Rol belirsizliği ve rol çatışmasının, işten ayrılma niyeti üzerindeki etkisinde duygusal zekanın düzenleyici rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüzün rekabetçi koşullarında insan kaynağının önemi her geçen gün daha çok ön plana çıkmaktadır. Başarılı örgütler bir taraftan nitelikli insan gücünü kendi saflarına katmaya çalışırken bir taraftan da mevcut yetenekli çalışanlarını örgüt içerisinde tutabilme konusunda stratejik yaklaşımlar geliştirmektedirler. Konunun öneminden dolayı literatürde işten ayrılmanın neden ve sonuçlarını keşfetme amacıyla pek çok çalışma yapılmıştır. İşten ayrılma niyetine etki eden faktörler arasında yer alan rol belirsizliği ve rol çatışması araştırmacıların ilgisini üzerine çekmekte ve bu kavramlar sosyal faktörler olarak tanımlanmaktadır. Çalışanlar hemen her örgütte sıklıkla rol belirsizliği ve rol çatışması deneyimleyebilmektedirler. Bu da çalışanların işyeri ile ilgili olumsuz tutum ve duygular geliştirmelerine neden olabilmektedir. Bu bağlamda, duyguların değerlendirilmesi, doğru şekilde anlaşılıp yorumlanabilmesi, doğru şekilde düzenlenebilmesini ifade eden duygusal zekanın rol belirsizliği ve rol çatışmasının etkilerini azaltma konusunda etkili olabileceği düşünülmektedir. Bu çalışmanın temel amacı rol belirsizliği ve rol çatışmasının işten ayrılma niyeti üzerine etkisinde duygusal zekanın düzenleyici bir rolünün olup olmadığını incelemektir. Bu kapsamda araştırma değişkenleri açısından uygun sonuç verebileceği düşünülen Tokat İl Emniyet Müdürlüğü emrinde görevli 369 polisin katılımı ile veri toplama çalışması yapılmıştır. Verilerin analiz edilmesi ile rol belirsizliği ve rol çatışmasının işten ayrılma niyeti üzerinde etkili oldukları ancak duygusal zekanın bu etkide istatistiki olarak anlamlı sayılabilecek herhangi bir etkisinin bulunmadığı görülmüştür. Araştırmadan daha fazla sonuç elde etmek ve literatüre daha fazla katkıda bulunmak amacıyla araştırma değişkenlerinin katılımcıların demografik özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı gözlemlenmeye çalışılmıştır. Rol belirsizliğinin cinsiyet ve toplam çalışma süresine, rol çatışmasının ve duygusal zekanın eğitim durumlarına göre işten ayrılma niyetinin ise yaş ve toplam çalışma süresine göre farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır. The importance of human resources gains attention much more in today's competitive conditions. Succesfull organizations on the one hand try to hire well qualified employees, on the other hand developing strategic approaches to keep such employees within the organizations. In this context, because of the importance of the issue, many researchers stay focused on the intention to quit and many scientific studies were implemented with the intent to discover the predictors and outcomes of resignations. Among the predictors of intention to quit, role ambiguity and role conflict attract attention of researchers which being defined as social factors. In almost all organizations, employees frequently experience role ambiguity or role conflict. As a consequence, employees may exhibit negative attitudes and develop negative feelings towards their organizations. In this regard, emotional intelligence which is concluding evaluating, perceiving and expounding emotions correctly and regulating emotions in a positive manner, is considered as a remedy to decrease the affects of role ambiguity and role conflict. The main purpose of this study, testing the moderating role of emotional intelligence on the affect of role ambiguity and role conflict on the intetion to quit. With this purpose a survey was applied with the participations of 369 police officers from Tokat Police Directorate which is being considered appropriate for research variables. With the analysis of the collected data, it has been found that role ambiguity and role conflict have affects on intention to quit. Besides that, emotional intelligence has no significant affect on the affects of role ambiquity and role conflict on intention to quit. With the intent of aquiring more results from the research and contributing the literature more, research variables were tested to determine if any differences exist regarding to demographic features of participants. According to analysis of demographic features, role ambiguity differentiated regarding to gender and total length of service, role conflict and emotional intelligence differentiated regarding to educational attainment, intention to quit differentiated regarding to age and total length of service.
Collections