Ambassadors, spies, captives, merchants and travelers: Ottoman information networks in the east, 1736-1747
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tez Nadir Şah'ın İran'daki hakimiyeti esnasında Doğu'daki Osmanlı haber alma kaynaklarını ve iletişim ağlarını açıklamaktadır. Tez, elçiler, casuslar, esirler, tacirler, ulaklar ve seyyahlar gibi bilgi taşıyan, ileten aktörler düzeyinde tekil vakaları incelerken bunlar arasındaki somut ve muhtemel bağlantılar ile ilişkileri de göstermektedir.Çalışma, Nadir Şah'ın İran'ı yönettiği 1736'dan 1747'e kadar süren dönemle sınırlıdır. Bu dönemde olayların yoğunluğu ve karmaşıklığı bize iletişim ve haberleşme kaynaklarını ve sorunlarını dikkatle inceleme imkanı vermektedir. Tezde çoğunlukla Osmanlı kaynakları esas alınmakla birlikte başka dilde kaynaklardan da yararlanmaktadır. Coğrafi olarak Anadolu, Irak, Hicaz, İran ve Hindistan'ı kapsamakla birlikte Osmanlı merkezi ve yerel görevlilerle iletişime geçmiş kişilere yoğunlaşmaktadır.Araştırma, tasviri ve analitik iki tür yaklaşıma dayanmaktadır. Tasviri boyut, istihbaratın İstanbul'a nasıl ve ne zaman vardığını göstermeyi hedeflemektedir. Bunu yaparken, Münif Mustafa Efendi'nin İran Sefaretnamesi ile İbrahim Müteferrika'nın Zeyl-i Tarih-i Seyyah'ı gibi yeni veya ihmal edilmiş bilgi kaynaklarını ve bilgi taşıyıcılarını tanıtmaktadır. Ayrıca, mevcut literatürdeki kronolojik ve coğrafi hatalar ile birincil kaynaklarda birbiriyle çelişen anlatımlara dikkat çekmektedir. Analitik düzeyde ise çalışma, politika belirleme sürecinin çetrefilliğini, karmaşıklığını göstermektedir. Bazı Osmanlı aktörleri arasındaki dostane ve hasmane ilişkilere işaret ederek Ahmed Paşa ve Hacı Beşir Ağa liderliğindeki iki siyasi hizbin Osmanlı Devleti'nin İran politikasını nasıl etkilediğini ileri sürmektedir. This thesis sheds light on the Ottoman information networks in the East during the reign of Nadir Shah in Iran. It emphasizes singular cases of agencies who convey (and process) information, such as ambassadors, spies, captives, merchants, couriers, and travelers, but with due effort to depict the clear and implicit connections and links among them. The study is limited to the period when Nadir Shah reigned in Iran from 1736 to 1747, because the intensity of the developments and contacts in this interesting period provides an opportunity to investigate the sources and agents of information with due attention to detail. The study emphasizes Ottoman agents but it makes room for the voices, views and actions of Iranian and other actors as well. The thesis is based mainly on Ottoman sources but benefits from other sources as well. Its main focus is on Anatolia, Iraq, the Hedjaz, Iran, and India, and on individuals who were in contact with the Ottoman central and local officials.The research combines descriptive and analytical approaches. The descriptive side of the study aims to show how and when intelligence arrived in Istanbul. In the process, it introduces new or hitherto neglected Ottoman sources and agents as well. Münif's ambassadorial report on Iran and Müteferrika's Zeyl-i Tarih-i Seyyah are cases in point. Careful assessment of the available information helps correct some chronological and geographical mistakes in the current literature and draw attention to incoherent narratives in the primary sources. At the analytical level, this research points to the tensions and complexities of policy making. It points to friendly or hostile relations among certain Ottoman agents and how two political factions, led by Ahmed Paşa and Hacı Beşir Ağa, respectively, influenced the making of the Ottoman government's Iran policy in the 1730s and 1740s.
Collections