Modernleşme ve aydın kavramları çerçevesinde edebiyat bağlamında aykırı eserler veren romancı/aydınlar: Ahmet Hamdi Tanpınar, Yusuf Atılgan, Oğuz Atay
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türkiye'de entelektüel kimliğinin oluşumu İttihat ve Terakki'den bu yana devletin içinde, devlete sahip çıkarak onu dönüştürme misyonu geliştirmiş, belli bir kadrolaşma çerçevesinde tezahür etmiştir. Cumhuriyet dönemi aydınında da bu tavır ve söylem devam etmiştir. Aynı şekilde 60'lı yıllarda gelişen sol harekete dahil aydınlarda bu ortak söylemin içinden hareket etme ve devleti sahiplenme eğilimi sürmüştür. Bu bakımdan entelektüel bilgi ya da sanat eserleri sınırları tanımlanmış bir dilin içinde üretilmiştir. Bu kalıplanmış/sınırlanmış dilin dışından konuşmayı deneyen aydınlar/sanatçılar da kategorize edilememenin aydınlar topluluğunda uyandırdığı tekinsizlik duygusuyla, onlar tarafından ya ?toplumsal önceliklere/gerçeklere, ideolojiye sırtını dönmek? ya da ?kafa karıştırmak?la suçlanmışlardır. Dolayısıyla ürettikleri bilgi ya da eserlerin serinkanlılıkla ele alınması ve belli bir yere yerleştirilmeleri zaman almıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar, Yusuf Atılgan ve Oğuz Atay, üçü de Türk edebiyatında kendi çağdaşlarından farklı eserler vermişler ve eserlerini yayımladıkları dönemlerde anlaşılamamışlar, olumsuz tepkiler almışlardır. Üçünün ortak özellikleri siyasal merkezden ve onun nimetlerinden uzak durmaları, popüler ideolojik akımlara angaje olmamalarıdır. Muhalif olmakla birlikte militan olmadıkları görülür. Bu yazarların üçü de güncel Batı edebiyatını takip etmiş, aynı yazarları okumuşlar ve onlardan etkilenmişlerdir. Literatürü klişelerin dışına çıkarak izlemişlerdir. İlgi alanları geniştir. Edebiyattan psikolojiye, güzel sanatlara uzanır. Psikanaliz ve varoluşçulukla ilgilenmişler, yaşadıkları dönemdeki dünya gündemini takip etmişlerdir. Hem kendilerini hem de roman kahramanlarını kurarken bireysellik önemli bir unsur olmuştur. Türk romanına en önemli katkıları da budur. Türkiye'de edebiyatın sınırlı konularla ve tekniklerle içekapanık bir varoluş içinde olduğu dönemlerde tavırları ve eserleriyle yerel değil evrensel sanatçı/aydınlar oldukları söylenebilir. The formation of the intellectual identity in Turkey since Ittihat ve Terakki is realised by a cadre within the State who aimed to protect and transform it. The republican intellectual continued this attitude and discours. In the same way, the tendency to claim ownership of the State continued among the intellectuals who took part in Left movement which growed in 60's. Therefore intellectual knowledge and artistic works were produced within a limited language. The intelectuals/artists who tried to speak out of this limited language were accused to turn their back to social priorities/realities and to the ideology. For this reason it took some time for their work to be placed. Ahmet Hamdi Tanpınar, Yusuf Atılgan ve Oğuz Atay, all these three authors were avant-garde novelists for their contemporaries. They were not undrestood and they had adverse reactions.Their common features are that they stayed away from the political center and its benefaction, and thet didn't engage to popular idological movements. They were dissidents but not militants. They followed actual Western literature and moved beyond the stereotypes. All three had wide areas of interest. Individualty was an important issue while they builded themselves and their works. Their most important contribution to the Turkish novel is the fact that they brought the individual. They were universal artists/intelectuals during the times when literature in Turkey dealt with limited subjects and techniques and was in an introvert existence.
Collections