İSG uygulamalarının 6331 sayılı kanun öncesi ve sonrası uygulamaları tekstil sektöründe karşılaştırılmalı analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Buhar makinesinin keşfi ile birlikte üretim teknikleri geri döndürülemez bir sürece girmiştir. Üretimde makineleşmenin artması, üretimin Charles CHAPLİN'in yönettiği ve başrol oyunculuğunu yaptığı Modern Times (Modern Zamanlar) filminde anlatıldığı gibi monoton ve delice bir tempoyla yapılması ve artan talebi karşılamak için uzun mesai saatleri boyunca çalışma, iş kazalarını da beraberinde getirmiştir. Meydana gelen bu iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle yaralanmaların ve ölümlerin artması dikkatleri bu kaza ve hastalıkları önlemek için yapılması gerekenlere çevirmiştir. Çalışanların yaptıkları işle ilgili olarak sağlık sorunlarının ve mesleki risklerinin önlenmesi için yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalar olarak tanımlanabilecek olan iş sağlığı ve güvenliği kavramı da bu sayede gündemimize girmiştir. Ülkemiz de iş sağlığı ve güvenliği alanında çıkarılan ilk yasal mevzuat olarak bilinen 1865 tarihli Dilaver Paşa Nizamnamesinin üstünden geçen 150 yıllık sürede, bu alanda çok sayıda kanun yönetmelik ve tüzük çıkarılmıştır. Ancak iş sağlığı ve güvenliği alanında gerek ölümlü iş kazalarının sayısında ki artış, gerekse bu alanda oluşan farkındalığın artması ve Avrupa Birliği Uyum Yasalarının da gündeme getirmesiyle ülkemiz bu konu ile ilgili çalışmalara ivme kazandırmış ve 30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı resmi gazetede ülkemizin ilk müstakil iş sağlığı ve iş güvenliği kanunu olma özelliğini taşıyan 6331 sayılı kanun yayınlanmıştır.ABD'li psikolog Abraham Maslow tarafından 1943 yılında yayınlanan ve Maslow Teorisi veya İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi olarak bilinen çalışmada insanın güvenlik ihtiyacının yeme içme uyuma gibi temel yaşamsal ihtiyaçlardan hemen sonra geldiği belirtilmektedir. Uyku harici gününün çoğunu işyerinde işini yaparken geçiren insanın emniyette olma duygusunu burada da hissetmek istemesi kadar doğal bir durum olamaz. Böyle bakıldığında iş güvenliği veya işyeri güvenliğinin temel bir insan ihtiyacı olduğu söylenebilir.Başlangıçta hammadde ve emek-yoğun bir sektör olan tekstil ve hazır giyim sektörü teknolojideki gelişmelerden payına düşeni almış ve sermaye ve teknoloji-yoğun bir sektör haline gelmiştir. Türkiye'de tekstil ve hazır giyim sektörü sağladığı büyük istihdam olanakları, üretim sürecinde yaratmış olduğu katma değer ve uluslararası ticaretteki ağırlığı sebebiyle ekonomik kalkınma sürecinde önemli rol oynayan bir sanayi dalıdır. Bunun yanında, ihracat gelirleri içindeki yüksek payı nedeniyle ülkemizin kolayca vazgeçemediği bir sektör olma özelliğini sürdürmektedir. Bu nedenle de iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları bu sektör için daha da önemli hale gelmektedir. Bu araştırmada hazır giyim sektöründe faaliyet gösteren bir tekstil fabrikasında 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununun uygulamaya geçmesiyle birlikte meydana gelen değişiklikler veya değişmesi arzu edildiği halde hiçbir değişiklik olmayan iş güvenliği uygulamaları ile işgörenin iş güvenliğine yönelik tutum ve davranışlarında meydana gelen değişikliklerin araştırılması amaçlanmıştır. Ayrıca günümüzde yürürlükte olan 6331 sayılı kanunla çalışanlara ve işverenlere getirilen yükümlülükler de sistematik olarak ele alınmıştır.Kanunun işçilere yansıması, onlar tarafından tespit edilen eksiklikler ve işveren açısından kanunun uygulamadaki zorlukları değerlendirilmiştir ve önerilerde bulunulmuştur. Araştırmanın uygulanabilmesi için İstanbul ili Ümraniye ilçesinde 1413.04 faaliyet kodu altında 300 çalışanı ile üretim yapmakta bulunan hazır giyim fabrikası seçilmiştir. Bu kapsamda teorik çalışma ile birlikte tekstil fabrikasında çalışan 60 mavi yakalı işgören ile anket çalışması yapılmıştır. Ankete verilen cevaplar genel olarak değerlendirilerek çalışanların 6331 sayılı kanunun öncesinde ve sonrasında ki iş güvenliği uygulamaları hakkında düşüncelerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır.Gerek yapılan bu çalışmadan elde edilen sonuçlar gerekse iş kazası istatistikleri ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının henüz istenen düzeye ulaşmadığını göstermektedir. İş güvenliği sadece çalışanların değil her kesimin bilinçlenmesi gereken bir meseledir ve bu mesele sağlam bir zemine oturtulmadan çözülebilecek gibi değildir. By the invention of the steam engine production techniques have entered an irrevocable period. Owing to increasing of mechanization in production, reaching a monotone and insane tempo of production like in the movie Modern Times directed by Charles Chaplin, and increasing in working hours in order to compensate growing demands, led to occupational accidents. Increasing in wounding and deaths by these accidents and occupational deseases, has drawn attentions to actions to be taken against these. Therefore, work health and safety notion that could be defined as systematic and scientific studies to prevent health problems and occupational risks of employees has been brought to the agenda. During 150 years after Dilaver Paşa Ordinance in 1865 which was known as the first regulation of our country about work health and safety, many laws, legislations and regulations were enacted. However, also increasing in the number of deadly occupational accidents, rising of awereness about the situation and by the adjusment laws of EU, it gaves acccelariton to studies about this issue in our country. Eventually the first self-contained Law No.6331 on Work Heatlh and Safety enacted in June 30th, 2012.According to the theory of Hierarchy of Needs by the American psyschologist Abraham Maslow, casual needs of a human body come after its basic life-sustainig needs such as eating, drinking and sleeping. It's so natural that a person who spend most of its out-of-sleeping-time in a workplace wants to feel safe likewise in workplace. From this point of view it is to be said that work health or workplace safety is a basic need of a human body. Textile and apparel industry which once depends on raw materials and an labour intensive sector, have gotten it's share form the improvements of technology and became a capital and technology intensive sector. In Turkey, this industry plays an important role in economic development process by reason of the fact that it provides great employment opportunities, creates added-value in production process and its weigh in international trade. Besides, due to its high proportion inside the export revenue, it sustains its characteristic of irreplaceable sector of our country.Therefore, work health and safety practices have became more important in this sector.In this reasearch, changes that occured after the enforcement of the Law no. 6331 on Work Health and Safety, were aimed to analysed in a textile factory which operates in apparel sector. Also, unchanged work health practices in spite of change expectations, and the alteration of employees' attitudes about work health enforcements were tried to be analysed. Additionally, liabilities of employees and employers by enactment of the current Law no.6331 were systematically considered.The effects of the law to employees, deficits that noticed by them and difficulities to employers comes from implementations of the law were estimated and suggestions were made.Site investigation was implemented on an apparel factory that located in Umraniye district of Istanbul, which has 300 employees and which operates under the activity code(NACE) of 1413-04.In this context, a questionary was also carried out with the 60 blue-collars of this factory. Answers of the employees were evaluated and their thougths about the practices before and after the law no. 6331 were tried to be determined.Both the outcomes of this study and statistics of occupational accidents indicates that work heath and safety regulations have not reached to the desired level. Work safety is not a matter that only employees have to be awared; but all segments have to became counscious about it. The matter has not to be solved without being stand on a concrete base.
Collections