Türkiye Ermenistan ilişkilerinde normalleşme denemeleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Petrosyan döneminde Türkiye-Ermenistan ikili ilişkilerinin gelişememesinde Ermenistan ile Azerbaycan arasında yaşanan sorunların belirleyici etkisi bulunmaktadır. Koçaryan dönemi ise Petrosyan'ın uzlaşma yanlısı politikaların aksine sert ve uzlaşmaz bir çizginin izlendiği dönemdir. Koçaryan, Petrosyan'ın Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkileri geliştirme gayretine karşı çıkmış ve siyaseti ?taviz siyaseti? olarak yorumlamıştır. Sarkisyan'ın iktidara gelişi ve Ermenistan'ın karşı karşıya kaldığı iç sorunlar, Rusya-Gürcistan Savaşı'nın yarattığı olumsuz etki, AKP iktidarının dış politik yaklaşımı normalleşme sürecini başlatan parametreler olarak görülmektedir.Kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerle beraber ilişkilerin iyileşmesi adına atılan en büyük adım Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü 6 Eylül 2008'de Türkiye-Ermenistan milli futbol takımları arasındaki maça daveti ve Gül'ün davete icabetiyle ?futbol diplomasisi? olarak adlandırılan sürecin başlaması olmuştu. Tarafların 22 Nisan 2009'da yaptıkları ?ikili ilişkilerin normalleşmesini sağlayacak bir ?yol haritası? üzerinde mutabık kalındığı yönündeki açıklamalarıyla yeni bir boyut kazanmıştır.Protokoller, iki ülke kamuoyuna hakim olan tartışmalara Ermeni diasporasının ve Azerbaycan'ın tepkilerine rağmen Türkiye ve Ermenistan Dışişleri bakanları tarafından 10 Ekim 2009'da İsviçre'nin Zurih kentinde imzalandı. Protokollerin imzalanması sonrasındaki ilk olumsuz tepki Erivan'dan geldi. Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı, normalleşmeyi ve protokollerini onaylanmasını tartışma konusu haline getirdi. Süreç, Ermenistan'ın 22 nisan 2010'da protokollerin askıya alındığı açıklamasıyla tıkandı.AB ile tam üyelik mütarekeleri yapan, bölgesinde barış diplomasisi uygulayarak liderlik rolünü üstlenmek isteyen Türkiye açısından, sınır komşusu bir ülke ile diplomatik ilişkilerin bulunmaması bölgesel güç olma ve bölgesel sorunlara çözüm bulmak politikasıyla çelişmektedir. İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi konusunun bir iç politik malzemesi haline gelmesi ise kapsamlı bir çözüm ortamının yaratılmasını engellemektedir.Türkiye'nin son dönemde yürüttüğü ?komşularla sıfır sorun? ve bölgesel sorunlara bölgesel çözüm üretme? yaklaşımının bu konuda etkili olmadığı görülmektedir. Türkiye'nin iç dengeler ve dış ilişkileri burada sınırlayıcı konulardır. Diğer taraftan Ermenistan'ın uluslararası hukuk kurallarını çiğneyerek Azerbaycan'ın beşte birini işgal altında tutması, soykırım iddiaları, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tanımama ve toprak talepleri gibi konu başlıkları ilişkilerin normalleşmesinin önündeki engellerdir. İki ülke arasındaki sorunların çözümünde günlük, tepkisel politikaların yerine hedefleri ve araçları belli, uzun soluklu projeler uygulanması gereklidir. Bu projeler resmi ve sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa yürütmesi gereken çalışmalar olmalıdır. There is determinative effect of problems experienced between Armenia and Azerbaijan for non-development of relation of Turkey and Armenia in Petrosian Period. In the Kocarian Period, in contrary to compromise policy of the Petrosian, this period shows itself as severe and non-compromising line. Kocaryan objected the efforts to develop relation between Turkey and Armenia and interpreted the policy as ?compromising policy?. The Sarkisyan?s accession to power and Armenia?s domestic problems, negative effect of Russia ? Georgia War, and foreign policy approach of AKP party can be seen as parameters that start normalization process.In the discussions behind closed doors, the improvement of relations started with an invitation of Armenian State President Sarkisyan to President Abdullah Gül for match of Turkey ? Armenian national football team on 6th September 2008, so-called ?football diplomacy?, and Gül?s attendance to this match. Parties provided normalization of relation between them on 22nd April 2009 and they agreed on a road map, and this statement caused new dimension to their relations.Despite discussions prevailing in public opinion of both states, Armenian Diaspora and react of Azerbaijan, protocol signed on 10th October 2009 in Zurich, Switzerland by foreign affairs ministers of Turkey and Armenia. First negative reaction came from Armenia at the moment of signing protocols. The reasoned decision of the Armenia Constitutional Court brought normalization and approval of protocols as a matter in dispute. The process interrupted with statement of Armenia on 22nd April 2010, indicating that process is suspended.In terms of Turkey who has negotiations for admission to EU as full member, and wants to be leader for the peace diplomacy in its region, absence of diplomatic relation with a country having border on, conflicts with a policy to be regional power and to find solutions to regional problems. The normalization of relations between both countries becomes a national policy material and this prevents creating a comprehensive solution.The approach of Turkey recently carried out, namely ?zero problem with neighbors? and ?finding regional solution to regional problems? , appears that it is not effective. The restricted subjects here are national balance and foreign affairs of Turkey. On the other hand, Armenia ruled out international law rules and dispossession of Armenia by holding down one fifth of Azerbaijan, genocide claims, non-recognition of integrity of land of Turkey and demand for land are the hindrances for normalization of relation.In solution of problems between both countries, instead of daily, reacting policies, it is required to implement long ?term projects having certain targets and objectives. These projects must be the activities required to carry out by public authorities and nongovernmental organizations jointly.
Collections