Non-obez, non-diyabetik 2058 vakada alkol dışı karaciğer yağlanması varlığının ve alkol dışı karaciğer yağlanmasının klinik pratikte kardiyovasküler ve inflamatuar belirteçlerle ilişkisinin araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Alkol dışı karaciğer yağlanması (ADKY) anlamlı alkol kullanım hikayesi olmayan hastalarda, alkole bağlı karaciğer hastalığında gözlenen morfolojik özelliklerle karakterize klinikopatolojik bir durumdur. Alkol dışı karaciğer yağlanması metabolik sendromun karaciğerdeki tutulum şekli olarak kabul edilmektedir. Geleneksel risk faktörleri dışlandıktan sonra ADKY'nın kardiyovasküler hastalık gelişiminde risk faktörü olduğu gösterilmiştir. KAH için risk faktörü olan obezite (BKİ >30 kg/m2) ve Tip 2 diyabet ADKY için de çok iyi tanımlanmış 2 ana risk faktörüdür. Bu çalışmanın amacı non-diyabetik, non-obez vakalarda alkol dışı karaciğer yağlanması varlığının araştırılması ve ADKY'nın inflamatuar belirteçlerle ve Framingham kardiyovasküler risk skorlaması ile ilişkisinin belirlenmesidir.Bütün hastaların hepatobiliyer ultrasonografisi yapıldı ve hastalar ultrasonografik bulgular dikkate alınarak karaciğer yağlanmasının derecesine göre gruplandırıldı. Çalışmaya dahil edilen tüm hastaların kardiyovasküler riskleri Framingham risk skorlamasına göre hastaların yaş, cinsiyet, sistolik kan basıncı, serum total kolesterol ve HDL kolesterol düzeyleri (2 farklı zamanda ölçülmüş ve ortalamarı alınmış olarak), sigara içimi ve hipertansiyon tedavisi alıp almadıkları dikkate alınarak hesaplandı. Hastalardan alınan kan örneğinde glukoz, ürik asit, AST, ALT, GGT, bilirubinler, CRP, Total koleterol, HDL-kolesterol, LDL-kolesterol, VLDL- kolesterol, trigliseridlere ek olarak hepatit serolojisi (HBsAg, Anti-HBs, Anti HCV) ve ferritin düzeyleri de çalışıldı. İnsulin direnci, Homeostasis Model Assesment (HOMA) yöntemi kullanılarak hesaplandı.Çalışmaya yaşları 21 - 70 arasında değişen (ortalama yaş 49,7 ± 13,2 yıl) 2058 vaka dahil edildi. Bu vakaların 1563 tanesi kadın, 495 tanesi erkekti. Olgular yapılan ultrason bulgularına göre gruplandırıldığında ultrasonda steatoz saptanmayan 982 (% 47,7) olgu kontrol grubu olarak kabul edildi. Geri kalan olgulardan 473'ünde (% 22,9) hafif derecede, 363'ünde (% 17,6) orta derecede ve 240'ında (% 11,6) ağır derecede karaciğer yağlanması saptandı.Vakalar karaciğerde yağlanmanın derecesi açısından gruplandırıldığında yaş ortalaması bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadı (p>0.05). Ancak gruplar cinsiyet açısından değerlendirildiğinde karaciğerde evre 3 yağlanması olan grupta diğer gruplarla karşılaştırıldığında istatistiksel anlamlı olacak şekilde erkek vaka sayısında artış vardı. Yağlanmanın derecesi arttıkça BKİ ve bel çevresi istatistiksel anlamlı şekilde artmaktaydı. Ayrıca karaciğerde yağlanmanın evresi arttıkça ALT, AST, GGT, CRP, ürik asit ve ferritin düzeyleri de artmaktaydı. Karaciğerde orta ve ağır yağlanması olan gruplarda kontrol grubuna göre istatistiksel anlamlı şekilde Framingham risk skorunda artış tespit edildi. Yapılan korelasyon analizi sonucunda Framingham kardiyovasküler risk skoru ile GGT, CRP, lipid profili, ürik asit ve ferritin düzeyleri arasında anlamlı düzeyde pozitif korelasyon saptanmıştırGünümüzde ADKY olan hastalarda en önemli mortalite nedenin kardiyovasküler hastalıklar oduğu bilinmektedir. Biz de çalışmamızda obez ve diyabetik olmayanlarda dahi ADKY varlığının kardiyovasküler riski arttırdığını gösterdik. Ayrıca bu hastalarda subklinik inflamasyonun da varlığını saptadık. Non alcholic fatty liver disease (NAFLD) is defined as a clinicopathological condition characterised with morphological features of liver disease due to alcohol among patients without the hisstory of significant amount of drinking alcohol. NAFLD is regarded as the hepatic manifestation of metabolic syndrome. After the traditional risk factors are substracted, NAFLD is defined as an independent risk factor in cardiovascular disease development. The 2 exactly defined risk factors for coronary artery disease, obesity and Type 2 diabetes are also defined as risk factors for NAFLD. The aim of this study is the evaluation of presence of NAFLD and its association with inflammatory markers and Framingham cardiovascular risk score among non-obese and non-diabetic patients.Patients included in the study are grouped according to the ultrasonographic findings of liver. Framingham cardiovascular risk scoring was performed to all patients according to the age, gender, systolic blood pressure, serum total cholesterol and HDL cholesterol levels, smoking and antihypertensive medication history. From the blood samples of the patients, glucose, uric acid, AST, ALT, GGT, crp and lipid profile were studied. Insulin resistance was calculated with the Homeostasis Model Assesment (HOMA) method.Two thousand and fifty eight cases were included in the study. Their ages were ranging in between 21-70 years ( mean age : 49,7 ± 13,2 years). Among those 1563 were women while 495 were men. According to the ultrasonographic findings, patients were grouped as; without any fatty infiltration of the liver (control group) (n=982), mild steatosis (n= 473), moderate steatosis (n=363) and severe steatosis (n= 240) groups. There was no statistically significant difference in regards to the age between groups (p>0.05). However, in gender evaluation , in severe steatosis group male/ female ratio was statistically significantly higher than other groups. With the invcrease in severity of steatosis, body mass index and waist circumference were increasing significantly. Moreover with the increase in steatosis stage, ALT, AST, GGT, CRP, ferritin and uric acid levels also significantly increased. In severe steatosis group, the mean Framingham cardiovascular risk score was significantly higher than that of other groups. In correlation analysis, there was a positive correlation between GGT, CRP, uric acid and ferritin levels with Framingham cardiovascular score.Nowadays, the main cause of mortality in NAFLD patients is the cardiovascular reasons. In our study we determined that in also non-diabetic or non-obese NAFLD patients cardiovascular disease risk increases and in these patients subclinical inflammatory markers are also higher.
Collections