Securitisation of migration in the EU and labour mobility
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İlk bölümde göçün güvenlige tehdit olarak algılanmaya baslanması üzerinde durularak,sözkonusu olgunun AB ve üye ülkelerinde iç güvenlik, kültürel güvenlik ve refah devletininkarsı karsıya bulundugu krize baglı olarak gelismesi ayrıntılı bir sekilde incelenmektedir.1980'lerden itibaren, AB'nin anayasal yapısında göç politikasına yer verilmeye baslanması,özellikle Tek Avrupa Senedi (1986), Schengen Sözlesmesi (1990) ve Avrupa Birligini kuranAntlasma (1992) üzerinde durularak ele alınmaktadır. Ayrıca, 1997 tarihinde imzalananAmsterdam Antlasması ile sekillenen Birligin göç politikaları ile Amsterdam Antlasmasısonrasında bu alanda yasanan gelismelere de dikkat çekilmektedir.İkinci bölümde, 25 üye ülkeye genisleyen AB'de Merkezi ve Dogu Avrupa Ülkelerineyönelik halihazırda uygulanmakta olan geçis dönemi düzenlemelerine iliskin mevcut durumele alınmaktadır. Üyelik sonrası dönem incelendiginde, Merkezi ve Dogu AvrupaÜlkelerinden batıya korkulan göç ?akını?nın gerçeklesmedigi görülmektedir. Aksine, 2+3+2formülü uyarınca kısıtlamalara tabi tutulan üye ülke isçilerine isgücü piyasalarını açık tutanİngiltere, İsveç ve İrlanda'nın bu kararlarından ekonomik fayda sagladıklarına yerverilmektedir. Bu nedenle, mevcut istatistiki veriler ısıgında, geçis döneminin AB-15 üyeülkelerindeki durgun ekonomi, süregelen issizlik ve Avrupa'da hakim olan göç karsıtısöylemler çerçevesinde politik kaygılarla uygulamaya koyuldugunu öne sürmek mümkündür.Son bölümde ise, Merkezi ve Dogu Avrupa Ülkelerinin tecrübelerinden yola çıkılarak veTürkiye'nin kendine özgü özelliklerini de göz önünde bulundurularak, isgücünün serbestdolasımına iliskin Türkiye-AB iliskilerinin gelecegine yönelik öngörülerde bulunmak üzereTürkiye'den AB'ye gerçeklesmesi beklenen olası göç senaryoları incelenmektedir. Focusing on the `securitisation of migration?, the first chapter explores in depth how thesecuritisation of migration in the EU and its member states has developed along the lines ofinternal security, cultural security and the crisis of the welfare state. Starting with the 1980s,the gradual incorporation of migration policy into the constitutional structure of the EU istracked with special emphasis on the Single European Act (1986), the Schengen Convention(1990) and the Treaty on European Union (1992). Also, it pays particular attention to policyframework introduced with the Amsterdam Treaty (1997) and examines developments in thepost-Amsterdam Europe.The second chapter presents the current situation in the enlarged Union of 25 members withrespect to free movement of workers in the light of transitional arrangements imposed uponthe eight Central and Eastern European Countries (CEECs). Articulating the experiences ofthe CEECs with respect to east-west migration, it is shown that fears in the West of an?influx? of eastern workers have not materialised. On the contrary, Britain, Ireland andSweden, which have not excluded CEEC workers subject to the 2+3+2 scheme, have drawneconomic benefit from their decision. Therefore, it is argued that in the face of statistical andfactual evidence, transitional arrangements seem to be put in place for domestic politicalconsumption in the context of slow-moving economies, continuing high unemployment andanti-immigration sentiment in the EU-15.In the final chapter, drawing from the experiences of the CEECs, yet paying due attention tothe particularities of the Turkish case, the possible migration scenarios for Turkey areanalysed with a view to formulate projections concerning the future of Turkey and EUrelations with respect to labour mobility.
Collections