The foreign policy trajectory of The Islamic Republic of Iran: A socialization analysis
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tarih boyunca devrimlerle birlikte ortaya çıkan değerler bütünü temel olarak dünya düzenini değiştirmeyi ve dönüştürmeyi amaçlamıştır. Bu dönüştürme çabası devrimci devletlerin kuşatılmış oldukları uluslararası sistemde kendilerine bir yer edinme çabası olarak da görülebilir. Bu sebepten, devrimci ülkelerin, devrim sonrası dönemde uluslararası siyasetin diğer aktörleri ile olan ilişkileri her zaman dikkate değer olmuştur. 1979 İslam Devrimi'nden sonra İran da diğer devrimci devletlerin tecrübe ettiği uluslararası sistemle yüzleşme ve bu sistemle etkileşim içerisine girme deneyimlerini yaşamıştır. Bütün devrimci devletlerin karşılaştığı devrim ideallerine sadık kalarak uluslararası düzende yer alma sorunsalı İran için de çözülmesi gereken bir problem olarak ortaya çıkmıştır. Uluslararası sistemin kural ve normları ile çatışan devrimci idealler İran'ı küresel siyasette izleyeceği yol konusunda bir ikileme sürüklemiştir. Bu çalışma devrim sonrası İran'ın uluslararası arenada nasıl bir dış siyaset stratejisi izlediği ve devrim ideallerine sadık kalarak ideolojik bir siyaset mi yoksa uluslararası sistemin gerekliliklerini yerine getirerek çıkar odaklı bir siyaset mi izlediği sorularına yanıt aramaktadır. İran'ın küresel sistemle olan ilişkisini sosyalleşme teorisi ile açıklamaya çalışan bu tezin temel iddiası devrim sonrası dönemde İran'ın ideolojik ve çıkar temelli dış siyaset yöntemlerini kapsayan rasyonel bir sosyalleşme süreci geçirdiğidir. 1979'dan İran'ın uluslararası sistemin başat aktörleri ile nükleer enerji hususunda imzalamış olduğu Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA)'nın uygulamaya geçtiği tarih olan 2016 yılına kadarki zamanviiaralığında İran dış siyasetinin mercek altına alındığı bu araştırma belirtilen dönemdeki dış politika kararlarını inceleyip kategorize ederek İran'ın devrimden bu yana izlemiş olduğu değişken dış siyaset tavrını gözler önüne sermeyi amaçlamaktadır. Throughout history, the set of values that emerge with revolutions has aimed to change and transform the world order. This effort of transformation can be seen as an attempt by the revolutionary states to find themselves a place in the international system that surrounds them. Therefore, the post-revolution relations of revolutionary states with other actors of international politics have always been noteworthy. After the 1979 Islamic Revolution, Iran, too, has gone through, similar to other revolutionary states, experiences of trying to interact and face with the international system. As have all other revolutionary states, Iran has had to deal with the problem of being loyal to the revolution's ideals, while at the same time, trying to find itself a place in the international order. The revolutionary ideals, which contradict with the rules and norms of the international system, have led Iran into a conundrum as to what kind of a path it will follow in the global politics. This work seeks to answer what type of a foreign policy post-revolutionary Iran followed in the international arena, whether an ideological policy that stayed loyal to the revolutionary ideals or a pragmatist one where the requirements of the international system are fulfilled. The main argument of this thesis that tries to explain Iran's relationship with the global system utilizing the theory of socialization is that in the post-revolution period, Iran has had a rational socialization process, which includes foreign policy methods that are based on its ideology and interests. This research, which focuses on Iran's foreign policy starting from 1979 until 2016, when thevJoint Comprehensive Plan of Action (JCPOA) was implemented, aims to bring to the light the fluctuant foreign policy that Iran has followed since the revolution by scrutinizing certain foreign policy decisions in this period.
Collections