1990-2010 yılları arasında Cerrahpaşa Onkoloji Servisi`nde takip edilen pediatrik akut lösemi hastalarının kan sayımı parametrelerinin incelenmesinin nüks öngörüsündeki yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Akut lösemiler kemik iliği hücrelerinin neoplastik dönüşümüyle gelişen kemik iliğinin malign hastalığıdır. Remisyondaki hastalarda %20 oranında nüks görülmektedir. Bazı çalışmalarda nüksün yeri, remisyon süresi, cinsiyet, ilk lökosit sayısının >50 000/mm3'ün olması, 1 yaş altı ya da 10 yaş üzerinde olmak, philadelphia kromozom pozitifliği, hipodiploidi, T hücre fenotipi ve tedaviye geç yanıt nüksü arttırdığı gözlenmiştir. Remisyondaki hastaların muayene ve kan sayımı takiplerinde çeşitli nedenlerle oluşan anormalliklerde klinisyen zorlanmaktadır. Bu nedenle nüks hastalarımızda hangi klinik ve laboratuar bulguların nüks açısından uyarıcılığını belirlemek amacıyla çalışmanın yapılması gerekli görülmüştür.Çalışmamızda merkezimizde 20 yıllık zaman aralığında akut lösemi tanısı ile takip edilen 279 hastanın, ilk nüks gelişen 42 olgunun ve onlara homoloji gösteren 37 remisyonda kontrol grubunun dosyaları geriye dönük incelendi. Tanıdaki lökosit sayısı, hepatomegali, translokasyonlar, risk grubu, tedavinin 8.ve 33. günde remisyon sağlanması, MSS radyoterapi alması; takibinde nüks olmuşsa; nüks zamanı, nüks yeri, remisyon sonrası nüks gelişmeden önceki kan sayımı kontrollerinde trombositopeni (150 000/mm³), lökopeni (1500/mm³), nötropeni (500/mm³), lenfopeni(1000/mm³) gelişimi ve nüks öncesi kaçıncı haftada geliştiği ve muayene bulguları araştırıldı. Olguların trombositopeni gelişimi %72,7 oranla istatiksel olarak nüks gelişimi riski açısından anlamlı bulundu. Hepatomegali varlığı(%77,8) ve 3 haftadan uzun süren trombositopeni gelişiminin nüks ile ilişkili olduğu belirlendi. Lökopeni varlığının ise %75 oranda nüksten koruyucu bir faktör olduğu belirlendi. Sonuç olarak; takipte lökopeninin eşlik ettiği trombositopeni olgularında enfeksiyon veya ilaç yan etkisi ön planda düşünülmelidir. Trombositopeniyle birlikte lökositoz olguları ve özellikle trombositopeni 3 haftadan uzun sürdüğünde kemik iliği incelemelidir Acute leukemia is a malignant disease of the bone marrow caused by neoplastic transformation of bone marrow cells. Relapse occur %20 of patients in remission. In some studies, the relapse location, remission duration, gender, initial leukocyte count >50000/mm3, age <1 year or >10 years, Philadelphia chromosome positivity, hypodiploidy, T-cell phenotype and delayed response to initial treatment caused increased relapse probability. Clinicians challenge with abnormalities caused by various reasons in the blood counting and physical examinations of the patients in remission. The purpose of this study is to find which clinical and laboratory findings predicts relapse of leukemia.In this study, cases of 279 patients who are treated for acute leukemia and the data of 42 patients which has initial relapse and 37 control patients show homogenity to the relapsed group have been studied retrospectively. Leucocyte count, hepatomegaly, translocations, risk group, remissions at 8th and 33th days of the treatment, CNS radiotherapy, if a relapse occured; relapse duration, site of relapse, thrombocytopenia(150 000/mm3), leucopenia(1500/mm3), neutropenia(500/mm3), lymphopenia(1000/mm3) in the blood count after remission before relapse occur and the time before relapse it occured and physical examination has been studied.Cases developed thrombocytopenia proved to predict relapse statistically(%72.7). Hepatomegaly(%77.8) and thrombocytopenia lasted more than 3 weeks were linked to relapse where as leukopenia was a protective factor for relapse(%75). As a result, leukopenia accompanied with thrombocytopenia is considered as infection or chemotherapy side effects for the patients in remission. But thrombocytopenia accompanied with leucocytosis and especially when thrombocytopenia lasts more than 3 weeks, bone marrow aspiration should be performed.
Collections