Civic engagement, social media and refugee crisis in Europe: A case study on train of hope
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Avrupa'nın 2015 yazının sonunda karşı karşıya kaldığı mülteci krizi, AB politika yapıcılarının ve daha genel anlamda AB'nin bütününün kendi topraklarındaki insani bir krize uygun bir yanıt üretmek konusundaki yetersizliğini ortaya koydu. Öte yandan bu kriz, hükümetlerin yetersiz kaldığı noktalarda sivil toplumun öncü bir rol üstleneileceğini de gösterdi. Viyana merkez tren garında ve sınırlarda topraklarına ayak basan mültecilere yardımcı olmak amacıyla kendiliğinden organize olan ve kendi kendisini finanse eden gönüllü gruplarına odaklanan bu çalışma, sıradan insanların bilgi ve iletişim teknolojileriyle sosyal medyayı kullanarak kriz anlarında insanlara nasıl yardım edebildiğini incelemektedir. Online araçların mültecilere yardım etmek bakımından yarattığı mobilizasyon ve örgütlenme kapasitesi de yine bu tezin kapsamı dahilinde yer almaktadır. Dolayısıyla bu çalışmada günümüzün uçtan uca (peer to peer) ilişkilere ve kitle fonlamasına (crowdfunding) dayalı ağ toplumlarında insanların insanlık kavrayışına duydukları basit ama güçlü kolektif bağlılığın mülteciler bakımından yarattığı etkiler, hükümetlerin ve politika yapıcıların alışılagelmiş örgütlenme biçimlerinin sınırlarını aşması ve yeni bir toplumsal hareket anlayışı ortaya koyması bağlamında konu edilecektir. Bu incelemeyi gerçekleştirmek amacıyla kendi kendisine örgütlenen Umut Treni hareketinden beş temsilciyle yarı-yapılandırılmış mülakatlar yapılmış, buna ek olarak katılımcı gözlem tekniği kullanılmıştır. Sıradan insanların bir şeyleri değiştirme ve uzun geçmişlere sahip kurumların sınırlılıklarını aşabilme gücüne sahip oldukları gerçeği, bu tezin en belirgin sonucu olarak ortaya koyulabilir. Sıradan insanların elinde tuttuğu bu güç ise günümüzün medya ve iletişim teknolojileriyle ve sosyal medyayla iç içe geçmiş ağ toplumunun bir sonucudur. The refugee crisis in Europe that started at the end of summer 2015 is marked by how EU policy makers and EU at large failed to respond jointly to a humanitarian crisis on its soil. On the other hand it also showed that where governments fall short, civil society can take a lead. By looking at a self-organized group of volunteers helping refugees at the train station in Vienna, Austria and on the borders, this thesis analyzes how ordinary people in times of crisis using ICTs and social media in particular, were empowered to an off-line collective action. Furthermore, the thesis looks at how social media was enhancing the mobilization and organization of the help to refugees. Thus, the thesis attempts to show, how people enhanced by social media and by networks facilitated peer to peer mentality and crowdfunding solutions created out of their simple, but powerful collective sense of humanity towards refugees an organization, which was contesting the limits and constraints of conventional organizational forms such as can be represented by policy makers and governments. In order to analyze this, semi-structured in-depth interviews with five members of the group, Train of Hope, have been conducted and complemented by participant observations and qualitative content analysis of Facebook and Twitter accounts of Train of Hope. As a conclusion of this thesis it can be claimed that ordinary people can have the power to change things and even challenge already for years established institutions and their constraints. This power is supported by the network society we live in with its profound presence of ICTs and in particular social media.
Collections