The language of exile: Language and memory in Istanbul Jewry
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, geniş Müslüman toplumda yaşayan İstanbul Yahudi Cemaati?nin güncel durumunu ele almakta ve cemaatin geçirdiği dil değişimlerine ve bu değişimlerin sonuçlarından yola çıkarak İstanbul Yahudilerinin geçirdiği dönüşüm ve Türkiye?de geniş Müslüman topluma entegre olma süreçlerine odaklanmaktadır. Dil değişimlerinin politik, kültürel ve sosyal etkileri kimlik, kültür, aidiyet, asimilasyon ve eşitlik gibi kavramlara dair sorular sormayı gerektirmektedir. Bu sebeple, bu çalışma kişisel gözlem, mülakatlar, birincil ve ikincil kaynakların analizine dayanarak İstanbul Yahudi Cemaati?nin tarihini dil, diaspora ve toplumsal hafıza teorileriyle ilişkilendirmektedir. Nitel veriler, kullanılan belli bir dilin (Ladino, Fransızca ya da Türkçe) farklı jenerasyonlar için farklı anlamlara geldiğini göstermektedir. Buna göre, yaşlı ve orta yaşlı nesil sahip oldukları Ladino mirasının bilinciyle kendilerinin geniş toplum nazarındaki konumlarının farkında ve bunu değiştirmek için herhangi bir çaba içerisinde değildirler. Fakat, Ladino konuşmayan genç nesil geniş topluma entegre olmuş, kendileri ve toplumun geri kalanı arasında herhangi bir fark görmemektedirler. Bununla birlikte devlet, politikacılar ve Müslüman topluluğun büyük bir kısmı genç neslin başa çıkması gereken ve İstanbul Yahudilerinin geniş toplum nazarında yabancı olarak algılanmasına sebep olan bir söylem üretmektedirler. This study explores the current situation of Istanbul Jewry?a small Jewish community within Turkey?s large Muslim majority. In particular, it focuses on the changes that have taken place in the languages spoken by the community over the last century, in order to explore the experiences of transformation and integration within a religious minority in Turkey. The political, cultural, and social causes of language change among Istanbul Jews raise questions related to identity, culture, belonging, assimilation, resistance, and equality. The study thus relates the history of Istanbul Jewry to theories of language change, diaspora, and collective memory, reflecting on data gathered through personal observation, in-depth interviews, and analysis of primary and secondary sources. The qualitative findings suggest that the use of a particular language (Ladino, French or Turkish) has meant different things to different generations: The older generations see themselves as distinct because of their Ladino heritage, accepting their marginal position in wider society and making no effort to change it. In contrast, the younger generation is better integrated, speaking no Ladino and seeing little difference between themselves and the rest of Turkish society. Nevertheless, the state, politicians and the majority of the Muslim population continue to reproduce a discourse of Jews? outsider status, with which the younger generation must contend.
Collections