Belirsizliğe tahammülsüzlük, dürtüsellik, ruminasyon ve genel erteleme eğiliminin psikolojik belirtiler ile ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kişilerin kaygı, depresyon, benlik algısı gibi psikolojik belirtiler olarak genellenebilecek durumları birçok değişken tarafından şekillenmektedir. Mevcut çalışma belirsizliğin, psikolojik belirtiler üzerindeki etkisini çeşitli değişkenler yardımıyla açıklamaktadır. Belirsizlik durumlarının kişiler tarafından tehlikeli, stres verici ve kaçınılması gereken durumlar olarak değerlendirildiği bilinmektedir. Bu nedenle belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyinin psikolojik belirti düzeyi üzerinde bir etkisi olmaktadır. Mevcut çalışmada alanyazından edinilen bilgiler doğrultusunda belirsizliğe tahammülsüzlüğün psikolojik belirtiler üzerindeki etkisi; ruminasyonların geviş getirircesine düşünme, derinlemesine düşünme alt boyutlarının ve genel erteleme eğiliminin aracılığında ve dürtüselliğin sıkışıklık alt boyutunun düzenleyici etkisinde bir model ile incelenmiştir. Çalışma tüm bu değişkenlerin bir model oluşturarak incelemesi yönüyle daha önce yapılan çalışmalardan farklılaşmaktadır. Bu kapsamda 18-30 yaş aralığında 225 kadın, 74 erkek olmak üzere Ankarada öğrenimine devam etmekte olan lisans ve yüksek lisans öğrencilerine, Belirsizliğe Tahammülsüzlük Ölçeği, Ruminatif Tepkiler Ölçeği, UPPS Dürtüsel Davranış Ölçeği, Genel Erteleme Eğilimi Ölçeği ve Kısa Semptom Envanteri uygulanmıştır. Yapılan model testinin bulgularına göre dürtüselliğin sıkışıklık boyutunun orta ve yüksek düzey etkisinde; belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyindeki artış geviş getirircesine düşünme ve genel erteleme eğilimi aracılığıyla psikolojik belirtiler düzeyindeki artışı yordamaktadır. Benzer olarak sıkışıklık boyutunun orta ve yüksek düzeyinin düzenleyici etkisinde belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyindeki artış yalnızca geviş getirircesine düşünme aracılığıyla da psikolojik belirti düzeyindeki artışı yordamaktadır. Belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyindeki artış aynı zamanda derinlemesine düşünme aracılığıyla psikolojik belirti düzeyindeki artışı yordamaktadır ancak sıkışıklık düzeyi bu ilişkide belirli bir farklılık yaratmamaktadır. Elde edilen bulgular alanyazın bilgileri ışığında tartışılmıştır. The symptoms of anxiety, depression, selfperception which could be generalized as psychological symptoms could be shaped by many notions. The present study explains the effects of uncertainty on psychological symptoms with various variables. It is known that, situations of uncertainty are considered dangerous, stressful and avoidable by people. Therefore, the level of intolerance has an impact on the psychological symptom level. In the present study, effects of intolerance of uncertainty on psychological symptoms that is mediated by the types of rumination (brooding and reflection) and general procrastionation tendency and modareted by the urgency factor of impulsivity is exaimened on the basis of information obtained from the literature. The study differs from the previous studies in terms of examining all these variables by constructing a model. In this context, Intolerance of Uncertainty Scale, Ruminative Responses Scale, UPPS Impulsive Behaviours Scale, General Procrastination Scale and Brief Symptom Inventory were carried out for undergraduate and graduate students who continue their education in Ankara, a total of 225 women and 74 men, aged between 18-30. According to the findings of the model test; for both moderate and high levels of urgency; increase of the intolerance of uncertainity level predicts the increase of psychological sypmtoms through the mediation of brooding and general procrastination tendency. Similarly, for both moderate and high levels of urgency; increase in the level of uncertainty intolerance predicts the increase of psychological sypmtom level only through the mediation of brooding. The increase of the intolerance of uncertainty level also predicts the increase of psychological symptom level through the mediation of reflection factor,but the urgency level does not make a difference in this relationship. The results are discussed in the light of the literature.
Collections