Acil servise başvuran KOAH atak hastalarında laboratuvar parametrelerinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: KOAH geri dönüşü tamamen olmayan havayolu kısıtlılığı ile karekterize bir durumdur.En sık acil servise başvuru şikayeti nefes darlığıdır. Nefes darlığı bir çok hastalığın semptomu olabilir. Özellikle bu durumların en önemli olanı pulmoner tromboembolidir. KOAH ve PTE birlikte bulunabilmekte ve PTE, KOAH tarafından maskelenebilmektedir. D-dimer yükselten nedenler arasında KOAH gösterilmemesine karşın, kısıtlı sayıdaki yeni çalışmalar KOAH hastalarında d-dimer yükseldiğini belirtmektedir. ''KOAH alevlenmesi` tanılı hastaların başta d-dimer olmak üzere anormal seyreden diğer labaratuvar değerlerinin belirlenmesi ve böylece klinisyenlere hasta yönetiminde yol gösterici olabilmeyi hedefledik.Materyal – Metod: Bu çalışma prospektif olarak dizayn edildi. 18 yaşından büyük, DM, KKY, malignite gibi ek hastalığı bulunmayan , gebeliği olmayan, GKS > 10 olan KOAH atak ile AS'e başvuran 50 hasta ve 52 kontrol grubu alındı. Tüm hastaların detaylı fizik muayenesi yapıldı. Ek hastalıkları, EKG, EKO, AKG,SFT, Kan tetkikleri (cbc,troponin t, crp,d-dimer, fibrinojen) kaydedildi. Gerek görülen DVT ve PTE 'den şüphelenilen hastalardan Doopler USG, Pulmoner BTA, V/P Sintigrafisi tetkikleri yapıldı. Bulgular: KOAH hastalarının %66'sı erkekdir. En sık eşlik eden ek hastalık 7 kişide (%14) saptanan hipertansiyon oldu (p<0,05). Hasta grubunda PTE risk belirlenmesinde Wells ve Modifiye Cenevre Skorlama sisteminin birbirine karşı istatistiksel üstünlüğü saptanmamıştır (p>0,05). Hasta grubunda en sık %41,8 ile normal EKG saptanmıştır. Daha sonra sırasıyla %20 ile sinüs taşikardisi, %14,5 dal bloğu (5 kişide sağ dal bloğu, 3 kişide de sol dal bloğu) , %9 p mitrale ,%9 iskemik EKG değişiklikleri saptanmıştır (p<0,05). Hasta grubunda %10 oranında AF saptanmıştır (p<0,05). Hasta grubunda EF % 58,2 ile kontrol grubuna göre düşük , PAB ortalaması ise hasta grubunda 35,4 mmHg ile daha yüksek olarak saptanmıştır (p<0,05). Hasta grubu SFT ortalamaları ise FEV1 47,5 , FVC 59,9 , FEV1/FVC 77,4 olarak saptanmıştır (p< 0,05). Hasta grubu kendi içinde değerlendirildiğinde 9 kişide (%18) Hb değerlerinin düşük olduğu saptanmış olup anemi tespit edilmiştir (p < 0,05). Hasta grubunda wbc ,nötrofil ve crp yüksek bulunmuştur. Lenfosit sayısı ise hasta grubunda daha düşük tespit edilmiştir (p<0,05). Fibrinojen ve d-dimer hasta grubunda daha yüksek bulunmuştur (p<0,05).Troponin T hasta grubunda kontrol grubuna göre yüksek saptanmıştır (p<0,05). KOAH atak ile başvuran 3 kişide (%6) pulmoner tromboemboli saptanmıştır (p<0,05).Sonuç: KOAH'da d-dimer, fibrinojen gibi inflamatuar belirteçler yükselmektedir. KOAH, PTE için bir risk faktörü olarak tespit edilmiştir.Anahtar Kelimeler: D-dimer, KOAH, Pulmoner Tromboemboli Aim of the study: COPD is characterized by a condition that is completely irreversible airway limitation. Dyspnea is the most common emergency presentation. Dyspnea may be a symptom of many diseases. Especially in this case the most important disease is pulmonary thromboembolism. COPD and PE can be found in together and PE may be masked by COPD. Although the COPD not shown reason of d-dimer increase , recent studies indicate that patients with COPD elevated d-dimer. We aim taht the patients who diagnosed 'COPD exacerbation' , we studied primarily d-dimer and abnormal laboratory values for guiding clinicians in patient management.Material and method: This study is a prospective study. The study included 2 groups. Patient group is 50 people, who is COPD exacerbations; over 18 years or older without additional disease such as diabetes mellitus, congestive heart failure or malignancy, no pregnancy, GCS > 10 , control group included 52 people . Detailed physical examination was performed in all patients. Comorbidities, ECG, ECHO, ABG, RFT, blood tests (CBC, troponin T, CRP, D-dimer, fibrinogen) were recorded. Doppler Ultrasound, Pulmonary CTA, V / Q scintigraphy were done to suspected PE or DVT.Results: 66% of COPD patients were male. Most often comorbid diseases was detected hypertension 14% (7 people) (p <0.05). Determining risk patient group PE; statistical superiority has not been established between Wells and Modified Geneva Scoring System (p>0,05). The most frequent in the patient group %41.8 with a normal ECG. Then, respectively, 20% sinus tachycardia, and 14.5% bundle branch block (right bundle branch block in 5 people, 3 people left bundle branch block), 9% p mitral, 9% ischaemic ECG changes were (p<0,05). In the patient group, 10% has been identified in AF (p<0,05). The patient group compared to the control group EF was found to be lower with % 58,2 , the mean of PAP was found to be higher in the patient group with 35.4 mmHg (p<0,05). The mean of RFT was found in the patient group ; FEV1 47,5 , FVC 59.9, FEV1 / FVC 77.4 (p<0,05). Low Hb values is determined to 9 patients (%18) with anemia (p<0,05). We determined that, WBC, neutrophil and CRP level were significantly higher, and lymphocytes level was lower in the patient group (p<0,05). Fibrinogen and d-dimer were significantly higher in the patient group (p<0,05). Troponin T was determined higher in the patients than control group (p<0,05). Pulmonary thromboembolism were determind in 3 people (6%) with COPD exacerbations.Conclusion: D-dimer ,inflammatory markers, such as fibrinogen increases in COPD. COPD has been identified as a risk factor for PE.Keywords: COPD, D-dimer, Pulmonary Thromboembolism
Collections