Oral kavite ve orofarenks skuamöz hücreli kanserlerinde human papillomavirüs(HVP) varlığının ve prognoza etkisinin araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Bu çalışmada amaçlanan, oral kavite ve orofarenks skuamöz hücreli kanseri tanısı almış olan hastaların tümör dokularında p16 immünhistokimyasal analizi (IHK) ile HPV varlığının ortaya konması, p16 pozitifliği oranının saptanması, HPV varlığının tümör davranışı, nüks, metastaz, hastalıksız sağkalım ve survi üzerine olan etkisinin araştırılmasıdır.Gereç ve Yöntem: 2007-2014 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi KBB Anabilim dalında oral kavite ve orofarenks skuamöz hücreli kanseri tanısı almış olan ve tedavisi düzenlenen 73 hastanın kliniğimiz arşivinde bulunan dosyaları, radyolojik görüntüleme ve endosopi kayıtları incelenmiş, tedavi öncesi tümör boyutu, TNM evresi tayin edilmiş, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı arşivindeki biyopsi veya tümör rezeksiyon örneklerine ulaşılmış, formalin fikse-parafin embedded (FFPE) tümör dokusunda p16 IHK tayini yapılmıştır. p16 pozitifliği ve yaygınlığı analiz edilmiş, bulgular klinik gidişat ile karşılaştırılmıştır.Bulgular: Çalışmaya yaş ortalamaları 63,2±9,9 (medyan=62) yıl olan 47 erkek 26 kadın toplam 73 squamöz hücreli kanser tanısı olan hasta dahil edildi. Hastaların tütün kullanım oranı %75,3 alkol kullanım oranı %39,7'ydi. Tümör bölgesi %19,2 orofarenks, %80,8'i oral kaviteydi. Hastaların %53,4'ünde p16 pozitif olarak saptandı. Orofarenks, oral kavite tümörlerinin p16 pozitifliği ve pozitif olgularda yoğunluk oranlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p=0,756 p=0,082). Nüks üzerine p16 pozitifliği, yaygınlığı ve yoğunluğu yaş, cinsiyet, tümör yeri, grade, tümör erken-geç evre varlığı ile birlikte incelendiğinde nüksü belirleyen en önemli faktör olarak oral kavite ve geç evre tümörü saptandı. p16 (-) olan hastaların genel sağkalım oranı p16 pozitif olan hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı düşüktü (p=0,039). Ölüm olan hastaların p16 pozitifliği oranı yaşayan hastalara göre daha düşüktü ve istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,043).Sonuç: Çalışmamızda oral kavite ve orofarenks tümörlerinde p16 pozitifliği oranı benzer olarak bulundu. Tümörlerin %53.4 ünde p16 pozitif olarak tespit edildi. Oral kavite ve orofarenks tümörlerinde benzer olmak üzere p16 pozitifliği nüks, uzak metastaz ve hastalıksız sağkalım üzerine etkisiz, ancak genel sağkalımda olumlu olarak etkili olduğu görüldü. Oral kavite tümörlerinde HPV nin etyolojik değeri tartışılmalıdır ve uzamış sağkalım şansı dikkate alınarak oral kavite ve orofarenks skuamöz hücreli karsinomlarda tedavi öncesi HPV tayini yapılmalıdır. Aim: In this study, the aim is to understand the presence of p16 positivity of oral cavity and oropharynx squamous cell carcinomas, with the utilization of the immunhistochemistrial investigation of p16 and the effect of HPV presence on local and distant recurrence, behavior of the tumour, prognosis and survival.Material and Method: 73 patients diagnosed with oral cavity and oropharynx squamous cell carcinoma in Cerrahpaşa Otolaryngology clinic between 2007-2014 were included. Former records of medical history, radiological evaluation, endoscopic images were checked over, and p16 immunhistochemical analysis were performed to the pathological formalin fixed- paraffin embedded (FF-PE) specimens of tumour tissue. The results were analysed.Results: 63 ,2±9,9 (median=62) aged 47 men and 26 women. Totally 73 patients were included. The smoking and alcohol consumption results were 75,3 %and 39,7 %respectively. 19,2 %oropharyngeal and 80,8 % oral cavity tumours were diagnosed. p16 positivity ratio was 53,4%. p16 positivity and intensity did not differ oral cavity rather than oropharynx. The most important factors about recurrence were advanced tumour and oral cavity tumour. The survival rates were significantly lower with the patients with p16 negativity. The patients who had died were significantly with p16 negativity.Conclusion: p16 positivity rates with oral cavity or oropharyngeal tumours were similar. The p16 positivity rate was %53,4. Positivity of p16 was insignificant in local and distant recurrence but significant in survival. The ethiological value of HPV in oral cavity tumours is still controversial, and the chance of prolonged survival should be considered at the stage of diagnosis and treatment choice process with HPV depended tumours and detection of HPV should be a routine test modality in oral cavity and oropharynx tumours.
Collections