Katherine Mansfield`in seçilmiş kısa hikâyelerinde, Virginia Woolf`un Deniz Feneri romanında ve Caryl Churchill`in Zirvedeki Kızlar oyununda kadın kimliğinin inşası
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kadın, insanlığın başlangıcından bu yana birçok tartışmanın merkezinde yer almıştır ve konumu, mesleği, tutumu, tercih ve istektekileri dikkat çekmiş ve sayısız edebi eserde bu ifadeler yer bulmuştur. Ancak, genel varsayım kadının hayatının yüzyıllar boyunca ataerkil toplum tarafından onun isteğine karşı olarak şekillendirilmesi ve düzenlenmesidir. Örneğin, ataerkil sistem ve kültür onu erkeğin aşağısında görüp yaşamın birçok alanında onu birçok fırsattan mahrum bırakmıştır. Bu durum kadının yaşamı ve kimliği açısından kaotik bir havaya neden olmuştur. Bu nedenle, kadın, erkek ve kadın dünyası arasındaki sert bir kutuplaşma yaratan sisteme başkaldırmak zorunda kalmıştır. Mary Wollstonecraft, John Stuart Mill, Florence Nightingale, Simone de Beauvoir, Katherine Mansfield, Virginia Woolf, Rebecca Walker ve Caryl Churchill gibi bir çok öncü kişi, her zaman erkeği destekleyen ataerkil sisteme karşı güçlü bir duruş sergilemiştir. Bu haksız sistemin nasıl değişmesi gerektiğine dair fikirlerini açık ya da dolaylı bir şekilde konuşmalarında, makalelerinde, denemelerinde, romanlarında, kısa öykülerinde ve oyunlarında ortaya koymuşlardır. Bu tez Katherine Mansfield'in seçilmiş kısa öykülerinde, Virginia Woolf'un Deniz Feneri (1927) romanında ve Caryl Churchill'in Zirvedeki Kızlar (1982) oyununda yirminci yüzyılın başından itibaren ataerkil toplumda kadının sadece durumunu, kimliği ve rolleri değil, kadının ataerkil toplum, kültür ve ideoloji tarafından ona yüklenen geleneksel görüşlere ve kimliğe meydan okuma ve daha sonrasında hayatın, kimliğin, rollerin, pozisyonları ve eğitimin yeni yönlerini araştırma arzusunu ve isteğini tartışır. Woman has been in the centre of many discussions since the beginning of human kind, and her position, profession, attitude, choices, and desires have drawn attention and found their expressions in innumerable literary works. However, the general assumption is that woman's life has been organized and formed by patriarchal society throughout centuries against woman's will. For instance, patriarchal system and culture have seen her inferior to man and deprived her of many opportunities in many fields of life. This situation has resulted in a chaotic atmosphere in terms of woman's life and identity. Therefore, she has had to rise up against the system, which creates a strict polarisation between the world of man and that of woman. Many leading figures as such Mary Wollstonecraft, John Stuart Mill, Florence Nightingale, Simone de Beauvoir, Katherine Mansfield, Virginia Woolf, Rebecca Walker, and Caryl Churchill have showed a strong stance against patriarchy that has always favoured man. They explicitly or implicitly reveal their ideas in their speeches, articles, essays, novels, shorts stories, and plays on how this unfair system must change. This thesis debates in selected short stories of Katherine Mansfield, Virginia Woolf's To The Lighthouse (1927), and Caryl Churchill's Top Girls (1982) not only woman's situations, identity, and roles in a patriarchal society, but also her desire and will to challenge traditional views and identity attached to her by patriarchal society, culture, and ideology, and then seek out new aspects of life, identity, roles, positions, and education from the beginning of the twentieth century onwards.
Collections