Populism as politics of (mis)recognition
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Irk, toplumsal cinsiyet, cinsellik, dil, etnisite ve din gibi kimliklerin etrafında tanınma talepleriyle şekillenen sosyal hareketler, çağdaş siyasetteki hakim unsurlardan biri olmuştur. 1960'lı yıllardan bugüne, birçok farklı grup, kimliklerinin gözardı edilmiş önemine dikkat çekmek için tanınma uğruna mücadele vermektedir. Bu mücadelelerin siyasetin gündemini oluşturduğu bir ortamda, dünya aynı zamanda popülizmin yükselişine tanıklık etmektedir. Günümüzde birçok ülkede tanınma siyaseti ve popülizm siyaset sahnesini paylaşır durumdadır. Popülizmin hızlı yükselişi tanınma ihtiyacına hitap etme hüneriyle ilişkili görünmektedir. Bu iki siyaset biçimi temsil ve demokratikleşme gibi birçok ortak endişe taşımaktadır. Fakat aynı zamanda siyaset anlayışlarında önemli zıtlıklar göze çarpmaktadır. Tanınma siyaseti ve popülizmin bu karmaşık ilişkisi beraberinde önemli bir soruyu getirir: Popülizm tanınma ihtiyacı için geçerli bir cevap mıdır? Popülizm, bir taraftan dışlanmış grupları topluma entegre ederek, dezavantajlı grupların sosyal statülerini yükseltmek için yeniden dağıtım politikalarını savunarak ve bir tür dayanışma duygusu oluşturarak tanınma taleplerine cevap vermektedir. Fakat, diğer taraftan, öteki olanın dışlanmasına, aracı kurumların işlevsizleşmesine ve sayılmamanın yerleşik hale gelmesine sebep olmaktadır. Bu tezin amacı popülizmi tanınma siyasetine referansla analiz etmek ve popülizmin tanınma taleplerine verdiği cevabın geçerliliğini tartışmaktır. Contemporary political landscape is dominated by movements structured around race, gender, sexuality, language, ethnicity and religion that are driven by a common claim for recognition. Since the mid 1960s, several different groups have struggled for recognition to draw attention to the neglected importance of their identities. In a political environment where struggles for recognition are on the stage, the world has also witnessed the global rise of populism. Today, politics of recognition and populism share the political stage in a wide range of countries. The rapid rise of populism seems to be related to its ability to addressing the question of recognition. There are several concerns that these two forms of politics share in common such as representation and democratization. Nevertheless, there are also significant inconsistencies between their understanding of politics. The complex relationship between politics of recognition and populism brings an important question in its wake: Does populism represent a valid answer to the question of recognition? On the one hand populism can be seen as a form of recognition for many reasons: It integrates previously excluded groups into society, defends redistribution policies to improve social status of disadvantaged groups, and promises a sense of solidarity. On the other hand, it excludes the others, obstructs the possibility of mediated institutions, and ossifies misrecognition. This thesis aims to analyze populism with regard to politics of recognition while also discussing the validity of its response to the demands of recognition.
Collections