Bağlanma Stilleri ve Benlik Saygısının Obsesif Kompulsif Özellikler ile İlişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın amacı yetişkin bağlanma stilleri, benlik saygısı ve obsesif kompulsif semptomlar arasındaki ilişkileri Türk örnekleminde incelemektir. 444 katılımcı ile yapılan çalışmada benlik saygısı, obsesif kompulsif semptomlar ve yetişkinlerde bağlanma stilleri sırasıyla Rosenberg Benlik Saygısı Envanteri, Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi ve Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri-II uygulanarak ölçülmüştür. Ek olarak katılımcılara demografik sorular ve Beck Depresyon Envanteri de uygulanmıştır. Araştırma beş varsayım üzerine yürütülmüştür. Birincisi obsesif kompulsif semptomlar arttıkça benlik saygısının azalacağıdır. İkinci varsayım güvensiz bağlanma stili olan bireylerde düşük benlik saygısının daha çok gözlemleneceğidir. Üçüncü varsayım güvensiz bağlanma stillerinde obsesif kompulsif semptomların daha sık görüleceğidir. Dördüncü varsayım ise benlik saygısının bağlanma ve obsesif kompulsif semptomlar arasında aracı değişken rolü göreceğidir. Beşinci varsayım güvensiz bağlanmanın obsesif kompulsif semptomları ve benlik saygısını yordayacağıdır. Çalışmalardan elde edilen verilerle yapılan korelasyon analizinde kaygılı bağlanma ve korkulu bağlanma arttıkça obsesif kompulsif semptomların da arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Ek olarak kaygılı bağlanma ve obsesif kompulsif semptomlar arttıkça benlik saygısının düştüğü gözlemlenmiştir. Kaçınmacı bağlanmayla obsesif kompulsif semptomlar ve benlik saygısı arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Ayrıca, yapılan regresyon analizi sonucunda, güvensiz bağlanmanın obsesif kompulsif semptomları ve benlik saygısını yordadığı sonucu elde edilmiştir. Benlik saygısının bağlanma stilleri ve obsesif kompulsif semptomlar arasındaki ilişkide aracı değişken olup olmadığını araştırmak için yapılan çoklu regresyon analizi sonucunda benlik saygısının aracı rolü gözlemlenmemiştir. Araştırmadan elde edilen bulguların ışığında ve literatürdeki araştırmalar dikkate alınarak obsesif kompulsif semptomlar, yetişkinlikte bağlanma stilleri ve benlik saygısı arasındaki olası ilişkiler tartışılmış, bu bulguların kuramsal ve uygulamadaki katkıları değerlendirilmiş, araştırmanın sınırlılıkları belirtilmiş ve geleceğe yönelik çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur. This research investigates the relationship between attachment styles, self-esteem and obsessive compulsive symptoms. It has five hypothesis. First hypothesis is that there is a negative correlation between obsessive compulsive symptoms and self-esteem. Second is that low self-esteem will bee seen mostly with insecure attachment styles. Third hypothesis is that there is a negative correlation between insecure attachment styles and obsessive compulsive symptoms. Fourth hypothesis is that self-esteem is a mediator between attachment styles and obsessive compulsive symptoms. Fifth hypothesis is that attachment styles will predict obsessive compulsive symptoms and self-esteem. These hypotheses were tested on 444 participants using Rosenberg Self-Esteem Inventory, Maudsley Obsessive Compulsive Question List, Experiences in Close Relationships-II, Beck Depression Inventory and demographical questions. According to the correlational analyses, it is found that there is a positive correlation between anxious and fearful attachment styles and obsessive compulsive symptoms. Also, anxious attachment style and obsessive compulsive symptoms are negatively correlated with self-esteem. However, avoidant attachment style is not correlated with obsessive compulsive symptoms and self-esteem. Regression analyses showed that attachment styles predict obsessive compulsive symptoms and self-esteem. However, the regression analyses could not detect self-esteem's mediating role in the relationship between attachment styles and obsessive compulsive symptoms. Possible links between attachment styles, obsessive compulsive symptoms and self-esteem are discussed in the light of current findings and previous literature, along with contributions of the findings in theoretical and practical area, limitations and suggestions for future research.
Collections