Avrupa Birliği ve Türk Rekabet Hukukunda hakim durumun kötüye kullanılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Son yıllarda ülkelerin kapalı ekonomi anlayışını terk ederek benimsemiş oldukları liberal politikalar neticesinde uluslararası ticaret hacminde ciddi anlamda büyümeler yaşanmış ve bunun neticesinde piyasalar içerisindeki rekabet ortamını düzenleyecek kurallara duyulan ihtiyaç artmıştır. Ülkemizde temelini Avrupa Birliği rekabet hukuku kurallarından, dayanağını ise Anayasa'dan alan Rekabetin Korunması Hakkında Kanun 1994 yılında hüküm altına alınmıştır. Rekabetin Korunması Hakkında Kanun 3 temel sütun üzerine inşa edilmiştir. Bunların ilki teşebbüsler arası rekabeti engellemeye veya kısıtlamaya yönelik anlaşmalar ile uyumlu eylemlerin yasaklanması, ikincisi hakim durum yaratmaya yönelik birleşme ve devralmaların denetlenmesi üçüncüsü ise konumuzun temelini teşkil eden hakim durumun kötüye kullanılmasının yasaklanmasıdır.Hakim durumun kötüye kullanılması, piyasalardaki hakim durumdaki teşebbüslerin ekonomik güçlerini kendi başlarına yahut başkaları ile yapacakları anlaşmalar ile kötüye kullanmalarını ifade etmektedir. Hakim durumun kötüye kullanılması ülkemizde Rekabet Kanunu'nun 6. maddesinde hüküm altına alınmış iken Avrupa Birliği düzenlemelerinde, Avrupa Birliği'nin İşleyişine Dair Antlaşma'nın 102. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Gerek 6. gerekse de 102. maddede benzer doğrultudaki eylemler kötüye kullanım olarak nitelendirilmiş ve yasaklanmıştır. Her iki hukuk sisteminde de kötüye kullanım halleri genel olarak sömürüye dayalı kötüye kullanmalar ve rekabete aykırı kötüye kullanmalar başlığı altında sınıflandırılmıştır. Sömürüye dayalı kötüye kullanım halleri tüketici menfaatlerine zarar vermekte iken, rekabete aykırı kötüye kullanım halleri, piyasalar üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır.Çalışmamızda bu iki maddede yer alan kötüye kullanım halleri, Rekabet Kurulu, Komisyon ve Avrupa Birliği Adalet Divanı kararları ışığında incelenmiştir. Hükümler arasında lafzi farklılıklar bulunsa da, incelenen kararlar neticesinde her iki hukuk sisteminde de benzer doğrultuda kararların yer aldığı ve aynı amacın hedeflendiği kanaatine varılmıştır. Kötüye kullanmanın hukuki sonuçlarının da keza her iki hukuk sisteminde de benzer yaptırımlara bağlandığı görülmüştür. Gerek Rekabet Kurulu gerekse de Komisyon hakim durumun kötüye kullanılması halinde teşebbüslerden savunma isteme, ihlale son verme ve idari para cezaları uygulama yetkisine sahiptir. Özel hukuk açısından ileri sürülecek talepler ise ülkelerin iç hukuk sistemlerinde yer alan hukuk mahkemelerinin yetki alanına bırakılmış ve özel hukuk alanındaki yaptırımlar geçersizlik ile tazminat olarak belirtilmiştir. In recent years, countries have adopted liberal policies by abandoning the closed economy concept. Consequently, international trade has grown and the need for competition rules has increased. Law No. 4054 Protection of the Competition which takes its support from the constitution prohibits agreements, decisions and concerted practices which prevent, distort or restrict competition, abuse of dominant position by the enterprises which are dominant in market, and all kind of operations and practices about merger and acquisition which decreases competition in market.Abuse of dominant position refers, the abuse by one or more undertakings, of their dominant position in a market for goods or services within the whole or a part of the country on their own or through agreements with others or through concerted practices. Whereas the prevention of abuse of dominant position is ensured in our country by the sixth article in the Protection of Competition, it is ensured by the one-hundred-and-second article in the Treaty of the Functioning of EU under the European Union regulations. This abuses are classified as an exploitative abuses and exclusionary abuses. While the exploitative abuse makes negative effects on consumer and competitor interests, exclusionary abuse makes negative impacts on the markets.In our study, this two article was examined in the light of the decisions of Court of Justice, Competition Board and the Commission. Despite the literal differences between the articles, it is observed that both the Turkish and the European Union competition law rules serve a common purpose and prohibit the same applications. Abuse of dominant position causes similar results in both legal systems in the field of administrative law and private law. The Commission and Competition Board has the power to terminate the infringement and imposing fines. Private law consequences of abuse of dominant position are nullity and compensation.
Collections