Gülnuş Emetullah Sultan`ın imar faaliyetleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu doktora tezi, Gülnuş Emetullah Sultan?ın imar faaliyetlerini bütünüyle ortaya koyan bir çalışmadır. Osmanlı İmparatorluğu?nun 17. yüzyılın ikinci yarısı ile 18. yüzyıl başında içinden geçtiği ve çokça gözardı edilen değişim sürecinde, 1664?ten 1687?ye kadar IV. Mehmed?in hasekiliğini yapmış, daha sonra tahta çıkan iki oğlu II. Mustafa ve III. Ahmed?in saltanatları sırasında toplam 20 yıl valide sultanlık makamında bulunmuş Gülnuş Emetullah Sultan ve yapıları da Osmanlı tarihinin bu dönemine gösterilen ilgisizlikten nasibini almıştır. Oysa bu önemli kadın sultan, hem öncelleri gibi devlet yönetiminde aktif bir rol oynamış hem de bu rolünü imparatorluğun dört köşesine yayılan zengin imar faaliyetleriyle meşrulaştırmıştır. Gülnuş Sultan?ın yapıları ve vakıfları üzerine daha önce yapılan bazı çalışmalar olsa da bunlar yetersiz ve eksik kalmış, Gülnuş Sultan?ın pek çok yapısı gözden kaçmış, vakfiyeleri ve zeyilleri bütünlüklü olarak analiz edilememiş, dolayısıyla Osmanlı mimarlık tarihi yazınında bu dönem önemli bir boşluk olarak kalmıştır. Gülnuş Sultan?ın mirasçısı olduğu önceki haseki ve valide sultanların yapıları ve imar politikalarıyla kapsamlı bir karşılaştırma yapılmamış; yaşadığı dönemin tarihsel gelişmeleriyle Gülnuş Sultan?ın baniliği arasında bir bağ kurulmaya girişilmemiş ve böylesi analizlerin yokluğu bu boşluğu daha da derin kılmıştır. O nedenle bu çalışma, söz konusu imar faaliyetlerinin bütünlüklü olarak ele alınmasının yanı sıra, Gülnuş Sultan?ın siyasi ve mimari bağlamda mevkîdaşları arasında nasıl bir konuma sahip olduğunu, yapılarının dönemin gelişmeleriyle ve oynadığı aktif siyasi rolle nasıl şekillendiğini ve bunların simgesel değerlerini ortaya çıkarmayı da hedefleri arasına almıştır.Söz konusu imar faaliyetlerinin bütünüyle tespit edilebilmesi için ağırlıklı olarak Osmanlıca belgelerin incelendiği yoğun bir arşiv çalışması gerekli olmuştur. Yine arşivlerden ulaşılan görsel malzemeler, haritalar, dönem tarihçilerinin eserleri ve çok sayıda birincil kaynak bu çalışmayı daha nitelikli kılmış, önemli bir kısmı günümüze ulaşamayan Gülnuş Sultan yapılarının ortaya çıkarılmasını sağlamıştır. Kullanılan arşiv belgeleri yalnızca yapılarla ilgili çok değerli mimari bilgileri gün yüzüne çıkarmakla kalmamış aynı zamanda işin sosyoekonomik boyutuna da ışık tutmuş, başka baniler ve onların imar faaliyetlerine de örnek oluşturacak şekilde yapıların ortaya çıkış süreçlerini aydınlatmıştır.Genellikle Üsküdar?daki külliyesi ve Mekke?deki imaret ve darüşşifasıyla tanınan Gülnuş Sultan?ın, Galata?nın tek saltanat camisinin banisi olduğu, aynı semtte su yollarıyla birlikte çeşmeler yaptırdığı, Kamaniçe?de, Sakız?da ve Oran?da adının kiliseden çevirme camilere verildiği, Edirne?de bir namazgâhlı çeşmesinin olduğu ve Hersek-Boyalıca arasında altı köprünün yapımını finanse ettiği bu çalışma ile ortaya koyulmaktadır. Tüm bu yapıların ortaya çıkışını hazırlayan tarihi süreç ve yapıların mimarileri TSMA ve BOA?dan edinilen belgelere, VGMA?dan edinilen vakfiye ve zeyillere ve nadir görsel kaynaklara başvurularak gözler önüne serilmektedir. Hem yapılarının mimarileri hem de Gülnuş Sultan?ın baniliği ilgili bölümlerde değerlendirilmiş, önceki kadın sultanlarla karşılaştırılmış, böylece onun ve yapılarının Osmanlı mimarisindeki yeri ve önemi ortaya koyulmuştur. Örneğin IV. Mehmed?in hasekisi olarak seferlere katılıp özellikle Balkanlarda çok sayıda şehri gören Gülnuş Sultan?ın, Osmanlı mimarlığının 18. yüzyılda yaşadığı dönüşüm sürecinin tetikleyicilerinden biri olduğu ve Üsküdar?daki külliyesinin bu dönüşüme dair ilk izleri barındırdığı gösterilmiştir. Fethedilen yerlerdeki kiliseden dönüştürülen camilere adının verilmesinde olduğu gibi başkentteki en önemli Katolik mekânının İslamlaştırılmasında da onun rol oynaması, bir valide sultan olarak oğullarını ve devleti temsil edişinin çarpıcı bir kanıtıdır. İnşa ettirdiği çeşmeler ve köprüler, tıpkı öncellerinin yaptığı gibi dindar ve hayırsever kadın sultan imajını pekiştirmenin yanı sıra hanedanın itibarını korumayı da amaçlamaktadır.Sonuç olarak, hem siyasi erkin kullanılması hem de bunun yapılara yansıtılması açısından Osmanlı İmparatorluğu?ndaki en önemli kadın sultanlardan biri olmasına rağmen bugüne değin gözden kaçan Gülnuş Emetullah Sultan, yaşamı ve bazıları hiç bilinmeyen yapılarıyla yeniden gün yüzüne çıkarılmıştır. Osmanlı hareminde 23 yıl haseki, 20 yıl da valide sultan olarak, üstelik imparatorluk için son derece kritik bir süreçte çok önemli rol oynayan Gülnuş Sultan?ın imar faaliyetleri, onun sahip olduğu gücü hem nitelik hem de nicelik açısından ortaya koymaktadır. Ve baniliğini üstlendiği yapılar, gerek başkentte gerek imparatorluğun farklı köşelerinde hanedanı ve devleti başarıyla temsil ettiği gibi, Osmanlı mimarisini de yeni bir döneme taşımıştır. This doctoral dissertation presents the building activities of Gülnuş Emetullah Sultan in its totality. During the transformation process that the Ottoman Empire passed through from the second half of the 17th century and early 18th century, Gülnuş Emetullah Sultan, who was the favorite of Mehmed IV form 1664 to 1687 and the queen mother of two of his sons, Mustafa II and Ahmed III, for 20 years, and her buildings have long been neglected. However, this powerful and important Ottoman woman played an active role in Ottoman state politics just like her predecessors, and legitimized her status with many buildings spreading the domains of the empire.Although there were some other works dealing with the building activities and pious foundations of Gülnuş Sultan, they were insufficient and short-coming. Several of her buildings were overlooked, the endowment deeds were not examined thoroughly, and therefore this period of Ottoman architectural history contained an important gap. The lack of a comparative study of Gülnuş Sultan?s patronage with her predecessors? buildings and building politics, and the absence of an historical approach taking the events of her period into account eventually have made this gap even wider. Hence, this thesis, besides dealing with these building activities in depth, aims at revealing Gülnuş Sultan?s political and architectural position with respect to her counterparts, investigating the shaping of these buildings with the ongoing historical events and her active political role, and deciphering their symbolic meanings they bear.In order to determine these building activities completely, an intense archival study of mostly Ottoman documents was a prequisite. Visual materials from archives, maps, treatises of contemporary historians and many primary sources made this work more qualified and helped to reveal the buildings of Gülnuş Sultan, some of which could not survived. Archival materials not only provided invaluable architectural information, but they also shed light on the socioeconomic aspects and building processes, eliciting an excellent example for similar works of other patrons and their edifices. For instance, the role of Gülnuş Sultan?s chamberlain Mehmed Efendi on realization of her pious works, the impact of the patron on decision making processes of several buildings, and the financing of them were all clearly shown thanks to archival documents.Although Gülnuş Sultan is generally known with her mosque complex in Üsküdar and less often with the hospital and hospice in Mecca, she is also the builder of the only sultanate mosque of Galata, accompanying public fountains and their water supply systems. Churches in Kamianets, Chios and Oran have been converted to mosques in the name of her; she also built a fountain with a prayer platform in Edirne, six bridges between Hersek and Boyalıca, and all of these are revealed in depth within this thesis. The historical background and architectural aspects of them are presented with the help of archival documents from TSMA and BOA, endowment deeds from VGMA, and rare visual sources. The architectural descriptions are carried out and Gülnuş Sultan?s patronage is assessed for each of them. Afterwards, by means of comparing the architectural features of her buildings and her patronage with the previous women builders, her place and importance within Ottoman architecture was properly understood. For instance, Gülnuş Sultan had had a privileged place as a favorite and had accompanied Mehmed IV on his campaigns and his hunts in Balkans; and thus, having this visual repertoire and enlightened personality, she became the initiator of the transformation process that Ottoman architecture passed through in the 18th century. It is shown that her last building activity in Üsküdar carries the signs of this change, both in its single elemets like fountain and tomb, and in its details. On the other hand, the archival documents convey the answers to questions regarding the site of this complex and the function of the accompanying buildings like tomb keepers room or shops.The converted churches bearing the name of Gülnuş Sultan, the Haseki Mosque in Kamianets and Valide Sultan mosques in Chios and Oran, forms excellent examples of representing the state and fighting against the Catholics behind the battlefield. This role was solely gifted to her as haseki, as an indication of her importance, and she collaborated with her sons during his tenure as queen mother. These three buildings were studied for the first time and even the names of the nonextant churches were proposed.Gülnuş Sultan also played a critical role in the religious transformation of the Galata district in the capital. Upon the destroy of the most important Catholic shrine of the city in a fire in late 17th century, its land was reserved for her sultanate mosque, and its surrounding neighborhood also experienced a demographic and religious transformation. Ironically, this mosque could not survive, but its history and architecture is revealed for the first time in this thesis. Yet another important patronage of Gülnuş Sultan also took place in Galata, as she also constructed the waterways of her mosque and its accompanying fountain, and improved it with new sweet water supply systems and added at least two more fountains.These works also played an important and conscious role in the above mentioned transformation of Galata, as no one else had supplied sweet water to this ?infidel? district beforehand. Archival documents again revealed an existing but misnamed fountain of Gülnuş Sultan, and they clearly showed how she negotiated with her chamberlain in the construction process and how her demands elicited this pious work.Gülnuş Sultan was also the patron of another significant type of public edifices: She financed the construction of six bridges between Hersek and Boyalıca, near İznik Lake, and on the route of Hajj. The archival documents not only showed that the true patron of the only surviving and the largest bridge is no one else but Gülnuş Sultan, but they also indicated that a fountain with a prayer platform, just like the one she financed in Edirne after becoming queen mother, accompanied this bridge. All these charity she exhibited with the help of buildings, probably the most symbolic one in Mecca, have contributed to the image of her as a religious and beneficent woman sultan, just like her predecessors.To sum up, Gülnuş Emetullah Sultan, who was one of the most significant of the women sultans of Ottoman Empire for both using of the political power and converting this power into buildings, but who also was interestingly neglected up to this time, was revealed here together with her buildings. The building activities of Gülnuş Sultan, who has served as haseki to Ottoman harem for 23 years and occupied the seat of valide sultan for 20 years in a very critical period, clearly indicates her power, both in quality and in quantity. And the buildings that she financed, not only successfully represented the dynasty and the state both in the capital and on distant cities of the empire, but also carried the Ottoman architecture to a new era.
Collections