Âbdülbâki Ârif Efendi`s siyer of the prophet
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Siyer yazma geleneği, 1388 yılında Erzurumlu Kadı Darîr tarafından yapılan tercüme eserle başlamıştır. Sonraki yıllarda Türk edebiyatında siyer türünde önemli eserler verilmiştir. Darîr'in tercüme olan eserini takiple telif eserler verilmiştir. XVII. yüzyılda Veysî'nin kaleme aldığı siyer türünün en güzel örneklerinden olmuştur. Nâbî'nin Veysî'nin siyerine yazmış olduğu zeyl yine aynı güzellikte bir eserdir. Ârif Efendi'nin bu iki eserle aynı yüzyılda -1719 yılında- yazmış olduğu siyerin de dönemin dil ve edebiyat eğilimlerini değerlendirme açısından önemli olduğunu yaptığımız çalışma sonrası ortaya koymak istedik. Ârif Efendi döneminde önemli devlet vazifeleri yapmış, âlim ve sanatkâr bir kişiliğe sahiptir. Müderrislikte ki vazifelerini tamamladıktan sonra, kadılık vazifesiyle İstanbul ve çevre illerde kadılık vazifesi yapmıştır. Tarihlerde bu önemli özelliklerinin yanı sıra, hattatlık ve musikişinaslığından da bahsedilmektedir. Hattatlıkta talebe yetiştirecek kadar mahirdir. Bu gün birçok hay tablosu çeşitli yerlerde sergilenmektedir. Hatta ölümünden sonra yarım kalan siyeri, Damat İbrahim Paşa'nın isteğiyle hem damadı hem de hat talebesi olan Fâizi Hüseynî Efendi tarafından tamamlanmıştır. Hüseynî efendi eseri kendi hattıyla yazmıştır. Ârif Efendi'nin yazmış olduğu siyerin döneminde çok beğenildiği ve takdir gördüğünü tarih kitapları nakletmektedir.Anahtar Kelimeler:Hz. Muhammed, Siyer-i Nebi, Siyer-i Ârif, Ârif Efendi The tradition of writing Siyer started in 1388 with the translations done by Erzurumlu Kadı Darir. In the following years important works were produced in type of Siyer. After Darir?s translated work, compilations were produced too. The Siyer written by Veysi in 17th century was one of the best among its type. The Zeyl that Nâbî wrote in Veysî?s Siyer is comparatively a beautiful work. In our study we wanted to put forward that the siyer written by Arif Efenti in the same time period with these two other Works was also very important in terms of language and literature of the era. Ârif Efendi was a scientific and a person of art who did important duties fort he government. After completing his duties in ministry of education he worked as qadı in İstanbul and other cities. Besides this important characteristic of his, the historians also talk about his calligraphy and love of music. He was skillful enough to bring up students in calligraphy. After his death, his work which was left half was completed, upon Damat İbrahim Pasha?s wish, by his both student and son in law Fâizi Hüseynî Efendi. Hüseynî efendi wrote the work by hisown calligraphy. History books mentions that Ârif Efendi?s Siyer was liked and appreciated during his time.
Collections