Sürdürülebilir kentleşme endeks modeli önerisi: İstanbul örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Endüstri Devrimi'nde tarım toplumuna ait yüksek kırsal nüfusun kırdan kentlere göçü ile kentleşme ve kentsel yönetim kavramlarında da bir devrim yaşanmıştır. Gelişen teknoloji, ulaşım ve iletişim ağları ile birlikte bu devrim kent toprağındaki hızlı ve kontrolsüz nüfus artışını ve buna bağlı kentsel sorunları beraberinde getirmiştir. Bu nüfusun sanayinin ihtiyaç duyduğu iş gücünü kolaylıkla karşılayabilmesine karşın, barındırıldığı kentsel alanlarda yetersiz altyapı ve hizmetler sebebiyle çevresel, sosyal, ekonomik, kültürel ve sıhhi sorunların artışına yol açmıştır. Sanayinin doğurduğu yoğun üretim ile birlikte hava kirliliği, kent toprağının hızlı bir şekilde yapılaşmasıyla sağlıksız kentsel alanların oluşması ve bunun zaman içinde kentlilerin yaşamlarını olumsuz olarak etkilemesi ile kentsel sorunlar artarak türemiştir. Yüksek kentsel nüfusun artan tüketimine kaynak sağlamada arz krizleri yaşanmıştır. Kaynak taleplerini karşılamak için bilinçsizce tüketilen küresel doğal rezervler çevresel sorunların kontrol edilmesini güçleştirmiştir. Bu sorun ve sorunsalları çözebilmek için farklı ölçeklerde farklı tedbirler içeren planlama kararları sürdürülebilirlik kapsamında geliştirilmeye çalışılmıştır. Alınan tedbirlere ve girişimlere rağmen başta iklim değişikliği olmak üzere karşılaşılan sorunların çözümlerinde yaptırımların yetersiz kalındığı raporlanmıştır. Başta BM iklim değişikliği ve çevresel etkileri üzerine yazılan raporlar olmak üzere birçok çevresel gelişim ve değişim raporunda bu durum belirtilmiştir. Kentleşmede yaşanan sağlıksız oluşumların önlenmesi için yereli ve yerele dair özellikleri ele alan, kapsamlı ve sürdürülebilir bir kentleşme politikasının uygulanması gerekliliği doğmuştur. Tez kapsamında sürdürülebilir kentleşme ve buna yönelik küresel ve yerel ölçeklerde kuramsal ve teorik gelişmeler ele alınmıştır. Çalışmanın amacı sürdürülebilir kentleşmenin başarısını engelleyen faktörlerin ortaya konulması ve bunlara çözüm önerileri geliştirerek sürdürülebilir kentleşmenin başarımını artırmaya katkıda bulunmaktır. Bu çalışma ile bu kapsamda sürdürülebilirliğin üç temel boyutu olan çevresel, sosyal ve ekonomik boyutlarda boşluk analizi yöntemi ile kapsamlı ve etkili olarak sürdürülebilir kentleşmeyi ölçebilecek bir Sürdürülebilir Kentleşme Endeksi ortaya konulmaktadır. Endeksi oluşturan gösterge ve alt göstergelerin yardımı ile uygulandığı kentsel alanın ne kadar sürdürülebilir olduğu ve sürdürülebilir kentleşme başarımını artırmak için geliştirmesi gereken yönleri ortaya konulmaktadır.Tez çalışması üç aşama üzerine kurgulanmıştır. Birinci aşamada sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kentleşme üzerine literatür araştırması yer almaktadır. İkinci aşamada sürdürülebilir kentleşmeye ışık tutacak önde gelen küresel göstergelerin ülke ve kent ölçeğinde incelenmesi yer almaktadır. Küresel göstergelerin incelemesiyle ortaya çıkan altı kıtanın en sürdürülebilir kentleri tespit edilmiş ve bu kentlerin planlama ilke ve kararları uygulamaları ile birlikte incelenmiştir. Üçüncü aşamada ise elde edilen bilgiler derlenerek Sürdürülebilir Kentleşme Endeksi oluşturulmuştur. Çalışma kapsamında incelenen küresel endekslerin göstergeleri doğrultusunda Türkiye'de en başarılı ve en çok atıf alan kentin İstanbul olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma ile oluşturulan endeks İstanbul özelinde ele alınarak sınanmıştır. Gerek nüfus yoğunluğu gerek alansal büyüklükleri bakımından küresel sürdürülebilir kentlerle rekabet eşitliği doğrultusunda İstanbul yerel yönetimlerinden otuzdokuz ilçe belediyesi detaylı olarak incelenmiştir.Literatür aşamasından Dünya örnekleri aşamasına kadar olan araştırma bulguları boşluk analizi yöntemi ile tespit edilerek geniş kapsamlı bir endeks veri seti oluşturulmuştur. Çalışma kapsamında uzman görüşleri alınarak oluşturulan endekse ait alt göstergelerin ağırlığı ve önceliği belirlenmiştir. Bu öncelik belirlenirken hassas ölçümler alınabilecek onlu Likert yöntemi kullanılmıştır.Çalışmanın bulguları incelendiğinde genel olarak İstanbul yerel yönetimleri bağlamında yerel kaynak potansiyelleri dikkate alınarak temiz enerji kaynak kullanım ve buna yönelik yatırımlarda; kentsel alanda gece ve gündüz güvenliğini standart bir seviyeye taşımada; ekolojik yaşam konusunda vatandaşları eğitmede kapsamlı girişimlerde bulunulmadığı tespit edilmiştir. Yerel yönetimlerin genel itibari ile göstergelerden toplamda en fazla puan aldıkları yeşil alan varlığını geliştirme konusunda kapsamlı kararlarının olmasına karşın uygulama safhasında bu kararların hedeflenen seviyeye ulaşamadığı tespit edilmiştir. Yenilikçilik ve yenilikçi teknolojilerin entegrasyonu konusunda İstanbul yerel yönetimlerinin yarısına yakının ilgili olduğu ve göstergelere verilen önem sıralamasında yenilikçiliğin ikinci sırada olduğu tespit edilmiştir.Yerel yönetimlerin herkes için kent konusunda özellikle engelli bireyler konusunda yoğunlaştığı ve bu konuya verdikleri ağırlıkla atık toplama ve atık toplamada yeni teknolojilerin kullanılması konusuna verdikleri önem ağırlıkları birbirine eşit olarak göstergelere verilen önem sıralamasında üçüncü sırada olduğu tespit edilmiştir.Yerel yönetimlerin tümünde afet riski dördüncü önem sırasında yer alırken afet olarak genel itibari ile depremin ele alındığı ve bu konuda çalışmaların yapıldığı tespit edilmiştir. Ancak olası afet senaryolarına karşın kentsel alanda toplanma, rezerv alanları konularında etkili kararların alınmadığı tespit edilmiştir. Kentsel veriler ve bu verilen depolanması konusu beşinci önem derecesine sahip tespit edilirken bu verilen nasıl işleneceği konusunda yerel yönetimlerin kapsamlı girişimlerinin bulunmadığı tespit edilmiştir.Çalışma kapsamında üretilen endeksin göstergeleriyle İstanbul'daki yerel yönetimleri plan kararları ve uygulamaları kapsamında incelendiğinde; sürdürülebilir ulaşımda bisiklet dışında sürdürülebilir ulaşıma yer verilmediği, temiz ve taze gıdanın yerelden temini konusunda uygulamanın bulunmadığı, iş olanağı sağlama konusunda büyük engeller ile karşılaşıldığı, doğal afetler dışında gelecek risklerin planlama stratejilerine dahil edilmediği, yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen kapsamlı kararların bulunmadığı, yerel katılımın yerel kararların alınmasında yeterli seviyede olmadığı, mahalli olarak sosyalleşmenin ve yeniden insan ilişkilerinin canlandırılmasına yönelik girişimlerin yetersiz kaldığı, kentsel yayılmayı önleyici etkili uygulamaların bulunmadığı, mevcut kent ekolojisini geliştirecek etkili girişimlerin bulunmadığı, kaynak tasarrufu ve bilinçlendirme konusunda yaptırımların bulunmadığı, kent içi atıl yapıların onarım sonrası yeninden kullanımının düşük seviyelerde kaldığı, BM 2030 yılı hedeflerine yönelik nüfus planlamasının ve buna dayalı kaynak kullanımının stratejik kararlarda yer almadığı, küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı mücadelenin merkezi yönetimden beklenildiği, edinilen deneyimlerin raporlanmadığı ve bu deneyimlerin ortak sorunların çözümünde diğer paydaşlarla bir ağ içerisinde paylaşılmadığı tespit edilmiştir.Çalışmanın tespit edilen tüm bulguları değerlendirildiğinde yerel yönetimlerin performansının sürdürülebilir kentleşmede birçok göstergede yeterli ve beklenen düzeyde olmadığı yönündedir. Yerel yönetimlerin yeterli olmadığı konularda planlama stratejilerini ve kararlarını bu konuları geliştirecek yönde almaları dahilinde sürdürülebilir kentleşmede performanslarının artacağı önerilmektedir. Bunu gerçekleştirebilmek için mahalli ölçekten küresel ölçeğe deneyimlerin paylaşıldığı, bu deneyimlerin toplanıp derlenip raporlandığı ve sonuçların yeniden kent planlama strateji kararlarında yer aldığı bir katılımın gerekliliği savunulmaktadır.Sonuç olarak sürdürülebilir bir kentleşme ve kalkınmadan bahsedilebilmesi için yerel unsurlardan doğan sürdürülebilir kentleşme ilkelerinin kentleşme süreci ile uyum içinde olması gerekmektedir.Günümüzde artık Dünya'da ülkeler değil kentler yarışır hale gelmiştir. Kent yönetimleri birçok kurum ve kuruluşa göre oldukça bağımsız ve özgür karar alma haklarına sahiptir. Ülke nüfuslarının kırdan kente yoğun göçü ile neredeyse bugün bile nüfusun yarıdan fazlasına ev sahipliği yapan ve bu nüfusa hizmet götüren kentler bu haklarını ne kadar sürdürülebilir bir yaklaşımla kullanırsa o denli küresel sürdürülebilirlik hedefleri de gerçekleşecek ve insanlar yaşanabilir çevrelere sahip olacaklardır.Çalışmanın bulguları sürdürülebilir kentleşme ile ilgili çalışmalar yapan akademisyenlere, yerel ve merkezi yönetimlere ve kentsel planlamada kararlar alan ve uygulamalarda bulunun kuruluşlara rehber niteliğini taşımaktadır. Endekse ait göstergelerin farklı coğrafyalardaki kentsel alanlarda uygulanabilir nitelikte olduğu savunulmaktadır. Urbanization and urban governance terms conceptually evolve while massive rural population was migrating to urbanized areas as one of the results of industrial revolutions. Enhanced technology, transportation and communication networks along with uncontrolled rapid population growth caused many urban problems. Despite of the advantages of the increasing population in terms of providing service to industries, residential area need of this population breed lack of providing infrastructure services. Inevitably this lack causes crucial environmental, social, economic, cultural and health problems during this revolution.Massive production and manufacturing phenomena of industries caused air pollution, rapid consumption of urban green land to form built areas in early years of industrialization. This fact affected citizens' QoL (Quality of Life) adversely. Furthermore, health related problems ascended as a result of living in an unhealthy urbanized environment. On the other hand, some crises about providing services to this high population took place. Consuming the resources unconsciously complicated these problems' control. At different scale, many urban planning precautions have been considered to solve this problems and problematic issues in terms of sustainability.Despite of these precautions and enterprises it is reported that the solutions of these problems, especially climate change problem, have been inadequate. Especially, UN environment reports, provided data on environmental changes highlighting this inadequateness. To achieve sustainable development, it is advocated that local features are crucial to be considered. Additionally preparing urban plans with serious focus on local characteristics and development with local resources are vital. Related to the importance of the local qualities, the studies agree that measuring and enhancing sustainability requires its 3 pillars (1,2,3) not only at the national scale but also at local and national scales, and at national and environmental policies' level. Regional development became a focal point to reach global goals. Being smart and sustainable appears to be as a must while consumption of resources is still rising on earth. Being smart and sustainable necessitates implementation of the interdisciplinary approaches. Benefitting from technological opportunities and facilities on urban infrastructure can be prominent example to this.Global and local theoretical and practical approaches and developments on sustainability and sustainable urbanization are analyzed in this dissertation. The aim of this study is to detect the recent obstacles in sustainable urbanization and to improve advisable solutions to them in terms of boosting sustainable urban development performance. This study proposes a sustainable urban development index, called as Sustainable Urbanization Index. This proposal is created with the help of the gap analysis method to measure ultimate sustainability approaches (from social, economic, ecological perspectives) at the local urban scales. The proposed index targets to test sustainable urbanization development of local urban areas. Therefore, the results of the test enable local authorities to realize their insufficiencies on the subject to improve their future approaches and interventions.This study is built at three stages. Sustainability and sustainable urbanization literature were analyzed at the first stage. Sustainable urbanization theme related highly preferred global indeces, that could torch to build up more sustainable environment. Therefore, experiences of the most sustainable cities of the continents were analyzed at the second stage. Synthesizing the data of both first and second stages and generating a new sustainable city index emerges as the third stage of this study. Moreover, after designing the index, it is executed on all 39 local municipalities of Istanbul (Turkey). The selection of municipalities from Istanbul was due to the city's global characteristic which has similarities with other global cities analized at the second stage. From the literature survey stage to world references stage gap analysis method was used to detect detailed indicators of this sustainable urbanization index. 30 expert views, from academic and business field were collected with survey method about generated new indicator set in addition to primary stages of this study as a result to rate the indicators. This rating method was handled with Likert over 10 degree to understand the balance of indicators accurately.This study revealed that Istanbul local governments were not performing comprehensive and effective entrepreneurship about clean energy embodiment, minimizing natural resource needs, standardizing day and night security in the urbanized public areas, educating citizens about how to live effectively ecological and changing daily habits into more sustainable lifestyle standards.The highest mark was related with urban green lands, despite of green land per person is below the Turkish urban planning standards which is 10m2 per person. It was determined that local governments in general had awareness of improving urban green area in their strategic plans according to their near future goals. However, since innercity does not provide opportunities for reserved urban land, providing green space in those areas stands as the hardest goal.Urban green lands innovation and innovative technology integration enterprises were standing on the second ranking row. About half of the local municipalities of Istanbul, as it was stated both in their annual activity reports and in their five years strategic reports, were interested with innovation issues.Local governments had balanced awareness about disabilities in terms of cities for everyone and waste management which were at the third rank. Alhough the motto of cities for everyone requires a broaden focus including different genders, ages, equities, harmony as well as disability the municipalities considers the motto from a narrowed and limited perspective that focuses on the transportation opportunities for the disabled.Earthquake disaster stands at the 4th rank despite of the earthquake expected in the Marmara region. The city does not provide any reserve land for the post-disaster phase. Since 1990s governments, mostly the developed ones, have collected and traced data all over the world to make projections on world trends at a most economic and environmental dimension. Climate change data and acts are examples on environmental dimension. Big Data term became an important topic of both innovativeness and being ready to digital urbanization referred to as `smart cities`. Collecting big data is a problematic issue besides operating it. Global strategies have been built on how to use Big Data since three decades. While world is dealing with these issues Istanbul local governments and Istanbul Metropolitan Municipality was not interested in Big Data in the manner that world deals. Therefore Istanbul falls back of the world rapid contemporary sustainable urbanization challenges. Collecting urban data performance of Istanbul local governments is determined at the fifth rank in this study.The results of other indicators created in this study on Istanbul local government planning decisions and implementations are as follows: Only bike and bike ways were taken into account about sustainable transportation and other sustainable transportation systems like using green energy in public transport, car free zone planning, pedestrianized zones etc. were not counted in. There was no attempt to deliver healthy and fresh food from local. There were many obstacles that governments faced with to find or create new labor; except natural disasters urban crisis (economic, resource, environmental, manufacturing etc. issues) were not considered. There was no comprehensive decisions that had relation to maximize QoL. Local participation right was not on a level to change local governmental sanctions. There was inadequate and lack of governmental enterprises about social interaction between dwellers and citizens to revitalizing human relations which is crucial need of healthy public participation. There was no effective plan decision to block urban sprawl and improve urban ecology. There was no sanction or raising awareness on saving (less resources use, less waste production, less consumption, forcing public transport to use etc.). There was a low level of restoration, renovation and reuse of old and unused buildings in the city for public use. There was no plan that includes UN 2030 Sustainable Development Goals population of 2030 awareness and no strategical plans that give service to the future population, even most of the local governments did not considered 2030 local population growth in their projections. Local governments bypassed having any duty and responsibility in climate change mitigation. According to reports this duty would be executed by central government. The experiences of local governments about sustainable urbanization was not reported to collect data and share with in a sustainable urbanization governmental network to achieve better performance in terms of being smart and sustainable urban.Results of this study presented that Istanbul local governments are not successful in most of the indicators of the Sustainable Urbanization Index. Therefore, local government should revise their goals and strategies as well as maintain their activities in the light of this sustainable urban indicator issues after they are detecting their lacks of sustainable urban planning enterprises. To achieve this goal governments or local authorities should share their experiences with other authorities which are related with sustainable urbanization act at local and global scale. As a result, this study argues that achieving sustainable urbanization depends on the local abilities, local characteristics, local resources (both natural and human resources) and how smart they are managed by local authorities with volunteered public participation. Sustainable urbanization is a process which is not working one-way, from top to bottom orders and decisions, it is a two-way process from top to bottom and bottom to top which feeds back from wider public, institutional, academic, business and governmental operational sectors participation. Therefore, finally the study advocates that there could be no exact sustainable urbanization and development without generating a harmony among sustainability principles which are bred from local facts.In this recent era of globalization redirected the national competitiveness toward competion and challenges among cities. Thinking that more than half of the population is still moving towards urban areas, the responsibility of services to this population is becoming difficult. Due to these pressures, the cities have the front line role for the impacts on sustainable development. The more the cities use these strengths in terms of executing sustainability goals, the more sustainable environments we live in. Therefore, the study proposes a beneficial guide for academics, local and central authorities, institutions, policy makers, decision makers who are interested in sustainable urbanization. Also, it is argued that indicators belong to this index could be implemented in different urbanized areas on different geographies
Collections