Rabita as a technology of the self and a self-care practice in sufism: The case of the Iskenderpasa community
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tez, tasavvuf geleneğindeki rabıta kavramını, Foucault'nun kavramsal çerçevesi içerisinde bir `benlik teknolojisi` olarak incelemektedir. Nakşibendi tarikatına özgü, tefekküre dayalı bir terbiye metodu olan rabıta (tam adı Rabıta-i Şerife); rabıta-i mevt (ölüm tefekkürü), rabıta-i mürşid (şeyh ile kalbî bağlantı kurmak) ve rabıta-i huzur (Allah'ın huzurunda olduğunu tefekkür etmek) olmak üzere üç ana kategoriye ayrılır. Nakşibendi tarikatında müritlere günlük ders olarak verilen bu rabıtalar sayesinde müritler nefs tezkiyesi ve kalp temizliği yoluyla Allah'a yakınlaşmaya ve marifetullaha erişmeye çalışır. Kişinin kendini bilmesi ve öznenin etik kurulumu konularında Foucault tarafından kavramsallaştırılan `benlik teknolojileri`, Nakşi müritlerin rabıta vasıtasıyla inşa ettiği söylemlerin ve etik öznelliklerin anlaşılması açısından önemli teorik açılımlar sağlamaktadır. Bu araştırmada, üç temel nitel araştırma metodundan (söylem analizi, derin mülakat, katılımcı gözlem) faydalanılarak söz konusu söylem ve öznelliklerin inşa süreçleri -özellikle Nakşibendi-İskenderpaşa cemaati bağlamında- incelenmiştir. Araştırma sonuçları, rabıtanın her biri birbiriyle söylemsel bir bütünlük oluşturacak şekilde etkileşime giren belirli söylem mekanizmalarına dayalı olduğunu ortaya koymaktadır. Rabıta, bu söylemsel düzenlilikler ve ortak söylem stratejileri aracılığıyla bir benlik teknolojisi olarak inşa edilmekte ve kurumsallaştırılmaktadır. Araştırmada ayrıca müritlerin benlik inşa süreçleri, etik öznenin kurulumu ve belirli `öznellik formları` temelinde analiz edilmiştir. Bu çalışma, tasavvuf geleneğinde tanınmış kavramlardan biri olan rabıta pratiğine farklı bir bakış açısıyla yaklaşarak akademik literatüre katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. This thesis examines the Sufi notion rabıta as a `technology of the self` and a `self-care` practice in Sufism from a Foucauldian perspective. Rabıta (the full name is Rabıta-i Şerife) is a kind of meditational practice peculiar to the Naqshbandiyya and is divided into three categories: rabıta-ı mevt (contemplation of death), rabıta-ı mürşid (contemplation of/connection with the sheik), and rabıta-ı huzur (contemplation of/connection with God). Apart from its theological roots, rabıta as a daily meditation duty is of substantial relevance to Sufi philosophy with regard to the purification of heart, the cultivation of the self as an ethical subject, and the quest for the esoteric knowledge of God through purified hearts. The Foucauldian perspective for evaluating how the self is constructed through certain technologies is beneficial for the insights it offers into the implications of rabıta as a method of self-cultivation. For this purpose, I benefit from three methods of qualitative research: discourse analysis, deep interviews, and participant observation. The results of this research reveal that rabıta as a self-care practice is constructed upon certain discursive mechanisms, each of which interacts with the others in a way that forms a discursive unity. Common discursive regularities and strategies constitute the Sufi discourse (in particular the Naqshbandi-İskenderpaşa discourse) and institutionalize rabıta as a discursive technology of self-care. Besides these discursive and performative strategies that construct rabıta as a self-care practice, some further discursive strategies and `modes of subjection` are also significant in transforming disciples into ethical subjects. Accordingly, this study aims to provide a preliminary contribution to the academic literature by focusing on one of the most recognized notions in Sufi tradition from a different philosophical perspective.
Collections