güneyli yamaçlarda karaçamlar (Pinus nigra) yer almaktadır. Yenice orman işletme müdürlüğünün Camiyanı ile Bakraz bölgesinde ʹʹCamiyanı Karaçamıʹʹ adı verilen karaçam türü yayılış göstermektedir. Ortalama sıcaklıkların 6°Cʹye kadar düştüğü nemli-yarı nemli soğuk yüksek kesimlerde göknar (Abies bornmülleriana) ve sarıçamlar (Pinus sylvestris L.) yaygın duruma geçmektedir. Bölümün alçak kesimlerinde sarıçam-göknar (Pinus sylvestris L.- Abies bornmülleriana) topluluklarına kayınların (Fagus orientalis) karıştığı birlikler görülmektedir. Araştırma alanının kuzey sınırını oluşturan Filyos Çayı ve yan kollarının oluşturduğu düşük rakımlı vadi yamaçlarında yaygın olarak akçakesme (Phillyrea latifolia), menengiç (Pistacia terebinthus), katran ardıcı (Juniperus oxycedrus), sandal (Arbutus andrachne), funda (Erica arborea), adaçayı yapraklı laden (Cistus salviifolius), tüylü laden (Cistus creticus), derici sumağı (Rhus coriaria), karaçalı (Paliurus spina-christii) görülmektedir. Ayrıca, akarsu kenarlarında ılgın (Tamarix tetrandra palas), tek tük çitlembik (Celtis australis) ve patlangaç çalısı (Colutea cilicica) gibi maki elemanları yamaçlardaki ışık alan yerlerde yoğun olmak üzere ormanaltı katını zenginleştirmektedir. Psödomaki toplulukları içerisinde en yaygın olarak görülenler ise ormangülü (Rhododendron ponticum), adi şimşir (Buxus sempervirens), kızılcık (Cornus mas), akçaağaç yapraklı üvez (Sorbus torminalis), adi fındık (Corylus avellana), muşmula (Mespilus germanica), karayemiş (Laurocerasus officinalis), geyik dikeni (Crataegus monogyna) ve çakal eriği (Prunus spinosa) gibi türlerdir.Araştırma alanında yükseltinin 2000 metrenin üzerine çıkmaması Alpin bitki gelişimini sınırlandırmaktadır. Yine de Keltepe zirvesinde bazı alpin bitkileri çok lokal bir yayılış göstermektedir. Araştırma alanında Kavaklı ve Çitdere Tabiatı Koruma Alanları ile Yenice Yaban Hayatı Geliştirme Sahası gibi korunan alanlar bulunmaktadır. Bu alanlar Tarım ve Orman Bakanlığıʹna bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün sorumluluğu altındadır. Ancak, Tabiatı Koruma Alanlarında yer alan Anıt Ağaçlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığıʹnın yetkisi alanındadır. Bu durum yetki çatışmasını ortaya çıkarmaktadır. Tabiatı Koruma Alanları dışında kalan orman alanları Orman Genel Müdürlüğünün yönetimindedir. Yenice Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında orman emvali üretimi devam etmektedir. Bu alanda da yine yetki çatışmasının yaşandığı görülmektedir.Araştırma alanında farklı ilgi gruplarından bireylerle yapılan yüz yüze görüşmeler sonucunda elde edilen veriler SWOT ve RWOT yöntemiyle değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmalar ışığında en uygun koruma statüsünün Biyosfer Rezervi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Mutlak koruma zonu, tampon zon ve gelişme zonları belirlenerek haritalandırılması yapılmıştır. One of the most important natural resources of the western Black Sea region is undoubtedly forests. As a result of the pressure of people on Natural Resources, the areas that protect their natural habitat are shrinking day by day. Forests, which cannot be limited to tree and shrub communities, are an environment that contains many lichens, fungi, algae, herbs and animal species. The geographical characteristics of forest areas are directly influenced by the diversity of species and communities. Sustainability of forest ecosystems will be achieved to the extent that the correct identification of the natural environment characteristics and the ecological requirements of the main elements of the planning area are taken into account. Incorrect applications in natural areas, sensitive species, endemics and relikt species can cause the extinction of the environment. This reduces biodiversity. Yenice forests, one of the 9 hot spots of Turkey, were selected as research sites. The subject of this study is ʹʹYenice Hotspot: Ecology And Sustainabilityʹʹ is determined as. To determine the ecological characteristics of the research area and to determine the distribution of vegetation, climate, topography, main material, soil and biotic factors were investigated and their effects on distribution were explained. The cartographic elements of the study were prepared by ArcGIS 10.3 program. In preliminary interviews with different interest groups within the scope of field studies, it was determined that a new protected area plan covering the entire field was needed. For this purpose, SWOT and RWOT method was used. The findings obtained from the research are as follows;There is a strong relationship between the topographic conditions of the research area and the distribution of vegetation. Approximately 90% of the area consists of forests. In addition, it has been concluded that the Natural old forests that preserve their natural habitat are a natural result of the topography conditions. Under humid temperate conditions in the Forest formation, Fagus orientalis communities constitute the dominant species of the area. The Beech is a mixture of mixed and pure mesceres, under humid and cold conditions, with Abies bornmulleriana. In moist temperate area with Fagus orientalis, Carpinus betulus, Carpinus orientalis, Tillia tomentosa, Fraxinus Excelsior; on Southern slopes, Quercus robur, Q. hartwissiana, Q. cerris, Q. Petraea, Q. macranthera ssp. sypriensis is the kind that comes into the mix. Also in this area, especially on the southern slopes are Pinus nigra. ʹʹCamiyanı Karaçamıʹʹ known as the one of the type of Pinus nigra show the spread in the Camiyanı and Bakraz region of Yenice Forest Management DepartmentAbies bornmulleriana and Pinus sylvestris L. are common in cold, semi-humid high sections where average temperatures fall to 6°C. Pinus sylvestris L. - Abies bornmülleriana communities in the lower sections of the section are mixed with the troops Fagus orientalis. Arbutus andrachne, Phillyrea latifolia, Pistacia terebinthus, Erica Arborea, Juniperus oxycedrus, Cistus salvifolius, Cistus creretus, Rhus coriaria, Paliurus spina-christii are common in low-altitude valleys formed by Filyos stream and side branches of the northern border of the research area. Furthermore, macchie elements such as Tamarix tetrandra Palas, one-tiered Celtis australis and Colutea cilicica enrich the forest floor with dense areas of light on the slopes.The most common species among Pseudomaquis groups are Rhododendron ponticum, Buxus sempervirens, Cornus mas, Sorbus torminalis, Corylus avellana, Mespilus germanica, Laurocaus officinalis, Crataegus monogyna and Prunus spinosa.The fact that the increase in the research area does not exceed 2000 meters limits the development of alpine plants. Nevertheless, some alpine plants at the Keltepe summit show a very local spread. In the research area there are Kavaklı and Çitdere nature conservation areas and Yenice Wildlife development areas. These areas are under the responsibility of the General Directorate of Nature Conservation and national parks under Ministry of Agriculture and Forestry. However, the monumental trees in nature conservation areas are under the jurisdiction of Ministry of Environment and Urbanism. This brings about a conflict of powers. Forest areas outside nature conservation areas are under the management of the General Directorate of Forestry. Production of forest products continues in Yenice Wildlife development area. There is a conflict of authority in this area. The data obtained as a result of face-to-face interviews with individuals of different interest groups in the research area were evaluated by SWOT and RWOT method. The studies concluded that the most suitable conservation status was the Biosphere Reserve. core zone, buffer zone and development zones were determined and mapping was done.
Collections