İş güvencesi hükümleri bakımından asıl işveren - alt işveren ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İşçi - işveren ilişkisinde oldukça fazla uyuşmazlığın yaşandığı ve iş ilişkisinin en önemli aşamalardan biri olan iş sözleşmesinin sona ermesi aşamasında, iş güvencesi sisteminin sonucu olan işe iade davaları, güncel ve çokça karşılaşılan davalardır. İş güvencesi sistemi ile esasen iş ilişkisinin devamının sağlanması, işçinin işinin güvence altına alınması, işverenin keyfi olarak iş ilişkisini sonlandırmasının önüne geçilerek işçinin korunması hedeflenmiştir. 4857 sayılı İş Kanununda iş güvencesi sistemine yer verilmiş, iş güvencesi kapsamındaki ilişkilerde fesih serbestisi kaldırılmış, fesihte kanunda düzenlenen geçerli veya haklı nedenlerin varlığı aranmış, nedenlerin varlığını ispat yükü işverene yüklenmiş, bu düzenlemeye aykırı olarak yapılan fesihlerde ise işçinin işe iadesini talep edebileceği öngörülmüştür. İş Kanununda yer alan asıl işveren - alt işveren uygulaması ise, günümüzde sürekli olarak artmakta ve işçi - işveren ilişkisini farklı şekillerde etkilemektedir. İş hukukunda önemli bir yere sahip olan iş güvencesi sistemi bakımından asıl işveren ve alt işverenin rolleri, sorumlulukları, işe iade davalarındaki konumları, bu ilişkinin işçiye yansımaları uygulamada sorunlara yol açmaktadır. Tezimizde iş güvencesi sistemi ve bu sistemin sonucu olan işe iade davaları bakımından asıl işveren - alt işveren ilişkisi ele alınmış, özellikle alt işveren işçisinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanma şartları, işe iade davalarında asıl işveren ve alt işverenin taraf sıfatı, işe iade davalarına bağlanan sonuçlardan asıl işveren ve alt işverenin ne şekilde sorumlu olacağı ve asıl işveren - alt işveren ilişkisinde işveren değişikliklerinin iş güvencesi bakımından etkileri hususları İş Kanunu kapsamında, doktrindeki görüşler ve Yargıtay kararlarından da faydalanılarak incelenmeye çalışılmıştır. During one of the most important phases of employer - employee relationship, which is terminating a labor contract, numerous employer - employee disputes arise including reemployment lawsuit as a result of job security system. With the job security system, ensuring the continuation of employment process, securing the job of the employee and the protection of the rights of the employee by avoiding arbitrary termination of employment process by the employer have been aimed. Labor Law no. 4857 which includes employment relations system, removed the withdrawal liberty within the context of job security, demanded just and valid causes which are regulated by law for withdrawal process. Moreover, the burden of proving for existence of mentioned causes has been imposed on the employer and in case of a withdrawal which is against to his regulations, the right of reemployment claim by the employee has been guaranteed. The practice of primary employer and sub-employer in Labor Law is constantly increasing today and it affects the employee-employer relationship in different ways. In terms of job security system which has a significant part in Labor Law, the roles of primary employer and sub-employer, responsibilities, their positions in reemployment lawsuits, the reflections of this relationship to employees cause problems in practice. In our thesis, the relationship between primary employer and sub-employer in terms of job security system and the reemployment lawsuits as a consequence of this system has been discussed, especially the terms of sub-employer employee's benefiting from the job security provisions, the party role of the primary employer and sub-employer in the reemployment lawsuits, how the primary employer and sub-employer will be responsible for the consequences of the reemployment lawsuits and the effects of the employer changes in regard to job security terms in the primary employer - sub-employer relationship have been tried to be examined considering the perspectives of the doctrine and decisions of the Court of Cassation under the Labor Law.
Collections