Kriz dönemlerinde Türk basınında ırkçı milliyetçilik ve ?Rum? algısı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin gerilme süreci Osmanlı İmparatorluğuna uzanıyor. 1821 Yunan İhtilali ile başlayan olumsuz süreç, Balkan Savaşları ile doruğa ulaşıyor. Yeni kurulan ulus devletlerin koskoca Osmanlı İmparatorluğu'nu Avrupa'nın dışına itmesi ile ortaya çıkan imparatorluğun geçersiz bir yönetim biçimi olduğu gerçeği, Türkleri alelacele ulus-devlet olma sürecine itiyor.Milli kimlik, milli ekonomi ve vatandaş oluşturma kavramlarını uluslaşma için çözüm gören Cumhuriyet kadroları bu bağlamda gayrimüslim vatandaşları uluslaşma süreci için olası tehlike olarak değerlendirdiler. Bu noktada ise başlıca günah keçisi her zaman için Rumlar oldu.Her ne kadar arada yakınlaşmalar olmuş olsa da Yunanistan'ın Kıbrıs sorununu 1954'te Birleşmiş Milletlere taşıması ile birlikte iki ülke ilişkileri açısından çalkantılı süreç başladı ve uygulanan karşılıklı uzlaşmaz politikalar yoluyla da zaman zaman içinden çıkılmaz hallere sürüklendi.Yaşanan çatışmalı dönemlerde en fazla zararı kuşkusuz iki ülkede yaşayan Rum ve Türk azınlıklar çekti. Özellikle basın yolu ile halka empoze edilen ırkçı söylemler, azınlıklar için hayatı yaşanmaz kılmaya yetti. The commencement of the tensions between turkey and Greece goes back to the days of the Ottoman Empire. The negative process which starts with the Greek invasion, reaches its peak with Balkan Savaşları. The fact that the empire was an inefficacious regime, which came about when newly emerged nation states propelled the grand empire out of Europe, forced Turks to hastily start the process of becoming a nation-state.The founding Republican elite perceived non-Muslim citizens as potential dangers as they conceptualized national identity, national economy and creation of citizens as solutions in the process of nationalisation. In this context, the major scapegoat have always been the Greeks.Despite occasional rapprochments between the two countries, the real tensions have started when Greece presented the Cyprus problem to the United Nations in 1954. Thanks to mutual uncompromising policies, over time the relations have often become irreconcilable.It is no doubt that in the times of conflicts, the ones who have been harmed the most have been the Greek and Turkish minorities living in these countries. Especially, racist discourses imposed on the citizens by the mass media have made life unbearable for the minorities.
Collections