Hasta sinüs sendromlu hastalarda VVI pacing ve DDD pacing modlarının uzun dönem sonuçlarının karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Hasta sinüs sendromu; sinüs bradikardisi, sinüs arresti, sinoatrial çıkış bloğu ve/veya paroksismal atrial taşikardilerden oluşan semptomlar topluluğu olarak tanımlanmaktadır. Semptomların bradikardi ile ilişkili olduğu kesinlik kazandığında, kalıcı pacemaker endikasyonu ortaya çıkmaktadır. 1958 ' de Adam-Stokes sendromu nedeniyle sağ ventriküle yerleştirilen tek leadli pacemakerlerden bu yana pacemaker teknolojisi ilerleme kaydetmiştir. Bugün artık fizyolojik pacing modu olarak kabul edilen çift odacıklı pacemakerler kullanılmaktadır. Hasta sinüs sendromunda fizyolojik pacing ile uzun dönem takiplerde, atrial fibrilasyon atak sıklığı, kronik atrial fibrilasyon gelişimi, konjestif kalp yetersizliği, stroke ve periferik emboli gelişiminin daha az sıklıkta ortaya çıktığı belirtilmektedir. Ayrıca fizyolojik pacing ile mortalitenin azaldığı da savunulmaktadır. Bizim bu çalışmada amacımız, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde 1977 - 2001 yılları arasında hasta sinüs sendromu nedeniyle kalıcı pacemaker implantasyonu yapılmış olan 21 yaş üzerindeki hastaların uzun dönem takiplerinde, atrial fibrilasyon atağı, kronik atrial fibrilasyon sıklığı, tromboemboli, stroke ve kalp yetersizliği açısından DDD ile Wl pace modlarını karşılaştırmaktır. Bu amaçla çalışmaya hasta sinüs sendromu nedeniyle DDD pacemaker ve Wl pacemaker implante edilmiş 59'u (% 45.4) kadın, 71 'i (% 54.6) erkek olmak üzere toplam 130 hasta alındı. Wl pacing grubunda 48'i kadın (% 54.5), 40'ı (%45.5) erkek olmak üzere 88 hasta, DDD pacing grubunda 19'u (%45.2) kadın, 23'ü (%54.8) erkek olmak üzere 42 hasta bulunmaktaydı. 42Ortalama takip süreleri Wl pacing grubunda ortalama 107.89 ay iken, DDD pacing grubunda 53.57 ay olarak bulundu. 6 aylık izlemlerde rutin çekilen EKG ile en az bir kez gösterilen atrial fibrilasyon atağı Wl grubunda 53 hastada (% 60.2) saptanmıştır. Takipler boyunca VVI grubundaki hastaların 36'sı (% 40.9) kronik atrial fibrilasyon kabul edilmiştir. DDD grubunda ise, toplam 5 ( % 11.9) hastada atrial fibrilasyon gelişmiş, bunlardan 2'si (% 4.8) kronik atrial fibrilasyon kabul edilmiştir.Bu verilere göre, VVI pacing grubunda atrial fibrilasyon atağı sıklığı ( p : 0.001 ) ve kronik atrial fibrilasyon sıklığı ( p : 0.001 ) anlamlı olarak artmıştır. Çalışmaya alınan 130 hastanın takibinde DDD pacemaker implante edilen grupta stroke hiç gelişmemiş, VVI grubunda ise 88 hastanın 15'inde (% 17) nöroloji kliniklerince tedavi edilen stroke gelişmiştir. Bu sonuca göre, Wl pacemaker implante edilen grupta takip süresince stroke gelişimi anlamlı olarak fazladır. ( p:0.003 ) Hastalardan ilk muayenede kalp yetersizliği semptomu belirtmeyen, fizik muayenesinde kalp yetersizliği bulgusu olmayan ancak bir yıldan sonra semptom belirtmeye başlayan hasta sayısı DDD grubunda 2 ( % 4.8 ) iken, Wl pacing grubunda 50 ( % 56.8 ) hastadır. Wl pacemaker implante edilenlerde konjestif kalp yetersizliği gelişme oranı DDD implante edilen gruba göre anlamlı olarak artmıştır ( p: 0.001 ) Hasta sinüs sendromlu hastalarda, fizyolojik pacing modu ile atrial fibrilasyon atağı, kronik atrial fibrilasyon, kalp yetersizliği ve stroke riskinin azaldığı sonucuna yarıldı. 43
Collections