DSA, kontrastlı beyin mr ve mr venografi tetkikleri ile intrakranial dural venöz sinüslerin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Ekstrakranial venler ve dural venöz sinüsler beyini etkileyen çeşitli patolojik durumlarda direkt veya indirekt yolla rol oynarlar. Serebral ven konfigürasyonları arterlerden bağımsız ve sadece bireyler arasında değil aynı kişinin her iki hemisferinde de farklılıklar gösterir. Bu durum serebral venlerin sınıflamasını zorlaştırmaktadır. Dural venöz sinüsler kadaverik-anatomik spesmen çalışmaları ile değerlendirilebildiği gibi DSA, BTA, MRA tetkikleri ve sınırlı bir role sahip olmasına rağmen nükleer tıp teknikleri ile değerlendirilebilir.Çalışmamızda 2B TOF MRV, kontrastlı 3B SPGR ve serebral DSA tetkikleri uygulanmış 209'u kadın, 185'i erkek toplam 394 hastada yüzeyel dural venöz sinüsler tek tek değerlendirerek, torkular herofili varyasyonlarını sınıflandırıldı. Ayrıca oksipital sinüs, transvers sinüsler, straight sinüs, süperior ve inferior sagittal sinüsler tek tek değerlendirilerek varyatif durumları incelendi.Torkular herofili gerçek konfluens (tip I), yalancı konfluens (tip II) ve nonkonfluens (tip III) olarak üç ana başlık altında sınıflandırıldı. En sık olarak yalancı konfluens (tip II) görüldü. Oksipital sinüs hastaların %15'inde saptandı. Her iki transvers sinüs değerlendirildiğinde en sık olarak kalibrelerinin eşit olduğu kodominant tip görüldü. Süperior sagittal sinüs 90 (%22,8) vakada, straight sinüs 95 (%24,1) vakada duplike olarak saptandı. Sol transvers sinüs agenezisi ile oksipital sinüs varlığı, yalancı konfluens tipi torkular ile oksipital sinüs varlığı, fenestrasyonlu straight sinüs ile oksipital sinüs varlığı, fenestrasyonlu straight sinüs ile kadın cinsiyeti arasında istatiksel olarak anlamlı farlılıklar bulundu. Ayrıca İSS görülebilirliği, straight sinüs tiplendirilmesi, sol transvers sinüs tiplendirilmesi ve torkular tiplendirmesi ile hastaların yaş ortalaması arasında istatiksel olarak anlamlı farlılıklar bulundu.Sonuç olarak serebrovasküler hastalıklar ve beyin tümörlerinin cerrahi tedavisinde özelikle posterior kranial fossa veya oksipital yaklaşım öncesi olası komplikasyonlar açısından yüzeyel dural sinüslerin uygun görüntüleme yöntemleriyle değerlendirilmesi ve varyasyonlarının bilinmesi önemlidir. Çalışmamızda dural venöz sinüslerin oldukça fazla varyatif olduğu ve saptadığımız varyasyonları literatürde tam olarak temsil eden sınıflamanın bulunmadığı dikkatimizi çekti. Dural venöz sinüsleri, saptadığımız varyasyonlar ve literatür bilgileri eşliğinde yeniden sınıflandırdık. Yapılan sınıflamanın kullanılabilirliğinin, klinik kullanımıyla ortaya çıkacağına inanmaktayız. Extracranial veins and dural sinuses have a direct or indirect role in various pathologic situations that affect the brain. Cerebral vein configurations are independent from the arteries and show variations not only among individuals but also in two hemipsheres of the same person. This makes the classification of cerebral veins difficult. Dural venous sinuses can be evaluated with cadaveric-anatomic specimens, DSA, CTA, MRA studies, and also with nuclear medicine techniques which have anatomical limitations.In this study 209 female and 185 male patients previously examined by 2D TOF MRV, contrasted 3D SPGR and cerebral DSA studies were carried out and superficial dural venous sinuses were evaluated one by one and torcular herophili variations were classified. Furthermore, occipital sinus, transverse sinuses, straight sinus, superior and inferior sagittal sinuses were evaluated one by one to determine eventual variations.Torcular herophili was classified into three main groups: true confluence (type I), pseudoconfluence (type II) and nonconfluence (type III). The most common type was pseudoconfluence. Occipital sinus was detected in %15 of the patients. As for the transverse sinus the codominant type with equal calibers was the most common. Superior sagittal sinus was found duplicated in 90 (%22.8) cases and the straight sinus in 95 (%24.1) cases. Left transverse agenesis and occipital sinus co-existence, pseudoconfluence type torcular and occipital sinus co-existence, fenestrated straight sinus and occipital sinus co-existence, fenestrated straight sinus existence in female gender were statistically significant. There were also statistically significant differences between patient age averages and ISS visibility, straight sinus evaluation, left transverse sinus type and torcular type.In conclusion, for assessment of cerebrovascular diseases, brain tumors and making posterior cranial fossa or occipital surgical decisions, it is important to evaluate superficial dural sinuses and to determine their variations with appropriate imaging techniques. In our study we detected several variations and realized that there is not an appropriate classification in the literature. We reclassified dural venous sinuses according to the detected variations and the literature. We believe that this classification is suitable for clinical purposes.
Collections