Kosova`da ulusun inşası ve karşı-kamusallaşma mekanlarının üretimi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZETKaygan bir zemin üzerinde yer yer patinaj yaparak yer yer dengede olmayı göze alan ve zeminle arasındaki farazi halıyı çekip atma cüreti gösteren modern insan için, epistemik rejim içinde yer alan tüm düşünsel setler, cılız birer konstrüksiyon olarak değerlendirilir. Tartışma zemininin, dolayısıyla düşünselin dışavurum platformunun kayganlığı, öznesi kuramcı için moderniteyle birlikte teorik konstrüksiyonunun yanlışlanabilirliğinin ön kabulünü gerektirir. Öyle ki kavramlar, kelimeler ve onların ebediyetine olan nominalistçe güvenin buharlaştığı bir 'hendek atlama' sözkonusudur. Buna karşılık olarak, modernitenin üretimsel habitatı içerisinden bir çıktı olan modern tarihyazımı, cılız konstrüksiyonlar karşısında daha stabil bir üretim yapma iddiasında gözükür. Salt ilerlemeci, amaç odaklı ve farazi bir teleolojik çizgide geliştiği varsayılan 'lineer tarihyazımı' ve bu türden bir tarihyazımının rasyonalize ederek, modernist bir hadıma uğratarak sadeleştirdiği pür 'tarihsel süreklilik noktalarının' öngörülemezliğinden kaynaklanan; içinde bulunulan pozisyon itibarıyla 'kopuş' veya 'direnç noktaları' olarak da tanımlanabilecek bir mekanizmada süregeldiğini anlatan doktrinel yaklaşımlarla karşılaşmak mümkündür.Öte yanda mimarlık gibi, varoluşsal disipliner gerekliliği içerisinde 'katılaştırma' edimine muhtaç, bu edimi mesleğin realizasyonu ve failin müellif olabilmesi aşamasında gerçekleştirmeye mahkûm bir praksisten söz ediyoruz. Modernite, modern tarihyazımı ve mimarlık gibi birbiri içerisinde etkiyen kavramlardan yola çıkarak 'katı olan herşeyin buharlaştığı'1 modern dünyada, bir yandan kendimizi modern bir birey ve mimar addederek, bir diğer yandansa mesleki gereksinim içerisinde katılaştıran bir disipliner pozisyonda konumlamış oluyoruz. Bir yandan geçicilik ve yanlışlanabilirliği ilkesel olarak göz önünde bulundururken, bir diğer yandan modern tarihyazımsal araçlar aracılığıyla verilerden yola çıkan saptamalar üzerinden belli bir tutarlılık içerisinde tezler ileri sürebiliyoruz.Bu çalışmanın ardındaki çıkış noktası ve düşünsel arkaplan, modernite ile birlikte mimarlık alanında tarihyazımsal üretim ortamındaki bahsi geçen dikotomik ve paradoksal gerilim hatlarından yola çıkılarak çizildi. Modernitenin ve modern kavramsal inşai çıktılar olan `ulusal kimlik` fikri ile araçlaşan mimarlığın iç içe geçtiği; politik merci olan iktidarın muktedir olabilmek adına kamuyu şekillendirirken mekâna yönelik atıflara başvurduğu uzun uzadıya bu süreci, Kosova özelinde benzerlerinden farklılaştıran ve uzanımları günümüze kadar gelen, karşı-kamusal düzenin, başlıca `karşı-mekân` üretimi yoluyla inşa edildiği ve istisnai durum sonrası varlığını gündelik yaşamsal pratikler içerisindeki uzanımları aracılığıyla sürdürdüğü bir deneyim sözkonusudur.Çalışma kapsamında modernite, modern olma hali ve modern insanın kamusallaşma örüntüleri içerisinde temsiliyet kurmaya yönelik girişimlerinin erksel, imgesel, kültürel ve politik arkaplan ilişkilerine yakın plan okumalar yapılmaktadır. Çalışmanın izini sürdüğü tarihsel dönüm noktaları, anlamaya çaba sarf ettiği toplumsal reaksiyonel davranış kalıplarının kaynakları ve güncel yaşamsal pratiklerdeki mekânsal-zamansal uzantılarına yönelik ilettiği soru veya sorularla iktidar , mekân ve kimlik üzerinden belirlenmiş çalışma sahası olan Kosova'da, 2. Dünya Savaşı sonrasından günümüze öncelikle modern bir inşa olan ulusal kimliğin ve ulusal başkentin, sosyalist dönemdeki tavandan tabana tekyönlü inşasına ve karşılığında 1974 ve sonrasında ket vurulan karşı temsiline yönelik deneyim ve bu deneyimin bir tezahürü olarak ortaya çıkacak 1989-99 yılları arasında sivil itaatsizlik (pasif direniş) dönemindeki akıbet deneyimi karşısında alternatif karşı-kamusallaşma örüntüleri ile mimarlık arasındaki ilişkisellik ve kamusal alanın fiiliyatta kayboluşu, çok boyutlu ve dönemler arası karşılaştırmalı olarak irdelenecek ve konu edinilmiş ve tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Ulus inşası, geç-modernizm, mimarlık politikaları, kamusal alan, direniş mekânları, istisna1Marshall Berman'ın, Karl Marx'tan alıntılayarak, modernite eleştirisi olarak ele aldığı ve 1982 yılında raflarda yerini almış `Katı Olan Herşey Buharlaşıyor` kitap başlığındaki (Orj. `All That Is Solid Melts Into Air`) söylemine çağrışım yapmak üzere kullanılmıştır. ABSTRACTThe dissertation aims to discuss the concepts of nation-building and the spatial dimension of counterpublics in the context of mid-20th century Kosovo, focusing on certain periods such as modernization project exercised under the rule of the Socialist Federal Republic of Yugoslavia. After the end of Second World War, the new regime carried out a highly invested and multi-dimensional modernization project in the whole federal territory. When it comes to Kosovo, it can be said that in order to impose the new synthetic nation-building projection, the new government decided to use the most impressive tool that will help to make their ideological approach visible: architecture. Architecture has always been an important and effective tool to express the ideas and materialize them with its concretion ability. Kosovo has exercised a highly dramatic transformation in many fields between 1946-1981. Most of all, the public sphere and the architectural scene were on target. Moving the capital city from Prizren to Prishtina was one of the key decision that characterized the post-Ottoman era Kosovo policy of the socialist regime. After the decision made by the government in 1947, all the similarities between two cities threatened and erased in order to create dichotomic tension line. The destructional approach has adopted while 'urban transformation' was ongoing in the city of Prishtina. Especially during the 60's and 70's lots of state development funds have spent to the project of transferring the capital city from Prizren to Prishtina. The face of the city and the architectural characterization has totally changed on purpose. The new regime chose Prishtina as a land to rebuild and express their ideology of socialism. The propaganda tools (photo-monographs, postcards, guides, brochures etc.) that often used by the regime for economic, touristic, cultural and political goals were important documents, materials to explore and discover their idea of the national capital.By transforming the architectural scene and imposing new socialist kind of ideal norms to the region, the Yugoslavian regime created one-way relationship which managed from Belgrade. It can be said that this kind of relationship has overlooked the local population and their contribution or capacity to create their own modernization experience. Due to these arguments, Kosovars couldn't find a chance to absorb modernity almost until 1974, the year that highly emancipatory new Yugoslavian Constitution has announced. With the new era, Kosovar Albanians have started to constitute their public institutions by providing usage of their mother tongue freely and officially in the educational, cultural and press fields. In this period they created a kind of counter-national vision by raising Albanian nationalism among the local population. The establishment of Albanian Institutions like the University of Prishtina in 1969 and a major autonomy granted to Kosova through the Constitution of Yugoslavia in 1974 enhanced a steep social development and new ambitions for a more stable political status as a base for further development from the population of Kosova with the majority Albanians. Following the establishment of the school of architecture within University of Prishtina in 1978, it has become possible to involve Kosovar community in the decision-making procedures and shaping the future of their physical environment.From the year of 1974 to 1981, Albanians has created their counter-national vision which followed the same steps with the socialist Yugoslavian regime. This kind of national visions competition and its spatial productions such as national capital and national architectural style, which can be evaluated as a conventional pattern has changed when Milosevic started to rule the country as a new president after the death of Tito and the fall of socialism in the Federation. Milosevic used the myth-based national rhetoric in his speeches and under his rule he started to eliminate the Kosovo's major national entity Albanians from all the public services and the public sphere. As a result of continuous political pressures from the government, the local population experienced a high social and political exclusion. In order to provide safely educational, cultural, health and economic services, Kosovar Albanians which transformed a kind of counterpublic created parallel structures or spaces for counterpublics. In this era, the center of the Prishtina with regular public infrastructure became a transit zone, since houses hosting schools and university where mainly in the peripheral parts of the cities. This exceptional experience has changed the pattern of using space and the relation between governing and public space. The dissertation discusses these topics and it evaluates the transforming of exceptional period's patterns of usage in the post-conflict era, which refers transformation of the 'ad hoc', temporary strategy to permanent situation.Keywords: Nation-building, imposed modernism, architectural politics, Kosovo
Collections