The interdependency between Russia and the European Union: Security of supply or security of demand?
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Enerjinin devletler için önemli bir role sahip olduğu yaygın olarak kabul edilmiş bir gerçektir. Enerji ticareti bağlamında ülkeler arasındaki karşılıklı bağımlılık düzeyi, bu alanda yaşanabilecek herhangi tartışmalı bir durum söz konusu olduğunda ülkeleri savunmasız bir konuma sokabilmektedir. Bu çerçeve kapsamında, nitekim son zamanlarda Ukrayna ve Rusya arasında yaşanmış olan Kırım krizinin başta Ukrayna, Rusya ve Avrupa Birliği olmak üzere küresel enerji piyasası üzerinde etkileri hissedilmiştir. Yaşanan bu kriz, doğal gaz tedarikinde Rusya'ya bağlı olan Avrupa Birliği ülkelerinin tedarikte tek bir ülkeye fazlaca olan bağımlılığın yaratmış olduğu hassasiyeti azaltmak adına kaynak çeşitlendirmesi arayışına girmelerini tetikleyici bir unsur olarak nitelendirilmektedir. Bu duruma ek olarak, Rusya ve Avrupa Birliği krizin sonuçlarından, Rusya'nın doğal gazı için alternatif müşteriler ve AB'nin de kısa ve orta vadeli dönemde kaynak ve tedarikçi çeşitlendirmesi yapabilmek adına yeni alternatif arayışına girmesi sebebiyle olumsuz bir şekilde etkilenmişlerdir. Doğal gaz ithalatında gazının %34 (162,4 milyar m3)'ünü Rusya'dan tedarik eden bir birlik için kısa zamanda en büyük tedarik kaynağı yerine alternatiflerini bulmak zor olduğu kadar, Rusya için de kısa sürede doğal gazına yeni alıcı piyasalar bulmak için zorluklar söz konusudur. Bu sebeple de Kırım krizinin geçmişte yaşanmış olan doğal gaz krizleriyle birlikte Rusya ve AB arasındaki doğal gaz politikaları üzerinde bazı değişimler yaratacağı söylenebilir. Gelecekteki AB ve Rusya enerji ilişkilerinde yaşanabilmesi muhtemel değişikliklerin değerlendirilebilmesi adına bu tezin ana sorusu 'karşılıklı bağımlılık teorisi çerçevesinde gelecekteki Rusya ve AB arası enerji ilişkilerinde Rusya-Çin ve Rusya-Türkiye ilişkileri de göz önünde bulundurularak Kırım krizinin belirleyici bir rolünün olup olmadığı' olarak belirlenmiştir. It is a commonly acknowledged fact that energy has a substantial role for the states. The level of interdependency between countries in terms of energy trade puts them into a vulnerable position if any controversial circumstance related to energy issues ever happens. Provided the framework, indeed, the very recent Crimea crisis had a global effect on the energy markets, especially on Russia, Ukraine and the European Union. The crisis has deepened the debate that the dependent countries on Russia to search for diversifying their natural gas sources in order to decrease vulnerability. What is more to that is both sides of the energy trade, namely Russia and the European Union, have been adversely affected which resulted for Russia to seek new customers and for EU to look for alternative sources and resources for the purpose of diversification in medium and long term. For a Union that 34% of its imported gas is coming from Russia, which accounts for 162,4 billion cubic meters (bcm) of gas, it is difficult to substitute the source of supply as much as it is difficult for Russia to instantly find alternative buyers. Thus, it is noticeable that this crisis would bring various alterations on the politics of natural gas for both parties. Considering the facts that there about to happen several changes that would effect the relations between Russia and the EU, the main question of this study is to analyse future challenges triggered by the latest crisis in Crimea in terms of energy security with respect to the interdependency theory, while regarding the Sino-Russian and Turco-Russian relations as well.
Collections