Paternalizm gerçekten paternalist mi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, Türkiye'de kendini baba konumunda gören iktidarın kanun yapma sürecinde dile getirmiş olduğu paternalist söylemleri, bu söylemler etrafında şekillenen yasaları ve bu yasaların uygulamalarını diğer ülke uygulamalarıyla karşılaştırılmalı olarak inceleme amacındadır. Bu bağlamda görgül yöntemlerden yararlanılarak iktidarın ortaya koymuş olduğu söylemler ve yasalar incelenecektir. Bu amaçla `emniyet kemeri ve kask uygulaması`, `sigara yasakları` ve ` hava kirliliği` örnek olayları seçilerek bu konularda alınan önlemlerin ne denli paternalist önlemler olduğu ortaya konacaktır. Çalışmanın ilk bölümünde modern devletin ortaya çıkması sürecinde paternalizm düşüncesinin gelişimi düşünce tarihindeki önemli düşünürlere referansla tartışılacaktır. Takip eden bölümde emniyet kemeri ve kask uygulamasına değinilecek ve bunların kullanılmamasının meydana gelen trafik kazalarındaki ölü ve yaralı sayısını arttırdığı ortaya konacaktır. Türkiye'de 2011 yılında meydana gelen 1.200.000 trafik kazasında 3835 kişinin yaşamını yitirdiği, 238.000 kişinin ise yaralandığı bilinmektedir. Bu doğrultuda bireylerinin yaşam hakkının savunucusu olan devletin önlem alma gerekliliği ön plana çıkmaktadır. Türkiye'de halen `Trafik Kazalarını Önleme Program`ının yürürlüğe konmaması devletin ne denli paternalist olduğunu gözler önüne sermektedir.Emniyet kemeri ve kask uygulamasının ardından yılda yaklaşık 5 milyon kişinin yaşamını yitirmesine neden olan sigara tüketiminin kontrol altına alınmasını amaçlayan, sigara yasağı uygulamasına değinilecektir. Dünya genelinde her gün 15 milyar adet sigara satışının yapılması, tütün kullanımını karşımıza önlem alınması gereken bir diğer sorun olarak çıkmaktadır. Dünya genelindeki uygulamalara bakıldığında alınan ciddi önlemlerle birlikte sigara satışı ve sigaraya bağlı hastalıkların sayısının her geçen gün azaldığı görülürken, Türkiye'de yeterince denetlemenin yapılmaması sonucunda kapalı alanlarda sigara içilmeye devam edildiği görülmektedir. Buna ek olarak `zam yaparsak insanlar içmekten vazgeçer` düşüncesinin sonucu olarak kaçak sigara kullanımındaki artış dikkatlerden kaçmamaktadır.Beşinci bölümde önlem alınmadığı takdirde bütün canlı yaşamını sona erdirebilecek bir tehlike olarak karşımızda duran hava kirliliği ile ilgili bölüm yer alacaktır. Dünya genelindeki hava kirliliğini önlemeye yönelik yapılan antlaşmaların birçoğunda Türkiye'nin herhangi bir sorumluluğunun olmadığı görülmektedir. Ayrıca Dilovası bölgesinde yaşayan insanların kansere yakalanma sayısının her geçen gün arttığı, yeni doğum yapmış annelerin sütünde ağır metallere rastlanıldığı gözlenmekteyken, bölgede yer alan işletmelerin birçoğunun ruhsatının olmadığı belirlenmişken halen organize sanayi bölgesi inşaatlarının devam etmesi devletin ne denli paternalist olduğunu gözler önüne sermektedir. Sonuç olarak bu çalışma Türkiye'de kendini baba konumunda gören iktidarın kamu politikalarının belirlenmesi sürecinde kullandığı paternalist söylemlerin uygulamaya geçmediğini göstermiş ve söylemlerle eylemler arasındaki uyumsuzluğu ortaya koymuştur.Anahtar Kelimeler: `Paternalizm`, `Emniyet kemeri ve kask uygulaması`, `Sigara yasakları`, `Hava kirliliği` This study aims to discuss paternalist discourses of `father state` and their reflections on public policy in Turkey from a comparative perspective. In this context, governmental discourses and regulations on seat belts, crash helmets, smoking ban and air pollution' issues will be analysed with reference to their paternalist tendencies and policy implications through use of empirical methods. In the first chapter the rise of paternalism will be analysed with reference to emergence and changing nature of modern state. In the following chapter, practices of seat belts and crash helmets, which have a potential to save lives, will be analysed. In 2011, 3835 people were killed and 238 000 people were injured in 1200000 traffic accidents in Turkey. In this respect, inevitability of taking preventive measures comes into prominence. 'Preventive Programme of Traffic Accidents' has not still been put into action, and this reflects how paternalist the state is in Turkey.The fourth chapter will focus on tobacco consumption, which causes 5 million deaths each year, and measures to curb it. Each day, fifteen billion cigarettes has been sold globally and this is a serious problem that demands urgent precautionary measures, too. Although there is an improvement concerning the number of smoking-related diseases and tobacco sales worldwide thanks to strict measures, Turkey's problems with tobacco consumption and indoor smoking problem continues due to relaxed controls. Furthermore, the assumption of 'higher tobacco prices may deter people from smoking' has no overall effect on smoking and even stimulates tobacco smuggling in Turkey.The fifth chapter will discuss air pollution problems, which constitute a major health problem and environmental hazard. Turkey has not been a party to most international environmental regimes concerning mitigation of air pollution problems. Furthermore, Turkish government's attitude in Dilovası, where people have much more risk of getting cancer and most of the polluting factories have even no legal licenses. Polluting industries continue their business as usual and government permitted building more industrial plants in the industrial zone. In conclusion, this study demonstrates that paternalist discourses of governments do not translated into public policies and there is a certain mismatch between paternalist discourses of the government and implementation process.Key words; `Paternalism`, `Seat belt and helmet`, `Smoking ban`, `Air pollution
Collections