Karadeniz Ereğli Kalesi`nin mimari ve yapısal analizi ve bir kültür varlığı olarak değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Karadeniz Ereğli kenti, Batı Karadeniz kıyısında yer alan ve tarihi M.Ö. 550'lere, hatta son arkeolojik buluntulara göre M.Ö. 2500'lere uzanan önemli bir tarihi yerleşmedir. Ancak, Türkiye'de birçok kent gibi Ereğli de geçirdiği değişim süreci sonucu, tarihi kent dokusu ve bileşenlerini büyük ölçüde kaybetmiştir. Bu nedenle, kentin tarihi zenginliğini belgelemek ve yaşatmak üzere yapılacak her türlü çalışma önemlidir. Kaleler, genellikle kentle paralel gelişim gösterirler. Kentlerdeki konumları, tarihsel süreç içinde önem kazanmaları, zarar görmeleri ya da işlevsiz kalmaları gibi gelişmeler, o kentin geçmişini ve fiziksel özelliklerini gözler önüne serdiğinden, Ereğli'de de mimari mirası belgeleme çalışmalarına başlamak için en doğru tercihin 'kale' olacağı düşünülmüştür. Kaynaklara göre, Herakleia Pontike Tiranlığı döneminde (M.Ö. 4. yy) kentin akropolisi Kaletepe üzerinde kurulmuştur. Ancak Roma İmparatorluğu döneminde (M.S. 2. yy), Hıristiyanlığın resmi din olarak kabul edilmesi ile kentte pagan döneme ait diğer yapılar ile birlikte akropoliste yer alan yapılar da zarar görmüştür. Bu yapıların yıkıntıları üzerine 13. yüzyılda, kent Bizans ve Ceneviz hâkimiyeti altında iken, teze konu olan kale inşa edilmiştir. Kalenin hangi tarihte işlevsiz kaldığı net olarak bilinemese de, Osmanlı döneminde terk edilme ve tahrip olma sürecine girdiği, Cumhuriyet döneminde de bu sürecin devam ettiği anlaşılmaktadır. Günümüzde harap bir vaziyette olan Karadeniz Ereğli Kalesi, I. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiş olup, Askeri Güvenlik Bölgesi içerisinde yer almaktadır.Bu çalışmada, Zonguldak ilinin Kdz. Ereğli ilçesinde Kaletepe'de yer alan 'Kale' yapısının günümüzdeki durumunun belgelenmesi ve analiz edilmesi, tarihsel gelişim sürecinin araştırılması, yapının korunup gelecek nesillere aktarılabilmesi için gerekli müdahalelerin ve ziyarete açılmasına yönelik önerilerin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Tez çalışması yedi ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde, tezin amacı, kapsamı ve çeşitli aşamalarda kullanılan çalışma yöntemleri anlatılmıştır. İkinci bölümde, öncelikle savunma yapılarının yerleşim yeri için taşıdığı önemden bahsedilmiştir. 'Kale' isminin kökeni farklı dillerde irdelenerek, günümüzde tüm savunma yapıları için genel bir tanım olarak kullanılan bu kelimenin hangi anlamları barındırdığı anlaşılmaya çalışılmıştır. Savunma dışında barınma, gözetleme, çevreleme gibi özelleşmiş fonksiyonları olan ya da çok farklı ölçeklerdeki savunma yapılarının isimlendirilmesi konusuna dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda, Ereğli Kalesi'nin bağıntılı olabileceği kaleler, kent surları, gözetleme kuleleri ve hisarlar gibi savunma yapı türleri gözden geçirilmiştir. Üçüncü bölüm, Karadeniz Ereğli kentine ayrılmıştır. Bu çerçevede Ereğli'nin coğrafi konumu ve tarih boyunca süregelen gelişimi irdelenmiştir. Ereğli kent tarihi kapsamında, kenti ziyaret eden seyyahlara ve onların hazırladıkları gravür ve haritalara yer verilmiştir. Bu bölümde, kentin sosyal ve ekonomik yapısı da incelenmiştir. Özellikle son yüz elli yıllık periyodda gerçekleşen iki önemli dönüm noktası üzerinde durulmuştur; bunlar, bölgenin kömür havzası haline gelmesi ve büyük bir endüstri tesisinin kente hâkim olmasıdır. Ayrıca, kalenin de bir parçası olduğu, yerleşmenin savunma sistemi yapılarına ve ilçede yer alan bazı diğer kültür varlıklarına da bu bölümde yer verilmiştir. Bu yapılar; anıtsal yapılar, sivil mimarlık örnekleri, endüstri mirası ve modern mimarlık örnekleridir.Dördüncü bölümde, Karadeniz Ereğli Kalesi'nin mevcut durumu ayrıntılı olarak tanımlanmıştır. Kalenin konumu ve çevresel özellikleri, tarihçesi, mülkiyeti ve yasal durumu anlatılmıştır. Kalenin mimari özellikleri (plan ve cephe özellikleri), malzeme ve yapım tekniği incelenmiş, yapıya ait bozulmalar ve bu bozulmalara neden olan etkenler tanımlanmıştır.Beşinci bölümde, yapının restitüsyonuna ait çalışmalara yer verilmiştir. Bu kapsamda kaleye ait harita, gravür, plan, fotoğraf gibi görsel verilerin yanında yazılı bilgi ve belgeler taranmıştır. Elde edilen verilerin tamamında yapı büyük ölçüde yıkık halde olduğundan, yapının geçirdiği dönemleri gösteren kronolojik bir tespit yapılamamıştır. Restitüsyon çalışması kapsamında, eldeki verilerin olanak sağladığı ölçüde yapının plan şeması irdelenmiş, ancak mimari yapı detayları ölçeğine değinilmemiştir. Altıncı bölümde, restorasyon çalışmaları iki başlık altında toplanmıştır: koruma kararları ve müdahale kararları. Koruma kararları çerçevesinde, ilk olarak kültürel mirasın uluslararası koruması kapsamında Dünya Miras Listesi'ne değinilmiştir. Ukrayna'nın UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan `Ceneviz Ticaret Yolunda Akdeniz'den Karadeniz'e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri` başlıklı adaylık dosyasına Türkiye'de yer alan Cenevizliler dönemine ait yedi adet mimari miras dâhil edilmiş ve söz konusu başvuru 15.04.2013 tarihi itibariyle listeye eklenmiştir. Gerekli çalışmaların yapılması ile Kdz Ereğli Kalesi'nin de komşuları Akçakoca ve Amasra kaleleri gibi bu dosyaya eklenebileceği, bu önemli kültür rotasının bir parçası olabileceği öngörülmektedir. Karadeniz Ereğli Kalesi'nde yapılması gereken ilk uygulama, arkeolojik kazı ile yapının bugün gözlemlenemeyen parçalarının gün yüzüne çıkarılmasıdır. Buluntuların, kale yapısı ve kentin akropolisine ilişkin yararlı veriler sağlayabileceği düşünülmektedir. Bir Ortaçağ savunma yapısı olan kalenin tekrar aktif olarak kullanılması söz konusu olmadığı için minimum müdahale ilkesi doğrultusunda, gerekli noktalarda sağlamlaştırmalar ile mevcut parçalarının korunması amaçlanmaktadır. Yapının kent peyzajının bir parçası olarak ziyaret edilmesi için çeşitli ölçeklerde güzergâhlar önerilmiştir.Çalışmanın sonuç bölümünde, kültür mirasının belgelenmesinin ve bu konuda farkındalık yaratılmasının önemine dikkat çekilmiştir. Askeri Güvenlik Bölgesi'nde yer alması nedeniyle ziyaret edilemeyen ve sık korunun arasında kent siluetinde gözden kaybolarak çoğu Ereğlilinin bile farkında olmadığı kaleden yola çıkılarak kentin yok olan tarihi zenginliği gözler önüne serilmeye çalışılmıştır. Böylelikle, kentte ayakta kalabilen diğer kültür varlıklarına karşı da bir farkındalık ve sahiplenme fikri oluşturulması amaçlanmaktadır. Yakın tarihte gerçekleşen sosyoekonomik gelişmelerle, Ereğli'de nüfusun öngörülemeyen hızla artması ve yerleşimin eski kent merkezinde gelişmeye devam etmesi ile tarihi kent dokusu ve bileşenleri büyük ölçüde yok edilmiştir. Bu nedenle elde kalanlara azami ölçüde hassasiyet gösterilmeli ve korunmaları için gerekli çalışmalara zaman geçirmeden başlanmalıdır. The city of Karadeniz Ereğli is an important historic settlement, located on the Black Sea coast and extended to 550 BC or even to 2500 BC according to recent archaeological remains. However, just like many other cities of Turkey, Ereğli has also majorly lost its historical urban fabric and components as a result of its transformation process. Therefore, every study for documenting the history of the city's wealth and keeping it alive is important.Castles usually show parallel development with the city. Their location in the city, rising importance in historical process and progressions like being damaged or becoming nonfunctional reveal the city's history and physical properties. For this reason, 'castle' is decided as the best choice to start working at Ereğli.According to sources, city acropolis is built on Kaletepe in Herakleia Pontike Tyranny period (4th century BC). However, during the Roman Empire (2nd century AD), when Christianity is admitted as the official religion, some buildings in the city acropolis are damaged just like some structures of the pagan period. While the city was under Byzantine and Genoese domination in the 13rd century, the castle that is the subject of the present thesis was constructed on the ruins of these buildings. Though it is unknown in which date the castle became nonfunctional, it is clear that abandonment and destruction started from Ottoman period and continued in the Republican Era. Karadeniz Ereğli Castle that is in a dilapidated condition today, is registered as a first grade-archaeological site and located within the Military Security Zone. In this work, documenting and analyzing the current situation, investigating historical development, making proposals for opening the 'castle' in Kaletepe in Karadeniz Ereğli to visit, making all necessary interventions for conserving the structure and transferring it to future generations is aimed. The thesis consists of seven parts. The introduction part starts with the purpose, the scope and working methods used in various stages.The second part starts with defensive buildings' importance for settlements. Since the term of 'castle' is used as the common definition for defensive buildings, it is examined in different languages to be able to understand which meanings it does contain. This part tries to draw attention to denomination of defensive structures at different scales and have specialized functions like sheltering, surveillance, containment in addition to defense. In this context, defensive building types such as castles, city walls, watchtowers and chateaus that may be related to Ereğli Castle are considered.The third part is devoted to the city of Karadeniz Ereğli. In this perspective, geographic location of Ereğli and ongoing development throughout history are discussed. In the historical scope of Ereğli, visiting voyagers, their engravings and maps are taking place. In this part, social and economic structure of the city is also examined. Mostly, the last one hundred and fifty year period is emphasized, since these are the times to become the coalfield region and a large industrial facility is to dominate the city. Besides, defensive buildings of the settlement that includes the Ereğli Castle and some other cultural properties of the town are cited in this part. These cultural properties are the monumental buildings, civil architecture examples, industrial heritage and modern architecture examples. In the fourth part, the current situation of the Ereğli Castle is defined in detail. Its location and environmental features, history, ownership and legal status are described. Architectural features of the castle in terms of plan and section, building materials and techniques are examined, deterioration of the structure and its factors are identified.In the fifth part, the restitution studies of the building are taking place. In this context, written information and documentation are scanned in addition to maps, engravings, plans and photographs. Since the building is majorly in ruins in all obtained data, chronological period of the building could not be determined. Within the restitution study, the plan scheme of the building is examined as much as the available data allows. However, this data did not permit to reconstitute the architectural details.In the sixth part, restoration studies are grouped under two headings: conservation decisions and intervention decisions. Among the conservation decisions, World Heritage List is firstly mentioned under the international conservation of cultural heritage. Located in the UNESCO World Heritage Tentative List, `Trading Posts and Fortifications on Genoese Trade Routes. From the Mediterranean to the Black Sea` titled Ukraine's candidature file includes seven architectural heritage examples that are located in Turkey from the Genoese period and the mentioned application is added to the list on 15.04.2013. It is expected that, like the neighbours Akçakoca and Amasra's castles, Karadeniz Ereğli Castle can be added to the file and be a part of this important cultural route after accomplishing necessary studies. The very first application that should be done in Karadeniz Ereğli Castle is to unearth unobservable pieces of the building by archaeological excavations. The findings are expected to provide useful data regarding the structure of the castle and the city's acropolis. Since the active reuse of the castle as a defensive building of the Middle Ages is out of question, consolidations in necessary points and conservation of current pieces are aimed in accordance with the principle of minimum intervention. New routes in different scales are suggested to permit visits to the castle as a part of city's landscape. The conclusion of the study draws attention to the importance of the documentation of cultural heritage and the creation of awareness in this regard. The historical richness of the city is aimed to be brought out based on the castle that most of the citizens are not even aware of, since it is located within the Military Security Zone, not open for the visits and disappeared among the city's skyline within close-timbered grove. Thus, an awareness and appropriation is aimed for the other cultural properties, which can survive in the city. The historic urban fabric and components of Ereğli is majorly destroyed by the unpredictable rapid increase in city's population and the progressive expansion of settlements in the old city center due to recently realized socio-economic developments. Therefore, maximum sensitivity must be shown for the surviving ones and necessary works for their conservation must be started without further delay.
Collections