Diyastolik disfonksiyonu olan hipertansif hastalarda anjiyotensin konverting enzim inhibitörü ve anjiyotensin reseptör blokeri tedavisinin diyastolik fonksiyonlara etkisi ve ACE gen polimorfizmi ile ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Son 20 yıldır yapılan çalışmalarla kalp yetersizliği oluşumuna sistolik fonksiyonlar kadar diyastolik fonksiyonlardaki bozulmanında katkıda bulunduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle diyastolik fonksiyonu tutarlı ve objektif olarak değerlendirmek amacıyla çeşitli invazif ve non-invazif tam yöntemleri geliştirilmiştir. Bunların içinde kullanım kolaylığı ve ulaşılabilirlik avantajları nedeniyle 'Pulsed Wave' (PW) Doppler ekokardiyografi yaygınlık kazanmıştır. Son yıllarda ilerleyen teknoloji ile doku Doppler ekokardiyografinin kullanıma girmesi diyastolik fonksiyon bozukluğunun tanınmasını kolaylaştırmıştır Son yıllarda birçok çalışmada hipertansiyon, sol ventrikül hipertrofisi (SVH) ve anjiy otensin konverting enzim (ACE) gen polimorfizminin ilişkisi incelenmiştir. Ayrıca sınırlı sayıda birkaç çalışmada ACE gen polimorfizmi hipertansiyon tedavisine olan yanıt ile ilişkilendirilmiştir. Ancak bugüne kadar yapılan hiçbir çalışmada tedavinin diyastolik fonksiyonlar üzerindeki etkisi doku Doppler ekokardiyografi ile takip edilmemiş ve bu yanıt ACE gen polimorfizmi ile ilişkilendirilmemiştir. Çalışmamızda esansiyel hipertansiyonu ve diyastolik disfonksiyonu olan hastalarda ACE inhibitor ve anjiy otensin reseptör blokeri (ARB) tedavisinin doku Doppler parametreleri üzerine etkisi ve tedaviye yanıt ile ACE gen polimorfizminin ilişkisini araştırmayı amaçladık. Hafif-orta derece hipertansiyon ve ekokardiyografide tip I diyastolik disfonksiyon saptanan 58 hasta 6 aylık ACE inhibitörü ve ARB tedavisi ile izlendi. ACE inhibitörü tedavisi verilen grupta 28 (%48, grup I) ve ARB tedavisi verilen grupta 30 (%52, grup II) hasta yer aldı. Altı aylık tedavi sonrası, grup I ve grup II' de sistolik kan basıncında (sırasıyla 152+1 1mmHg; 131+140mmHg p=0.001, 155+1 1mmHg; 138+1 1mmHg p=0.02) anlamlı düşüş görüldü. Tedavi sonrasında grup I ve II' de transmitral E dalga hızında anlamlı değişiklik olmazken doku Doppler Em dalga hızı grup I ve II' de anlamlı olarak artmıştır (sırasıyla 121+29cm/sn; 133+25cm/sn p=0.05, 115+22cm/sn; 137+34cm/sn p=0.003). Am dalga hızında her iki grupta anlamlı bir değişiklik saptanmamıştır. Doku Doppler Em/Am oram grup I (0.64+0.16; 0.77+0.23 p=0.002) ve grup II'de (0.58+0.13; 0.79+0.32 p=0.01) anlamlı olarak artmıştır. ACE gen polimorfizmi incelemesi sonucu DD polimorfizmi 21 hastada (%36), İD 27 hastada (%47) ve II polimorfizmi 10 hastada (%17) saptandı. Çalışmamızda, üç ACE gen 48polimorfizmi (DD, ID, II) grubunda E, A dalga hızı, E/A oranı, Em, Am ve Em/Am oranı gibi parametrelerin tedaviyle değişim yüzdeleri incelendiğindiğinde anlamlı bir fark saptanmadı Sonuç olarak altı aylık ACE inihibitörü ve ARB tedavisi ile transmittal E dalga hızında bir değişiklik saptanmadan önce doku Dopler Em dalga hızında anlamlı bir artış saptanmıştır. Bu da her iki ilaç grubunun diyastolik fonksiyonlarda iyileşme meydana getirdiğini göstermektedir. Ancak tedaviyle görülen bu değişiklikler ve ACE gen polimorfizmi ile anlamlı bir ilişki saptanmamış olması ileride benzer ilişkilerin daha çok sayıda hastada değerlendirilmesi gerektiğini düşündürmektedir. 49
Collections