Islam and secularism in Turkish foreign policy (1919-1938)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, İslam ve sekülerizmin 1919-1938 yılları arasında Mustafa Kemal'in dış politikasına ve İslam dünyasıyla ilişkilerine etkisini özellikle Ortadoğu ülkelerine odaklanarak incelemektedir. Hurd'ün uluslararası ilişkilerdeki inşacı yaklaşımını kullanarak, iç politikadaki seküler ideolojinin bu yirmi yıllık dönemde dış politika yapımında en önemli parametre olduğunu savunuyorum. Ayrıca, Türk dış politikasını (TDP) söylem ve politika düzeyinde Ardıç'ın intibak ve denetim/tahakküm kavramlarıyla açıklıyorum. Mustafa Kemal dönemini, özellikle halifeliğin TDP'deki rolüne vurgu yaparak, İslamlaşma (1919-1924); iç politikada artan sekülerizme paralel olarak, sekülerleşme (1924-29); ve dış politikanın güvenlik kaygılarına dayanan değişen dinamikleri nedeniyle, güvenlikleştirme (1929-38) şeklinde üç döneme ayırıyorum. Sekülerizmin 1919-1938 dönemini kapsayan Mustafa Kemal dış politikasını sürekli olarak belirlemediğini ve seküler siyasetin dönüşümünde ve söyleminde genellikle dini sürekli dışlamak ve çatışmaktan ziyade İslam ile intibak içinde olduğunu gösteriyorum. Mustafa Kemal, 1919-1924 yılları arasında içeride ve uluslararası alanda siyasi meşruiyetini sağlamak için İslam'ı söylem olarak etkili bir şekilde kullanıldığı bir dış politika izlerken, TDP'de 1924-29 döneminde görülen seküler değişiklikler ise tamamen iç politikadaki seküler ideolojik dönüşümlerin ürünüydü. Son olarak, Türkiye bölgesel ve küresel siyasetteki güvenlik öncelikleri nedeniyle, güvenlikleştirme olarak adlandırdığım 1929-1938 yılları arasında iç politikadaki katı iç ideolojik dönüşümünü dış politikasına yansıtmaya devam edemedi. TDP'nin geçirdiği dönüşümlerini, yeni kurulan devletin esas karar verici figürü olan Mustafa Kemal'in dini ve seküler söylemleri vasıtasıyla incelerken, 1920'lerden 1930'lara kadar hem söylemlerindeki hem de uygulamalarındaki çelişkilere dikkat çekiyorum. This study examines the impact of Islam and secularism on Mustafa Kemal's foreign policy and relations with the Muslim world, focusing specifically on Middle Eastern countries during 1919-1938. By using Hurd's constructivist approach to international relations, I argue that secular ideology in internal politics was a significant parameter in Turkish foreign policy making during this twenty-year period. Also, I examine Turkish Foreign Policy (TFP) with Ardıç's concepts of accommodation and control/domination at the discursive and policy levels, by dividing the Mustafa Kemal era into three periods: Islamization (1919-1924), with particular emphasis on the Caliphate's role in TFP; secularization (1924-29), in parallel with the rising secularism in domestic politics; and securitization (1929-38), with the changing dynamics of TFP based on security concerns. I demonstrate that secularism did not entirely determine Mustafa Kemal's foreign policy continuously from 1919 to 1938, and that secular politics usually accommodated Islam in its application and rhetoric rather than always excluding and conflicting with religion. While Mustafa Kemal pursued a foreign policy in which Islam was used effectively as a discourse between 1919 and 1924 in order to ensure domestic and international political legitimacy, secular changes in TFP during the period of 1924-29 were the product of secular ideological transformations in domestic politics. Finally, due to the security priorities in the regional and global politics, Turkey could not continue to transmit its strict internal ideological transformation in its foreign policy between 1929-1938 – hence securitization. While investigating transformations of TFP through the religious and secular discourses of Mustafa Kemal as the primary decision maker of the new state, I point out the contradictions in both discourses and practices from the 1920s to 1930s.
Collections