Berlin, the hyperreal, and virtual realities of sex in a dark room
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Berlin'in eşi görülmemiş tarihi, kendine has metropolitan kimliğini oluştururken geçmiş yüzyılların tarihini merkez konumdan değiştirir ve bunun yanısıra `Altın Yirmiler` olarak anılan efsaneleşmiş bir döneme tanıklık eder. Weimar Berlin olarak da bilinen bu dönemin Berlin'indeki cinselliklere tanıdığı özgürlüklerin atmosferi günümüzde `karanlık oda` olarak bilinen kentsel bir fenomen olan alanlarda bir nevi simüle edilmektedir. 2017'deki şehrin gece hayatının popüler ve entegre bir parçası olmuş olan karanlık odalar gündelik hayattan ve onun gerçekliklerinden cinsel gerilimle dolu bir kaçış yaratan eğlence mekanlarıdır. Aynı zamanda, sanal gerçeklik teknolojilerindeki gelişmeler sanal gerçekliklerin felsefi vizyonuna yetişip daha anaakım bir yere gelmektedir. Bu tezin amacı sanat ve sinema tarihleri ile film teorisinden yararlanarak gerçeklik ve sanal gerçeklikler tartışmasına felsefi bir çerçevede girmek olacaktır. Jean Baudrillard tarafından kavramsallaştırılan hipergerçeklik bu tartışmanın merkezinde yer alırken, Plato'nun mağara alegorisinde olduğu gibi antik felsefe tarihinden veya Alejandro González Iñárritu'nun 2017 tarihli olan Carne y Arena adlı sanal gerçeklikteki enstalasyonundaki gibi güncel sanat eserlerinden de bahsederek tartışmasını derinleştirecektir. Tezin genel eğilimi kendi çerçevesinin içinde kalırken, mikroskobik seviyede analiz yapmaktan kaçınarak, film teorisi tarihinde psikanalitik çerçevede çalışmış teorisyenlerin fikir ve kavramlarından da yararlanırken güncel sanat ve eğlence hayatındaki örnekleri tartışmaya açmak olacaktır. Berlin's unique history as an urban epicenter for the key events of the previous centuries also witnesses an era which is known as the `Golden Twenties`. The sexually liberated atmosphere of the then Weimar Berlin is, in a way, being simulated inside spaces, urban phenomena, called the `dark room`. A popular type of accommodation in the nightlife scene of the city in 2017 which serves as an entertainment space for the people who seek to experience a sexually charged escape from the humdrumness of reality. Meanwhile, the advancements for the technology of Virtual Reality are catching up with the philosophical visions for virtual realities. This thesis intends to discuss the mind's capacity to imagine, through a philosophical examination and debate on reality, and whether or not there are virtual realities, by opening Berlin's dark rooms, Virtual Reality technologies, the history of art, films and film theory to discussion. Contextualized by Jean Baudrillard, the hyperreal, is one of the key concepts in making clarifying and criticizing these points of discussion. Furthermore, the thesis revisits ancient philosophical debates such as Plato's allegory of the cave, while making observations on the most recent examples in Virtual Reality such as Alejandro González Iñárritu's installation, Carne y Arena (2017). Although, this thesis intends to refrain itself from analysis on a microscopic level, concepts and ideas of film theorists who worked within a psychoanalytical framework will also be revisited to be able to suggest an explanation to certain phenomena such as the dark rooms, in analogy with virtual reality. The general aim will be to open points of discussion, which are thought to be significant for critique of recent examples in entertainment.
Collections