Subjectivity and the experience of non-places
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tez, bireyin kendi deneyiminin üreticisi olmaktan çıkıp kendisi dışında işleyen bir üretim sürecinin aksi haline gelmesinde yer-olmayan yerlerin oynadığı rolü inceleyerek tarihsel olarak post-endüstriyel dünyaya özgü öznel deneyim biçimini araştırmayı amaçlar. Mekansal örgütlenmenin öznel deneyim üzerinde belirleyici sonuçları olduğu varsayımından ilerler. Öznel deneyim, çeşitli söylemler ve eylemler aracılığı ile kişinin dünyayla ve kendisiyle kurduğu ilişki biçimi olarak ele alınmıştır. Endüstrileşme, kentleşme, ve modern iktidar aygıtları gibi güçler gündelik hayatı şekillendirmekte baskın faktörler haline geldikçe kişi etkinliğini kaybeder ve kendisi dışında oluşturulmuş, otomatikleştirilmiş bir deneyimin salt işlevi haline gelir. Şeylerle, ötekilerle ve kendisiyle kurduğu ilişki biçimi yukarıda sözü edilen nesnel güçler ve aracı olarak önerdikleri soyut formlar tarafından belirlenmeye başlar. Deneyimin soyutlaşma sürecini mekan üzerinden izlemek amacıyla erken modernitenin ?tarihi mekan?ı ile post-endüstriyel dünyanın ?soyut mekan?ı arasında bir ayrım çizilmiştir. Bu ayrım, ?mekan temsilleri? ile ?temsili mekanlar? arasındaki güç dengesine dayanmaktadır. Zaman içinde, belirli bir dönemin baskın mekan tasavvurlarına atıfta bulunan ?mekan temsilleri? yaşanan makana tekabül eden ?temsili mekanlar? üzerinde bir üstünlük elde eder. Sonuç olarak, yaşanan mekan ve bu mekanın yarattığı mekansal deneyim tasavvur edilmiş mekanın kurallarına tabi kılınır. Yer-olamayan yerler, soyut mekanın uç ama yine de örnek teşkil edici durumları olarak sunulmaktadır. Bu yerler, zamanın kendini tekrarlayan ve türdeş bir mekanın kurallarına tabi kılınması ve, bunun bir sonucu olarak, donmuş bir anın egemenlği, ve özne ile nesne, birey ile kamu arasındaki karşılıklı ilişkinin yok edilmesinin ürünü olan sabitlenmiş kimlikler tarafından nitelendirilmektedir. Dünyayla kurulan bu tür bir ilişkinin öznel deneyim üzerindeki etkisi üzerine teorik bir çalışma yürütülmüştür. This thesis aims to explore the mode of subjective experience historically peculiar to the post-industrial world through analyzing the role played by non-places in transforming the individual from the producer of her own experience to the effect of a production process that denies her any agency. The thesis proceeds from the assumption that the organization of space has major consequences for subjective experience. Subjective experience is studied as a mode of relating to the world and to oneself through the mediation of various discourses, and actions. As forces such as industrialization, urbanization, and modern apparatuses of power become dominant factors in the shaping of the everyday life the subject yields her agency and turns into the mere function of an automated experience that has been constituted outside her. The mode of the relationship she forms with things, others, and her self becomes determined by these objective forces and the abstract forms they propose as mediators. In order to trace this abstraction of experience in space a distinction is drawn between the ?historical space? of early modernity and the ?abstract space of? the post-industrial world, which is defined by the balance of power between the ?representations of space? and ?representational spaces?. In the course of time, ?representations of space? that refer to the dominant conception of space gain priority over the representational spaces that correspond to lived space. Consequently lived space and the spatial experience it generates become subject to the rules of conceived space. Non-places are presented as the extreme, but still exemplary, cases of abstract space. These places are characterized by the subjection of time to the rules of a repetitive and homogeneous space and the consequent hegemony of a frozen moment, by fixed identities that arise out of the annihilation of the interrelationship between the subject and the object, and the individual and the community.A theoretical study of the impact of such a mode of relating to the world on subjective experience is carried out.
Collections