Examining the transformation of south stream to the Turkstream: an analysis from energy security perspective
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Enerji devletler için varolmak ve güçlerini devam ettirmek için bir gerekliliktir. Her devlet fabrikalarını işletmek, ordularını kullanmak ve halkını güven içinde tutmak ve onlara gereken refahığı sağlamak için enerjiye kaynağına ihtiyaç duyar. Enerji kaynağının olmaması devletler için bir güvensizlik ortamı yaratır. Bu yüzden her devlet enerji güvenliğine büyük bir önem ile yaklaşır. Enerji güvenliği 1973 yılında yaşanan küresel enerji krizinden beri devletlerin gözünde önem arz etmeye başlamıştır. Enerji güvenliğinin en önemli parçasını arz güvenliği oluşturur. Ancak, devletlerin değişen üretim, ulaştırma ve tüketim alışkınlıkları enerji güvenliği konseptine bakış açılarını değiştirerek yeni perspektifler ile gelişmesini sağlamıştır. Günümüzde, çokça konuşulan iklim değişikliği buna bir örnektir. İklim değişikliği tehditi ilerledikçe devletleri doğalgaz gibi daha az kirli olan enerji kaynaklarını tüketmeye yönelmektedir. Avrupa Birliği, iklim değişikliğine karşı öncü ve en büyük üçüncü doğalgaz tüketicisi, doğalgaz arz güvenliği üzerinde çalışmaktadır. Doğalgazın kötü yanı ise her bulunabirliliğinin düşük olmasından kaynaklanmaktadır. Avrupa Birliği doğalgaz ithalatına bağımlıdır. Bu sebeplerden ötürü, Avrupa Birliği güevnliğini sağlamak için kesintisiz doğalgaz akışına muhtaçtır. Bu tezin ana amacı, ikiside Rus gazını Avrupa'ya taşıyan Güney Akım Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin TürkAkım Gaz Boru Hattı Projesi'ne dönüşümünün olumlu ve olumsuz yönlerini Avrupa Birliği ve Rusya açısından değerlendirmektedir. Bu sonuçlara ulaşmak için enerji güvenliği literatürü baz alınarak bir enerji güvenliği sistemi oluşturulmuştur. Bahsi geçen boru hattı projeleri bu sistem tarafından analiz edilmiştir. Sonuç olarak, her boru hattı projesinin artı ve eksileri olmasına rağmen TürkAkım projesini Avrupa Birliği ve Rusya için daha iyi alternatif olduğu ortaya çıkmıştır. Energy is a prerequisite to survive and maintain power for countries. Every single state needs an energy source to operate factories, its military, and provide security and welfare to its citizens. The lack of energy sources creates an insecure environment for states. For that reason, states concentrate on the importance of energy security. Energy security is a high priority topic since 1973, when the world faced the first global energy crisis. The security of supply is the pillar of energy security studies. However, varying approaches on states' energy production, logistic, and consumption behaviors developed new perspectives which magnified the energy security concept. Currently, the most attention keeping phenomenon in energy security studies is climate change. The increasing precariousness of climate change has been forcing states to consume less dirty energy sources, like natural gas. The European Union, which is the pioneer in war against climate change and the third biggest natural gas consumer of the world, works on its security of natural gas supply. The downside of natural gas is the lack of availability for all states. Thus, the EU is highly dependent on imports. For that reason, the undisrupted flow of natural gas to the EU is significant to keep itself secure. The main objective of the thesis is to analyze the benefits and drawbacks of the shift from the South Stream Gas Pipeline into the TurkStream Gas Pipeline, with both transferring Russian gas to EU. To achieve that aim, an energy security framework based on content analysis of the literature of energy security is created. According to the results of the content analysis, the most cited and acceptable articles in energy security mostly mentioned the security of supply. The mentioned pipelines are analyzed from the perspective of the security of supply. As a result, both pipelines have positive and negative sides from different perspectives, but the TurkStream is a more reasonable project for the EU and Russia.
Collections