İnce Minareli Medrese`nin taç kapısındaki kitabelerin hat sanatı açısından değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türkler Anadolu'ya yerleşmeleriyle birlikte kendi kültür, sanat ve birikimlerini, yerli geleneklerle birleştirerek pek çok alanda çeşitli eserler vermişlerdir. Selçuklular, Anadolu'ya geldiklerinde karşılaştıkları taş malzemeyi kullanarak, Orta Asya'da tuğla malzemeyle gerçekleştirdikleri tezyinatı, burada taşa uygulamışlardır. İnce Minareli Medrese'de bunlardan biri olup, hadis ilimleri okutulmak amacıyla Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından mimar Keluk bin Abdullah'a yaptırılmıştır. Söz konusu medrese, uzun iki şerefeli minaresi sebebiyle `Ince Minare` adı ile anılır olmuştur.İnce Minareli Medrese kuruluş, tasarım, yüksek ve kabartmalı taş işçiliği ile Selçuklu devrinin nadir eserleri arasında yer almıştır. Taç kapısı gerek tezyinatı gerekse yazı kuşakları ile birçok araştırmaya konu olmuş ve övgü dolu sözlerle yüceltilmiştir. Özellikle de taş işçiliği ve tekniği açısından bir tekstil görünümü vermesi konunun önemini artırmaktadır. Taç kapının genel kompozisyonu ele alındığında, paftalarda kullanılan rumiler, münhani, tepelik ve ortabag şekilleriyle geniş kaval profillerin içerisinde yer alan motifler, hayat ağacı ve sütunlardaki diğer şekiller tarihi seyri içerisinde tezyinat ve teknik açısından incelenmeye çalışılmıştır.Çalışmanın özünü oluşturan mimari yüzeylere işlenen taş tezyinatı, Selçuklu kültür ve sanatının günümüze ulaşmış somut örneklerindendir. Bu sebepledir ki çalışmamızın amacı önünden geçip gittiğimiz birçoğumuzun dikkatini dahi çekmeyen taç kapılarımızı bilimsel yöntemle incelemek, taç kapılarımızda gizlenen sanatı ve güzelliği, sanatını, kültürünü seven tüm insanlara tanıtmak ve gerekli kurumların dikkatini çekerek mimari eserlerimizin korunmasını sağlamaktır. Çünkü bir millet sanatına ve kültürüne sahip çıktığı sürece vardır ve varlığını devam ettirecektir.İnce Minareli Medrese taç kapısının tezyinatı ve taş işçiliğiyle bir Selçuklu dönemini yansıtması yanında, Türk mimarlık ve tezyinat tarihine de ışık tutmaktadır. Turks with setting to Anatolia, presented many works according to their culture and art in many fields. The Seljuks using Stone faced when they came to Anatolia and Central Asia they perform their decorations were applied here in bick stone. Ince Minareli Madrasah is one of these in hadith sciences taught order to Sahip Ata Fahreddin Ali, was built by architect to Keluk bin Abdullah. Minaret madrasah in question due to the two long `Slender Minaret` has been referred to by name.The Ince Minareli Madrasah occupies unigue place among the rare Seljuki works of art with its establishment, design, arangement and high relief Stone masonry. Its crown gate has been the subject of much research both for its embroidery and for its caligraphy belts and has been glorified with words of paraise. In particular, increases the importance of the subject in terms of making a textile appearance stonework and technique. When it comes to the genaral composition of the crown gate, the plain, rumis used in threaders, the patterns of münhani, tepelik and ortabag as well as the patterns there are scattered in the large reed profiles, the tree of life and the other patterns on the pillars layer to the inner one through the course of history. The stone embellishments on architectural surfaces which are the core subject matter of this study represent the surviving concrete examples of the Seljuk culture and art. There fore the aim of our study is to introduce our crest doors which ego by and do not draw even the attention of mony of us, the art which hides in our protected by drawing essential foundations attention.As well as reflecting a Seljuki period, the Ince Minareli Madrasah throws light on the Turkish architecture and embroidery history with the embroidery history with the embroidery on the crown gate and its masonry.
Collections