Institutionalizing justice in a distant province: Ottoman judicial reform in Yemen (1872-1918)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın amacı bölgenin 1872'de Osmanlı İmparatorluğu tarafından ikinci kez fethedilmesiyle beraber Yemen'de uygulanan yeni hukukî düzeni tanımlamaktır. Nizamiye mahkemelerinin kurulması ve lağvedilmesini ortaya koyarken yerel halkın mahkemelere rağbetini artırmak için kullanılan ara formüller de değerlendirmektedir.Osmanlı devleti 1839 Tanzimat Fermanı'yla beraber adlî yapısını tedricî olarak dönüştürmeye başladı. Tanzimat'la beraber mevcut İslamî kurallar kanunlaştırıldı ve Batı kanunları kısmî olarak Osmanlı hukuk sistemine uyarlandı. Bunu müteakip 1864'de yeni mahkeme sistemi kurulmaya başlandı ve yeni adlî düzen 1879'da epeyce yerleşti.Osmanlı devleti 1864 Vilayet Nizamnamesiyle beraber yeni hukuk düzenini tüm vilayetlerinde uygulamayı hedefledi ancak bu sistemin Yemen Vilayeti'nde uygulanması ve yerleşmesi diğerlerine nispetle geç oldu. 1879 tarihi itibariyle Yemen Vilayeti'nin merkezinde, pek çok liva ve kazasında nizamiye mahkemeleri kuruldu. Ancak halkın mahkemelere rağbet göstermemesi nedeniyle devlet mahkeme sisteminde bazı değişiklikler ve düzenlemeler yaptı. Bu çabaların da istenilen sonuçları vermemesi üzerine 1889 yılında nizamiye mahkemeleri lağvedildi ve yalnızca şer'iyye mahkemeleri varlığını sürdürmeye devam etti. Osmanlı hükümeti zaman içinde şer'iyye mahkemelerini de dönüştürerek nizami kanunlara göre hüküm vermeyle yükümlü tuttu. Yemen'deki mahkeme sisteminin karışık ve çok boyutlu serencamı, Osmanlı devletinin adaletin tesisine verdiği önemi göstermektedir. Ayrıca nizamiye mahkemelerinin lağvedilmesinin bir başarısızlık olarak değerlendirilmesi de tartışılmaya muhtaçtır. Nitekim bu tez, Osmanlı uygulamalarının esnekliğinin Yemen'de hukuk sisteminin tedricî olarak dönüşmesini sağladığını ve belli bir müddet zarfında yerel halkın sisteme alışmasıyla beraber yerel liderler eliyle yeni mahkeme sisteminin kısmen tekrardan kurulduğunu anlatmaktadır. Bu durum göz önüne alınınca, Osmanlı devletinin on dokuzuncu yüzyılda merkezileşerek tüm vilayetlerinde tek tip bir politika ve uygulama benimsediğine dair mevcut kanaatin de tashihe muhtaç olduğunu ortaya koymaktadır. This study discusses the introduction of a new judicial organization in the Province of Yemen after 1872 with the second Ottoman conquest of the region. It presents the establishment and the abolition of the new Ottoman court system called the nizamiye courts and examines interim formulas produced to increase local people's inclination to the courts. The Ottoman state transformed gradually its legal organization with the Imperial Decree of 1839. A codification of present Islamic principles and an adaptation of Western laws followed the Imperial Edict along with a new system of courts that began to take shape in 1864. Subsequently a new legal organization consolidated by 1879. The state aimed to apply the new judicial organization in all provinces including Yemen after its conquest but it took some time to fully consolidate the new organization. The Ottoman government established nizamiye courts in the provincial center and in most sub-provinces and districts by 1879. Because the Yemenis were unaccustomed to applying to courts, the state reorganized the court system with some modifications. The state decided to abolish the nizamiye courts but sustained the şer'iyye courts in 1889. Subsequently, the government transformed the şer'iyye courts in ways that authorized them to implement nizami law.This complicated and multi-dimensional story of the court organization in Yemen indicates the Ottoman state's commitment to its principle of providing justice to all its subjects. In addition, instead of interpreting the abolition of the nizamiye courts as a failure, this thesis argues that the flexibility of Ottoman practices provided a gradual transformation of the legal system in Yemen that resulted in the re-establishment of the nizamiye courts with the agreement of local leaders. This thesis also demonstrates that in contrast to the common belief, the Ottoman state did not obtain uniform policies and practices while centralizing during the nineteenth century.
Collections